Zamanımız stres, sıkıntı, ekonomik krizler ile hemhal olma, iç içe yaşama zamanı... Çok da iç açıcı yaşamıyoruz Türk Toplumu olarak. Ortadirek, küçülme yolunda emin adımlar ile ilerliyor... Ailelerin büyük bir kısmı, ya otomobil kredisi ya da ev kredisi ödüyor, haliyle geçinmekte zorlaşıyor... İnsanlar mesaileri bitince evlerine gidiyorlar... Yaz geceleri bile sokakta dolaşan insanları görmek zorlaşıyor... Herkes geçim derdinde, seçimi meçimi kafaya takan yok... Zaten yakın zamanda seçim de yok...
İnsanlar gece evlerinde sekiz kısım tekmili birden Türk dizilerine takılıyorlar gece geç saatlere kadar... Ben hiç bir diziyi izlemiyorum desem de zaman zaman komedi ağırlıklı programları seyrediyorum, kaslarımız gevşiyor biraz gülünce... Kendimde mizah ağırlıklı yazdığım için bana kıyısından köşesinden faydası da oluyor seyrettiğim skeçlerin... Yalnız burada şu konuya dikkat çekmek ihtiyacı duydum, bir özel televizyonda seyrettiğim skeçten sonra... Skeç ölüm ve ahiret hayatı üzerine kurgulanmış... Bir delikanlı, babası ile her ferdi ölü olan bir ailenin kızını istemek ve evlenmek için onların evlerine gidiyorlar... Seyirciler burada tabi aslında en masum taraf, onlara ne ikram edip sunuyorsanız, büyük çoğunluğu şartsız seyrediyor ve alıyor...
Ahiret Hayatı ve ölüm skeçlere konu edilecek bir olgu değildir... Hele hele melekleri, diğer üç harflileri ve benzerlerini skeçlere konu etmek, güldürü malzemesi yapmaya çalışmak gerçekten inanan insanları rencide etmektedir... Artık buna cahillik mi demek lazım, yoksa bilgisizlik mi?
Ne zaman başladıysa benim öyküm
Yürüdük, kim bilir kaç yıl beraber
Bir yanımda aşk, bir yanımda olum
Durup kirlendim yaşadıkça
Aşktı beni yıkayan, Arıtan su
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta