Sustu diyarbakır, sustu mardin
İşçi ve emekçi tayfası
Inşaat işçisi, amele ve işportacı
Küçük esnaf, bakkal ve mendil satan çocuklar
Yerel gazetede köşe yazıları sustu
Herkes bir ağızdan, hep beraber sustu
Dağ gibi bir adam
Ansız ve cansız düştü
Yüzü maviye dönük, gözünde iki damla yaş
Fayda etmez ağıtlar, feryat figan nafile
Geride bırakarak sevdiklerini
Göçmen kuşlar gibi göçüp gitti
Geride henüz doğmamış bir yetim bırakarak
Nazlı bir gelin, bir aslan parçası oğlan
Birde gerçekleşmeyen hayaller bıraktı ardında
Ölümün soğuk nefesi, yerleşmişti alnına
Titreyen dudakları bir şeyler sayıkladı önce
Sonra usulca yumdu gözlerini
Sustu şehirler, sustu köyler
Kasaba, sokaklar ve caddeler sustu
Anası kaldı geride, üstelik yatalaktı
Gözleri ile dövünüyordu, çaresiz yaşlar içinde
Son defa sarılamadan aslan oğluna
Koca kainatı yırtarcasına, ardından baktı
Sustu ağızlar diller, türküler sustu
Ağaçlarda coşkuyla ötüşen serçeler sustu
Bir takvim yaprağı gibi koparılmıştı
Bir güvercin gibi vurulmuştu göğüs kafesinden
Alnında tutuşarak yanan bir ömür
Dudaklara bir mühür bırakıp gitti
Ben sustum şiirlerim mısralarım sustu
Ölümü bekleyen bir ömür yok biliyorum
Her can sonunda toprak olacak
Her gidenin acısı birbirinden farklı olacak
Geride öksüz hatıralar kalır, birde koca bir boşluk
Ve her ölüm her cana vaktsizdir
BEŞİR ÇİTAK
Beşir Çitak
Kayıt Tarihi : 6.10.2018 23:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!