Eylüllerde ne güzel esersin
Yüreğimin öksüz dehlizlerine ışık gibi aydınlık
Aşk gibi sıcaklık
Su gibi özgürce akış verdin
İçimdeki çölleri yağmurlarınla suladın
Bir atlı gibi geçti zaman
Dökülen yaprakların hala yemyeşildi
Ve gözlerinde
İfil ifil esen saba rüzgarıyla yüreğime girdin
Bir hazan mevsimiydi
Soyunan ağaçların mağrur dallarında
Hala yeşil dallar kımıldıyordu
Ve gözlerinde çağla yeşili bir umut parıldıyordu
Hazanlar hüzün olur derler
Ama bozkırda yetişen çiçekleri dinlemezler
En güzel güller hazan mevsimi gülistanda tomurcuklanır
Sümbüller en güzel tohumlarını
Hazan mevsiminde bırakırlar sevdalı dağlara
Ey her daim başına buyruk esen hazan rüzgarı
Boranlarına kat yaşanmamışlıklarımı
Yalnızlıklarımı, acılarımı, buruk sancılarımı
Tufanlarında boğ hüzünlerimi
Serin esintilerle gel yürek harmanıma
Ayrık otlarımı temizle
Yele ver yanmış başaklarımı
Tanelerimi bakir kıyılarında kurduğun
Aşk değirmenlerinde öğüt
Sonra bozkırdaki tohumlardan yeniden dirilt beni
Büyüt sonra Eylül kokan sevdalarında
Tebessüm havuzunda vaftiz et bedenimi
Geriye bir tek beni bırak
Yüreğimi ise uzaktaki sevgiliye
Ey hazan rüzgarı
Yüreğimi ceviz işlemeli kadehlerde tutup sun
Yârin dudaklarına dokunup yüreğine akayım
Aşkın esrikliğinde yıllanayım şarap gibi
Lal rengi aşklarla bileneyim
Sevdam Zülfikar gibi keskin
Düldül gibi eşkin olsun
Eylül ağaçları gibi budasın beni yârin yanaklarındaki çizgiler
Kırılan kadehlerden sevgi süzülsün yangın yeri yüreğime
Salkım söğütler gibi çınar diplerinde ışkın vereyim
Bez bağlasın aşıklar dallarıma
Dilek dilesinler en iyicesinden
Umutlu, ezgili, pür tebessüm, leylak kokulu ve menevişli
Bir mavzer gibi çatkılı
Dağlara, doruklara, zirvelere sevdalı
Ey hazan rüzgarı
Yüreğimdeki sevdanın menbaı mevsim
Eylüllerde, hazan diyarlarında
Bozkırdaki zamanın ölümsüz aşklarıyla sulandığı vakitlerde es
İfil ifil esen saba rüzgarıyla yüreğime gir
Dallarıma konan göçmen kuşları serinlet
Soyunan ağaçların mağrur dallarında dinlendir
Yüreğimde kımıldayan yeşil dallara savur şefkatini
Savur ki boy versin sevdam
Suya tutkun serviler gibi
Git, dünya ırmaklarını akıt irem bağlarıma doğru
Dallarına yeşil gözler dokunmuş gülümü sula
Sonra su kıyısına bıraktığım çakıl taşlarını topla
Ay ışığı balkırken gökte usulca getirip yürek toprağıma bırak
Dağılsın ufuklardaki kara bulutlar
Yüreğimi yârin yüreğine bağla yel ile
Sevgimiz dışında ne varsa götür çoşkun sel ile
Ben hazanlarda doğdum
Eylüller mabedim oldu
Ey güneşi gözlerinden içtiğim yârim
Mabedime yerleşik köprü kurdu sonbahar
Yüreğimden zirvelerine vuslat ırmakları yürüdü
“Uzun Bir Hikâye” yazdım yeniden
Saçlarına sürgün gittim
Yorgun vagonlarda konakladım
Kara tren ezgisiyle büyüttüm meyvelerimi bahçelerinde
Hep umut çizdi mürekkebi sen olan kalemim
Karlı dağları kovdum tuvalimden
Köprü koydum yeşil gözlerinle boyadığın tabloya
Nice Malabadiler kurdum, nice töreleri yıktım sevdan ile
Ben hazanlarda doğdum
Eylüllerde kimse öldüremez beni
Eylüller mabedim oldu.
Ben hazanlara tutsağım artık
Hazan rüzgarı okşuyor sana tutsak bedenimi
Esişleri yabansı bir pranga bırakıyor yüreğime pervasız
Ben seni yasaksız sevdim ey yar
Lepiska saçlarına hazan rüzgarı esintisiyle dokundum
Ateş polenlerini topladım çiçeklerinden
Çiçeklerin nar çiçeği gibi büyüdü içimde
Gözlerinden ışık alıp çerağ koydum baharların yüreğine
Ben hazanlarda doğdum hazan rüzgarları okşadı tutsak bedenimi
Eylüller mabedim oldu
Ey yeşil gözlerinde kocaman bir dünya gizleyen yârim
Her hazan yüreğime gir
Eylüller öksüz kalmasın
Hazan rüzgarları essin yürek harmanıma doğru
Vuslat dağının zirvesinde kuralım yuvamızı
Çocuk yürekli sevgiler besleyelim birbirimize
Bad-ı saba her estiğinde
Yürekten söyleyelim sevdamızın şarkısını
Dudaklarımızdaki tebessüm bulutundan dökülen sözler ıslatsın yanmış yüreğimizi
Eylül mabetlerinde yeşertelim aşkı
Sevgi dinimiz olsun mutluluk mezhebimiz
Hazan mevsiminde her daim birleşsin yüreklerimiz
Kayıt Tarihi : 24.2.2013 19:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!