Evet evet bu kahve falı nasıl bakılır hep merak ederdim. O küçücük fincanın içinde, hanımlar ne görüyorlar da söylüyorlar, bir türlü aklım almaz... Yok efendim yüreğim kabarmış mış, bir yerden haber gelecekmiş miş, üç vakte kadar başıma devlet kuşu konacakmış mış... Mübarek zannedersin gelecekten naklen yayın yapıyor...
Benim en sinirlendiğim laf ki şirk kokan da bir laftır aslında ''Fala inanmayın ama falsız da kalmayın.'' cümlesidir... İnanmadığın şeyin niye peşinden gidesin ki? Yok ben bu kahve fincanına dalacağım illaki... Biraz küçülmem lazım onun için, sonrada ışınlanmam lazım kahve fincanını içine, ortasına, artık neresine denk gelirse... Bekle beni kahve fincanı... Fincanı taştan mı oyarlar, nasıl oyarlar artık bakacağız.
Nihayeeeeeet kahve fincanın içindeyim... Bakalım dedikleri gibi kabarmış yürekler var mı bunun içinde? Eveeet, şurada kahvenin telveleri var, biraz kabarık duruyorlar, ama yüreğe de benziyorlar, sadece şekil olarak canım... Ben orada kabarmış bir yürek göremiyorum, falcı ablamız nasıl görmüş bunu anlayamadım... Yüreğin kabardıysa kardeşim, gidersin bir sevdiğinin yanına, iki sohbet, bir muhabbet, geçer gider...
Fincanın içinden haber gelecekse buralarda bir yerlerde bir PTT şubesi olması lazım mutlaka... Arayalım bakalım fincanın içinde bu Kahve Fincanı PTT şubesini... Çok da geniş billahi bu fincanın içi, ama görünürlerde ne PTT var, ne de PTT Şubesi, yoksa benden saklandılar mı, bilemedim... Bir sürüde çalışanı vardır belki bu PTT şubesinin, öyle ya bir dolu haber fincanın içinden dünyaya nasıl gönderilir ki...
ne ayıldım
ne ayılabilirim
ne ayılmak isterim
başım ağır
dizlerim parçalanmış
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta