_______Merhaba Ranı
Bu mektubum sana ulaşırmı bilmem, edresin yok ki çok oldu gideli sen.
Bizim buralar yayla zamanı, yine geldi Aşık Fukari, o zorladı, illahi yaz mektubu ne ettiysem dinletemedim,
bulamassın dedim edresi.
_______Ranı Aşık Fukari’yi hatırlarsın, hani biz çocukken hep peşinde koştururduk, o da bizi kırmaz türkü çığırırdı,
ne de çok severdik,
'Etek sarı sen etek’ten sarısın' türküsünü.
_______Aşık Fukari yayla zamanı hep gelir, baba ocağından, toprağından kopmamalı insan der.
Sever beni bende severim, hatırı hoş adamdır.
Zaten başkada gelen giden yok ki, köyde bir ben birde Mamo dayı kaldık,
________Aşık Fukari dedi ki 'bir alet çıkmış mektubu yaz ben bulurum Ranı’yı'
İnanırım Aşık Fukari’ye, yaman adamdır şeherde şair diyorlarmış bizim Aşık Fukari’ye,
Ot biçme zamanıydı, ben eskere gitmeden evvel bir gün cendermalar götürmüştü Aşık Fukari’yi,
Neden bilmem ama hükümete karşı gelmişti diyorlardı o zaman.
_______Sormuştum Fukari’ye eskerden gelende.
Hükümet benim türkülerde korkuyor demişti.
Velhasıl yaman adamdır, çok çok severim Aşık Fukari’yi.
Aletin adıda iternetmiş, yazayım dedim belki eline geçer mektup Ranı.
________Aşık Fukari'de bayağı yaşlanmış, saç sakal beyazlar içinde, ama hala eskisi gibi çocuk.
Ben bu mektubu yazarken, O da karşımda kuzularla oynuyor ilahi bu adam deli.
Ne ettiysem bırakmadı bir kan akıtayım kurban olsun dedim.
yok dedi, canlı canlı için kurban edilmez.
Her adet doğru değil dedi.
_______Öyle işte Ranı…
Kurban heç özlemedin mi buraları, senin adını koyduğum çeşme var ya gürül gürül akıyor hala, her sabah giderim,
senin yeşil gözlerini görürüm gözenekte.
Benek benek güneş vuranda üstüne, sanki ağlıyor göz yaşlarıma dayanamayıp.
Bıldır Aşık Fukari birde salkım söğüt dikti çeşmemizin sol yanı başına, saçlarına benziyor dalları belik,belik.
Aşık Fukari diyor ki 'bu salkım söğüt Nazım’ın ağacı' kimse bu Nazım’ı tanımıyorum ama Aşık Fukari,
türküler çığırıyor söyleyin Nazım’da gelsin diye, mahpuslar damında çok yatmış, O da şairmiş.
_______Ranı buraların tadı kalmadı, ah ah geçenlerde duydumki Zalğı intihar etmiş, herifi ölünce kasabaya göç ettiler.
Çocuklarını okutmak için, hatırlarsın sizin kapı komşunuzdu, senin saçlarını tarardı hep gavurun kızı.
_______Mamo dayıya sormuştum, niye gavurun kızı diyorlar Zalğı teyzeye, 'harp zamanı bir o kalmış köyde,
Ermeni soyundan' dedi Mamo dayı.
Küçükken alıp büyütmüş rahmetli Raşo.'Sonra oğluyla evlendirdi' diyor...
Kasabada hep gavurun kızı diyorlarmış o da dayanamayıp ipi boynuna geçirip öldürmüş kendini...
________Bende çok ağladım. Zalğı Teyze'ye çok iyi kadındı, buradaki evide yıkıldı,
Ocağı tütmez oldu.
Anlattım dün akşam Aşık Fukariye, o da hüngür hüngür ağladı, suludur Fukari’nin gözleri …
Aşık Fukari, kar düşende benide götürecek şehere, büyük deniz varmış orda, bir de sevdiği bir kız,
o da yüzünü görmemiş, bu bahsettiği aletle mektuplaşıyorlarmış.
________Ben şu yukarı tepeden ıslık çalanda sen geliyordun. Bu aletin sesi tüm cihana gidiyormuş.
Vallahi Aşık Fukari demese cihanı alem birleşse inanmam.
Ranı gözümde tütisen bu mektup bulanda edresini, tez cevap ver, anlatacağım çok şey var.
Edreseni yazmayı unutayasın kurban.
_________Gözlerinden öper MIHO'n
Hamza İNCE
[email protected]
Kayıt Tarihi : 26.5.2007 22:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu mektup yaşanmış bir olayda esinlenerek yazılmıştır...
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!