I
Ah Helen,
dün gece ne sen vardın
ne de bir sevda geçti soframızdan
minareleriyle çivilenmiş koca kentte
kırık bardaklarımız vardı ağzı açık dinlemekte
gözlerimiz dizilmiş, dikilmiş; bir çift yıldızdı gökte
ne kafa tutar aya ne kayar sönerdi, tutanlarına dilekti.
İstanbul vardı, geceye soyunandı
ak fistanını giyinip kara yorganına sarınandı
çıkılınca denizine çizilirdi kıyısından ayrık duran beyazı
kopandı bağırtısı; balıkçı teknelerinin çağrısı, yırtandı fistanını;
bense tutup alkışlarımı
yamadım kayıklarda balık pulları
haz doyuran fahişelere işledim karanlığı
zıpkınları topuk sesleri, aşkı buyurmaz utkusu
kaldırım koynuna satılırdık kayık tablalardan, ayrımız yoktu
kim yenik düşerse düşsündü söylenceden, beş kuruşaydı üç kuruş etmeyen.
II
Ah Helen,
kim yaşar
yüreğinde mahşeri
hangi yarısıdır cennet
neredir vaat edilen cehennem
kime intihar zanlısı yaşanır hayat
hangi celsede bindirilir meleklerimize
nasıl bir buyrukla kurşuna dizilir sunaklar
baka baka pencere örülmez mi göğün duvarlarına
göçsek de varsak da kapalı mıdır avuçlarımda yakarılar? ..
Ah Helen,
ne olur
sevme beni
humarı var azrailin
mürit edindiğim uykuları
bedence tütsülendiğim sevdaların
tırpanlanan sessizliğinde kanaması sayrıların
kabarsa da duyar mı bu yürek, gıcırtısını kapılarının? ..
III
Ah Helen,
ne olur
vur, tokmakla
senlik davullarını da, bil:
sürgün öncesindendi
göğün gerildiği ilk günden gibi bakir
sevdim, masallardan en uzak ormanlardı dahilim
düşmanımın savurduğu kargıdan çok sevilmedim
pamuk ellerdi saplanan, dirilemedim; çeliktendi oysa yüreğim! ..
Ah Helen,
gere gere gülümsemelerini, açabilir misin korkularını
sen örmedin o destanda bilirim de kemirdim kollarını kazağın
sökülüversin yazgım, ziyanı yok; aldırma terzisine yer ile gök yüzünün
arada bir kırıp
kalkan balıklarının pullarını
bardaklarını gönder, kirpiklerini, söylencelerini
entarisini masallarının; topuk seslerin duyulmamış olsun sonra
üç beş lira at köprülerden, denizlere laf etme; içini dökme satılırken tablamız.
IV
Ah Helen,
bir ölümüm merakına
yaşamak yazılı teksirlerimizde
balık ağları göçürdü sahnemizi kuklalarla:
Ah Helen,
el vurup bayram sevinciyle
gözlerime göğü örme; sakın kendini
senin ördüğün söylenceden bildim savaşandı aşkın
oysa dişledim kollarını kazağın
aldırma terzisine yer ile gök yüzünün
el vurup bayram sevinciyle göğü örme gözlerime!
M. Mustafa USLU
mart-doksanyedi
Kayıt Tarihi : 10.7.2006 12:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
mabetlerinizi olduğu kadar mitolojilerinizi de diriltin...
tebrikler çok keyifli
aliterasyon ve asonanslar çok ustaca kullanılmış, ses yinelemeleri rahatsız etmiyor...Aksine ritmi yükseltiyor...ne sadece ses, ne sadece içerik ne sadece imge, her üçü de atbaşı...
Okunası şiirler...sevgiyle
TÜM YORUMLAR (4)