Hazar Şiir Akşamlarında Buluşalım

Bedrettin Keleştimur
417

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Hazar Şiir Akşamlarında Buluşalım

Elâzığ, Ulusal ve Uluslar arası bilim, kültür, sanat, sağlık, eğitim vs. alanlarda her biri aktif rol oynayan organizasyonlar ve kongreler şehridir…
2010 Mayıs ayının son haftasında,
Mesleki-Teknik Eğitim Fuarı, Bilim Şenlikleri ve Kariyer Günleri (METEF) ,
9. Ulusal Sınıf Öğretmenliği Eğitim Sempozyumu başarıyla düzenlenmişti…
2010 Haziran ayının ikinci haftasında,
Edebiyat ve Sanat çevrelerinin gönül alkışlarıyla karşılanan 18. Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları,
4. Ulusal Sigara ve Sağlık Kongresi…
Bütün bunlar, haklı olarak Elâzığ’ı, kamuoyunda taçlandıran çok önemli çalışmaların izdüşümleri…
*** *** ***
Yazımızın başında da, “Bu Hafta Hazar’ı Konuşacağız” dedik…
Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları, bu yıl 18 yaşında…
Bir delikanlı artık o…
Elâzığ adıyla birlikte edebiyat ve sanat dünyasında özümsenen, takdir edilen, örnek gösterilen sahasında yapılan en güçlü organizasyon…
*** ***
Uluslar arası Hazar Şiir Akşamlarının belli çizgileri, renkleri, kendisine özgü kuralları ve belli bir formatı var…
O format nedir?
T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı, Atatürk Yüksek Kurumu, TİKA ve TÜRKSOY’un katkıları,
Elâzığ dışında; TEDEV, TÜSAV, AVRASYA Yazarlar Birliği gibi sanat ve edebiyat dünyamızın Uluslar arası Hazar Şiir Akşamlarına başından bugünlere kadar her bakımdan aldıkları çok önemli roller,
Ve Elâzığ’da; Valilik, Belediye, Fırat Üniversitesi Rektörlüğü, ETSO, EMK, FHGF gibi tepeden tırnağa kamu ve sivil bütün kurumların müşterekliğinden oluşan tarihi bir format!
Tabiatıyla, bu organizasyona gönlünü, kalemini ve yüreğini veren Elâzığ ve Elâzığ dışındaki gazetelerimiz, dergilerimiz, derneklerimiz, yazarlarımız, şairlerimiz, ediplerimiz…
Özetle Hazar, Anadolu’nun ve de, Uluğ Türkistan’ın, gönül coğrafyamızın çarpan kalbidir…
*** **** ****
Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları, 5 Aralık 1992 tarihinde mütevazı bir iklimde tamamen sivil bir anlayışla; “Fırat Şiir Akşamları” ismiyle, “Fikret Memişoğlu” anısına, “Gül” remziyle başladı…
Ve 1.sinden, ilk adımından 14.süne kadar, büyük bir titizlikle, dikkatle tarihe yazılı, edebi bir belge olacak şekilde, “güldesteleri” hazırlandı…
Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları, 2003 tarihinden itibaren büyük bir titizlikle hazırlanan, “Türk Dünyası Hizmet Ödülleri” ile organizasyon güçlendirildi…
Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel; ’in himayelerinde Başkanlığını Şair-Yazar Yahya Akengin’in yaptığı, Türk Dünyası Sanatçılar Vakfının Ödülüne layık görüldü…
**** **** ***
Uluslar arası Hazar Şiir Akşamlarının, her yıl bir önemli şahsiyet anısına yapıldığını söyledik…
Kendi şehrimizde; Fikret Memişoğlu, N.Yıldırım Gençosmanoğlu, Cenani Dökmeci, İshak Sunguroğlu, Harputlu Şair Hacı Hayri Bey, Fethi Gemuhluoğlu, Ahmet Kabaklı, Nüzhet Dede gibi Elâzığ/ Harput Kültürünün önemli şahsiyetleri ile bizleri bir daha buluşturdu…
Elâzığ dışında, Anadolu coğrafyasının yürekli ismi, Şairler Sultanı Necip Fazıl Kısakürek anısına yapılıyordu…
11. uluslar arası Hazar Şiir Akşamlarından itibaren Türk Dünyasının çok önemli isimleriyle bizleri buluşturdu… Bunlar arasında; Bahtiyar Vahapzade, Elmas Yıldırım, Mağcan Cumabay, Cengiz Aytmatov isimleri bizleri kendi tarihimize, kültürümüze, gönül coğrafyamıza taşıdı…
Bahtiyar Vahapzade ve Elmas Yıldırım ile Azerbaycan (Bakü) , Mağcan Cumabay ile Kazakistan, Cengiz Aytmatov ile Kırgızistan (Bişkek) tarihi köprüler kuruluyordu…
Bu yıl, Anadolu’nun manevi fatihi; Yunus’un, Sarı Saltuk’un Hocası Piri Türkistani Ahmet Yesevi Anısına yapılacak…
**** **** ***
Uluslar arası Hazar Şiir Akşamları, Elâzığ ismini; Sakarya’dan Afyon’a (Sandıklı) , Muş’tan Kütahya’ya (Simav) ,Kayseri’den Tokat’a, Gaziantep’ten Osmaniye’ye, Gümüşhane’den İstanbul’a kadar Türkiye’nin edebi çevresine çok yüksek duygularla taşımıştır…
O duygular, bir büyük şelaleye dönüşmüş… Kırgızistan’dan, Kazakistan’dan, Türkmenistan’dan, Bulgaristan’dan, Makedonya’dan, Azerbaycan’dan, Kabarya-Balkarlardan, İran’dan, Kosova’dan, KKTC’den, Kerkük’ten, Altay Türk Cumhuriyetinden,; ak yüzlü, bilge sözlü, kartal bakışlı, civan duruşlu; aynı gövdenin baharında çiçek açmış, cümlesine meyve vermiş dalları kanat gerecekti bizlere..
Elâzığ için, ‘doğuda ki batı’ diyeceklerdi…
Elâzığ için, “Türk Dünyasının manevi azığı” diyeceklerdi…
Elâzığ için, “şiirin başkenti” diyeceklerdi…
Elâzığ için, “Harput, Asya’nın gül bahçesi” diyeceklerdi…
Elâzığ için, sözlerin en güzeli, şairlerimiz ve ediplerimiz tarafından kendi tuvaline bir nakış gibi işlenecekti…
Elâzığ’ın, zengin bir gönül iklimi oluşacaktı… Onlarla, yüzlerle artık ifade edebileceğimiz söz ustaları, bu şehrin ‘gönül elçileri’ olacaklardı… Onlar, kalemleriyle bu şehrin tuvalini hazırlayacaklardı…
*** **** ****
Elâzığ için Türkiye ve Türk dünyasından kaleme alınan şiir ve edebi makalelerin hacimleri birkaç kitap ihtiva edecek kapasitede…
Destan Şairimiz Niyazi Yıldırım bugünleri göremeden yazdığı bir şiirinde;
“Bu kopan fırtına, Orta Asya’da
Yüz yıl sonra Anayurt uyanması...
Bahar müjdesidir gonca çığlıklar,
Gök gürültüleri... Kurt uyanması...” şeklinde, kızıl dünyanın yıkılışını mısralarına taşıyacaktı!
Fikret Memişoğlu bir şiirinde, tarihi yönelişi dile getirir;
“Seferber olmuş ulus, yazı yabana doğru
Dün benden kaçan, bugün koşuyor bana doğru”
Şeref Tan’ın, Hazar’a çağrısı vardı;
“Arafesindeyiz kutlu bir günün
Yarın şirin Sivrice’de şölen car
Muhasebesini yaparsak dünün
Hesabını ak alınla veren var.”
İran Tebriz’den seslenen Türkçü şair, Nesir Payguzar Harput’u anlatıyordu,
“Harput Asıya’nın gül bahçesidir
Bu kadar güzellik onun besidir
O ki, şöhretini yüceltip arşa;
Kulaklara çarpan müzik sesidir
Harput ocağıdır güzelliklerin
Havası, kışta da yaz nefesidir
Konuşmaklarında saz havası var
Kucağında Hazar Baba Gölü var
Harput daralanmış nar tanesidir
Mısralar dizini simgesi olan
Nesir’in Harput’a alakasıdır..”
Bu ve bunlar gibi onlarca şiir, Elâzığ’ı, Harput’u ve Hazar’ı edebiyatımız dünyasında çok güzel bir iklime taşıyacaktı… Bu her ile nasip olacak bir şey değil şüphesiz ki!
*** **** ***
Elâzığ’da, birçok sokak, cadde, bulvar, parkın ismine Türk Dünyasının önemli şahsiyetlerinin isimlerinin verilmesi Elâzığ’ı, gönül coğrafyamızda çok farklı bir konuma taşıyacaktı…
Cengiz Aytmatov ve Akmola Parkı, Bahtiyar Vahapzade Caddesi, Mağcan Cumabay, Elmas Yıldırım Sokağı gibi… Bütün bunlar, Elâzığ’ın, Anadolu’da ki farklılığı ve tarihi zenginliğidir…
Elâzığ ismiyle, Lefkoşa’da, Gümülcine’de, İskeçe’de, Kosova’da, Bakû’de, Bişkek’te, Almatı’da, Taşkent’te, Aşkabat’ta, Bahçesaray’da, Urumçi’de çok yakından bilinen, gönüllerinde yaşattıkları bir şehir konumundadır…
Bir şey var ki, bugün şairlerin, ediplerin gideceği yollardan yarın tüccarlar, tacirler gidecektir. Önce, gönüllerde kurulan bağ… Sonrası o kadar kolay ki…
**** *** ***
Anadolu Dergiciliği ilk defa, Elâzığ’da, Uluslar arası Hazar Şiir Akşamlarında konuşuldu, tartışıldı ve Türkiye’nin gündeminde yerini aldı… Bu ve bunlar gibi, sayabileceğimiz kazançlarımız var, bizlerin Hazar’da, Hazar’ın tarihi ve edebi ikliminde…

Bedrettin Keleştimur
Kayıt Tarihi : 7.6.2010 05:21:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Bedrettin Keleştimur