Hep Anadolu Kokuyorsun

Buram, buram yosun, tarla, toprak kokuyorsun
Sen
Gül kokuyorsun
Gövermiş çeçil kokuyorsun
Dağlarından
Nane, civan perçemi, melisa kokan
Sonsuzluğun kucağındaki, sevdiğim ülkem misalı

Buram, buram Anadolu, Mezopotamya kokuyorsun
Gözlerin Van Gölü gibi
Derin
Ama umut dolu
Bakışların Ağrı'nın
Diyadin kaplıcası
Kadar sıcak
Ama şifali
Nasırlı
Ama kınalı
Ellerine
Dokunmak istiyorum
Barış özlemi çeken, çocuklara dokunur gibi

Hırçın, hırçın ahları derin ırmaklar gibi akan
Yüreklerindeki acıları
Yiğin, yiğin
Dillerinden
Feryatlar yükselen
Anneler değil
Yavrularına sarılışı gibi
Özgürlüğün
Güneşini
Koynunda taşıyan
Düşler hamamından
Anneler düşlüyorum
Sende
Teri
Emeği kutsal
Kadın
Evet sende
Bastıkları yerler
Umut, umut gül kokan
Çığlıklar değil
Kartalları yüksekten üçan
Her köşesinden güneş yükselecek ülkem gibi

Ey gülüşü özlemin en koyusu, soluğu can nefesi kokan
Işıldayan gözlerinden
Hep
Ülkemi görüryoum
Bir köşesinden
Yaraları
Kabuk bağlamayan
Şırnak'ı
Diğer bir köşesinden
Kışları geçit vermeyen
Işığa
Bahar'a
Yabancılaşmış
Bahçesaray'ı
Varsın yaralı olsun
Şu
Sen içinden olan Mezopotamya'lı yüeğimi
Ömrümü üleşmek istiyorum
Edirne'liyle, Hakkari'liyle, Maraşlı'yla

Mehmet Çobanoğlu
09.07.2020
İstanbul