TUTUKLAMALARA DEVAM
Bir milletin bakasını etkileyen en büyük faktörlerden biri adalettir. Toplumu zulüm içerisinde yönetenlerin iktidarı ne sürekli olabilir, ne de etkili. Allah’ın insanlara en büyük ikramıdır adalet. Bir toplumun tüm birimleri müsbet bir şekilde işlese sadece adalet sistemi arızalı olsa o toplum batmaya mahkümdur. Yine bir toplumun tüm birimleri arızalı olsa buna mukabil sadece adalet sistemi ayakta dursa, müsbet bir şekilde çalışsa, o toplum ayakta durmaya devam edecek, adaletin doğru çalışması o toplumun düzelmesine katkı sağlayacaktır.
İnsan olmamaız hasebiyle Yüce Yaratıcımız doğuştan bir takım haklar ile donatmış bizi. İdarecilerimize düşen bu hakları topluma sağlayıp, adaletli bir şekilde yaymaktır. Milletimizin itilmiş, kakılmış, ötekileşmiş olmaması gerekiyor. Kendini yabancı hissedecek bir duyguya kapılmamalı insan.
Konuyu kürt kimliğine getirmek istiyorum. Cumhuriyet döneminde her ne kadar bazı haksızlıklara uğramışlarsa da, bazı temel hak ve hürriyetlerinden mahrum olmuşlarsa da toplumdan azad edilmemişler, her zaman kardeşçe yaşamak, eşit hak ve hürriyetlere kavuşmuşlardır. Hatta içlerinden başbakan, cumhurbaşkanı, bakan ve bürokratlarla memleketimizin her kademesinde görev yapmışlardır. Bu yolda büyük hizmetler edenlerde mevcuttur.
Lakin son zamanlarda kürt halkını devamlı istismar eden, onların hamisi konumuna soyunan, dillerini konuşamadıklarını, okullarının olmadığı, televizyon ve basın yayın organlarına sahip olmadıklarını öne sürerek kışkırtmaya kalkışmışlar, bu uğurda terör örgütü ile ortak çalışmaları neticesinde kürt halkını yıldırmışlardır.
35 yıldır da silahlı çeteleri ile Kürtlerin haklarını koruyorum diye onları öldürmüşler, ölümle tehdit etmişler, çocuklarını kaçırmışlar, kaçırdıkları çocukları katil yetiştirip Türk Milletinin önüne çekinmeden sürmüşler ve 35 bin insanın ölümüne sebep vermişlerdir.
Bu işi yaparken de gerek batıdan, gerek Amerika’dan ve son zamanlarda da Pensilvanyalı haşhaşiden maddi ve silah yardımı almışlar, bunu da çekinmeden basın yoluyla deklare etmişlerdir. Tabiki cesaretini hep onları kukla gibi oynatan abilerinden almışlardır.
Dağdaki faaliyetlerini meşrulaştırmak için siyasi olarak da işin içine girmişler, Türkiye ve İslam düşmanlarını da yanına alarak, Türkiye’yi bölmeye, parçalamaya, dilim dilim yapıp yutmaya niyet etmişler. Bu konuda demokrasiyi baştacı yapmışlar, dokunulmazlık zırhını üstlerine giyip AB ve ABD’den himaye istemişlerdir.
Siyaseten çöküş içine girince daha bir küstahlaşıp, milletimizi arkadan vurmaya, vur kaç taktiği ile özellikle asker ve polislerimizi şehit etmeye başladılar. Ordumuz ve polisimizin üstün gayretleri ile il, ilçe ve yerleşim yerlerinden temizlenmeye başladıkça kudurma nöbetine girmişler, olmadık tehditler savurarak menfur emellerine ulaşmaya çalışmışlardır. Devletimiz ve hükümetimiz önce bunların dokunulmazlıklarını kaldırmış, ardından mahkelerimiz ifadelerini vermeleri için davet etmişler, bunlar ise daha bir çirkefleşerek tehdit ve hakarete başlamışlar.
Ne zaman ki polis zoru ile ifadeleri alınıp bir kısmı tutuklandı, su görmüş kuduz köpek gibi ne yapacaklarını şaşırmışlardır. Milletimizin büyük bir kısmı bu gelişmelerden memnun. Bu katillerin cezalandırılmasını çoktandır beklemekte idi. Yılmadan ve hiç kimseden çekinmeden bu katillere hesap sorulmalı, gerekirse idam kararı çıkarılıp, milletimize silah doğrultanlar tez zamanda darağaçlarında sallandırılmalıdır.
Biraz öncede dedim. Milletimizin kahir ekseriyeti bu yaklaşım içerisindedir. Yetkililerden bu konuda gerekli adımları atmalarını beklemekteyiz.
Kayıt Tarihi : 7.11.2016 16:38:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!