Hani derler ya! Ateş düştüğü yüreği yakar,
Yine bir anneler günü, gözler yollara bakar…
Bir şehit annesi, bu gününde ağıtlar yakar.
Elinde gül, şehitten almış gibi, ona koşar.
***
Hani derler ya! Ateş değdi mi bir iz bırakır,
Dışı kapansa da, bu yara alta saklı kalır.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
YÜREĞİNİZE SAĞLIK
TAM PUAN
biraz önce haberleri izledim yine dram vardi..görüntü insanin icine isliyordu..tutamiyor insan bir an da olsa kendini yetkililerin birseyler yapamamasi sorusu takiliyor yine kafama...dedim ya sadece takiliyor bu isi nasil cözerler..merak etmiyor degiliz ama her perti yöneticisi kendi cikarlari dogrultudsunda mesajlarini piskinlikle beyan ediyor hala...
ve arsivlerime bakiyorum bu yil ki sehitlerimizden asagidaki tabloyu ekliyorum buraya..._
16 Ocak Diyarbakır-Lice: Astsubay Kadir Aydın (İzmir)
23 Mart Diyarbakır-Dicle: Er Tanju Çankaya (Ardahan), Er Emrah Çetin (Gaziantep-Islahiye), Er Muharrem Yanlız (Artvin).
7 Nisan Bitlis-Hizan: Asteğmen Sertaç Uzun (Ankara-Elmadağ), Uzman Çavuş Hakan Han (Erzurum), Uzman Çavuş Kaşif Arslan (Samsun),
Şırnak: Er Şeref Bulut (Hakkari-Uludere), Uzman Çavuş Muhterem Yağbasan (Adana-Saimbeyli).
8 Nisan Bingöl-Yayladere: Uzman Çavuş Hasan Yollu (Çorum-Sungurlu), Onbaşı Mikdat Sümer (Adıyaman-Gölbaşı), Ramazan Özen (Adıyaman),
Er Halim Atlas (Van).
16 Nisan Tunceli: Uzman Çavuş Ahmet Güngör (Mersin).
21 Nisan Bingöl-Genç: Onbaşı İkram Cirit (Eskişehir)
23 Nisan Hatay-Hassa: Er Salih Bolamanlı (Ordu-Ünye)
Şırnak: Asteğmen Metehan Atmaca (Amasya-Suluova)
25 Nisan Şırnak: Çavuş Mustafa Kirazoğlu (Konya-Yunak), Er Ramazan Avcı (Hakkari)
26 Nisan Bitlis-Çeltikli: Astsubay Nadir İpek (Elazığ)
27 Nisan Ağrı-Doğubayazıt: Er Şeyhmus Öncül (Mardin)
3 Mayıs Hakkari-Çukurca Er Sedat Karacan (İstanbul).
Diyarbakır-Lice: Üsteğmen Muhammet Ali Demir (Adana-Pozantı)
5 Mayıs Şırnak: Er Servet Yıldırım (Kars-Kağızman), Er Ayhan Demirci (Zonguldak-Ereğli)
15 Mayıs Diyarbakır-Dicle: Teğmen Halil Demirörs (Burdur-Karamanlı)
18 Mayıs Diyarbakır-Lice: Üsteğmen Muhammed Ali Demir (Adana-Pozantı)
24 Mayıs Şırnak-Güçlükonak: Uzman Çavuş Bayram Bolat (Doğanhisar-Konya), Uzman Çavuş Atıf Günkan (Bor-Niğde), Uzman Çavuş Vedat Dayıoğlu (Kaş-Antalya), Uzman Onbaşı Bekir Çakır (Tufanbeyli-Adana), Çavuş Samet Kırbaş (Çorlu-Tekirdağ), Er Mahir Yıldırım (Aydın).
29 Mayıs Hakkari-Çukurca: Er Servet Aktaş
(Malatya)
4 Haziran Tunceli-Pülümür: 8 asker şehit oldu.
terörü sadece lanetlemek yetmiyor...bir şeyler yapma zamanı geçmektedir...tüm şehit annelerine sabır dilerken onlarla birlikte ağladığımı belirtmek isterim...yüreğine sağlık sevgili haydar...
Yüreğine sağlık sevgili annelerimiz için yazılan tüm şüürler gibi şehitlerimizi anlata her eser gibi harika yüreğine kalemine sağlık....
Demoğlu der; gözlere yaş, yüreğe od düşünce,
Gam kurtçuk olur, dirhem, dirhem kemirir, sinsice.
Bir şehit anası, (bir) anneler gününde delice(yine)
Ağlayarak dua eder, her içini çekince.
Şehitlerimizin ruhlarının şad olması dileğylew saygı ve sevgilerimi sunarım
Hani derler ya! Ateş düştüğü yüreği yakar,
Yine bir anneler günü, gözler yollara bakar…
Bir şehit annesi, bu gününde ağıtlar yakar.
Elinde gül, şehitten almış gibi, ona koşar.
GÜZEL BİR YÜREKTEN GERÇEK AMA ACI VE HÜZÜN DOLU BİR ŞİİR .ALLAH RAHMET ETSİN RUHLARI ŞAD OLSUN .SAYGILARIMLA.
Hani derler ya! Ateş düştüğü yüreği yakar,
Yine bir anneler günü, gözler yollara bakar… yüreğinize sağlık ......tebriklerimle...........
Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta