Gün öğlene doğru giderken,
Elli kez üzülürüm,
Alevlerin rüyasına,
Kükreyen ateş dünyasına.
Yüzleri özledin mi?
Ufukta gözlükle güneşi mi ayarladın?
Eğer ölmüş olsaydım,
Bu acıyı yaşamazdım.
Bir ağaç olsaydım,
Kuruyacaktım,
Bir taş olsaydım,
Eriyecektim.
Düşmek istersin,
Ve gürültülü sularda uyanmak,
Karanlığı sevmiyorum,
Ve onsuz akşamları.
Denizin mavisi,
Doğanın yeşili,
Ağlarını geremedi,
Oltalarını atamadı.
Garip bir kader!
Doğar, büyür, yanar ve,
İnsansı ölüyoruz,
Her gün doğal sebeplerden.
Kimse durduramaz,
Bu düzeni kimse durduramaz,
Ne müminler,
Ne de inanmayanlar.
Yarınları getirmek için uçup gidiyor,
Trenler raylarda taşınıyor,
Feribotlarsa denizler ve okyanuslar tarafından taşınıyor.
Elbette arabaların da bir yolu var.
İnsanların yaşadığı ve öldüğü bir dünya.
Belki de güzel olan buydu,
Her gün yeniden gülümsüyorum.
Kayıt Tarihi : 28.11.2023 23:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!