İyileşti mi bilmiyorum, aslan, panter ıslah edip şov yapan -Amerikalı? - bey, doğasına aykırı ıslah emeği verdiyse de, bir kez insan dalgın olabilir, bu da insanlığın doğallığıdır, yataklık oldu, öyle kaldı galiba…
Doğası insan aykırıcılığı olanları toplayıp eğitime almaya nerden finans sundular da düşünüldü bu diye ilk soruyla başlar kargayı bile güldüremeyen tiyatro sahnesine dikenli kirpi ederler eğiticilerini, her göründükçe eğitilmeye alınan, büzüşür eğiten, değil mi?
Cumhuriyetimizin kurucuları: Bütün Şehitlerimizin iki tane hedefi vardır. Birinci hedefi bu vatan için şehit olmak. (ikinci hedefi ise vatana düşman ayağı değdirmemek. Bunu onlar başardı ya biz ne yapıyoruz?
ne yapalım... para karşıtı vatan, türk, bayrak lafı bol keseden, hükümet seçtik işte... oturmuş ordu işinden konuşmaya büyüyoruz daha ne olsun... şeref mi? hükümet seçiyorum diye düşmanı sokmak... ıslah evini de meclise doldurmak... Anayasa hedefine, tam yüreğimizin ortasına ayak sokturmaya, şerefi pisi pisilemeye aritmetiğini de burnumuzun önüne sürttürmek... becerdik... daha ne olsun... becerilsin emeğine süper oy takviyesine destek ortaklığı… bol toplayacak birinden biri paylaşması… bunlar biliyor be pazarlığı… eee… ticaret aritmetiği...para yettikçe, elbette…
Araplar çekti parayı Amerika, Avrupa, İngiltere’den, onların hastanesini, okulunu, araştırma merkezlerini, askerlerini ödemek yerini doldurmaya, onların aynı ayarından birini Orta Asya projesi için Türkiye’ye de hoş gelişler. Afiyeti seçilen düşmanların ziyafetine, onların eteğinden dükülürse seçenlere de biraz yaraya daha, büzülen kirpiliğimizle de, boşaltılacak toprağa nasip olacak büzüşmek daniskalığı, millete de masal var işte, neyimize yetmiyor ki? Az bile! Yetmez tabi:
8 askerimizin kaçırılmasıyla, hükümeti seçmeyi becerenler düşünmeyi de beceriyorlar, örneğin; müdahale etselerdi, en fazla şehit olurlardı,o da en yüksek mertebe... Şehit olmayıp kurtulsalardı, kahraman olurlardı, gibi… ve daha neler neler… ağızlarından salyalarını seçen isabetliler akıyor paranın kokusunu yayanlardan…
Seçilen hükümet kendi kendine oy vermedi herhalde... ne de mertlik varmış serde, ne de düşünceler bunlar, kargaları güldürdü mü acaba diyemedim... millete bak kaybı anla demek düşer bize sadece... millet olmayı anla ve aynen bu ayarda ordu demeye büyümeye de helal olsun diyecek bir kargalık daha mı umut ediliyor böyle, demeyip, susmayı tercih ettim... kargaları güldürmeyi beceremeyen insanlıktan konuşma uzmanları işte. Bana laf düşmez! Onları görünce büzül… büzül susam büzül… yok be, açıl susam açıl deniyordu… her neyse…masala karşı laf kavuşturacağız öyle mi? Yavrularımın canı sağ, gerisini görevde olduğuyla düşünecektir mutlak...
Kanunumuz beş bin yaş körpeliğinde genç Cumhuriyet. Sökmez onun bunun kağıt üzeri kargalığı bile küstüren ressamlıkları diye ruhlarını çiziştikleri huylarına meydan aç oyununa bari bir de sofra kursaydık… tenezzül olmaz ki.
Ah bizim çamurlar! Ne de büyük nanelik etmişim Türk sevgimde.
Türk olsun da çamurdan olsun demem daha tövbe! Tüvbe! Tövbe!
Ahlak daniskalığına artist arayana: Buyurun Türkiye’ye buyurun Türkiye’ye…
Yüzde kaç tutturdu ticaret aritmetiğini Türkiye Cumhuriyeti hükümet şirketi
Şirket dediyse kuruldu demektir mafya. Yağmuru süzemiyor caddelerimiz ki
Kan oluğu hazırlamaya artık yavaştan yavaşa…
Görmemiş sefile parayı göstermişler. Namusu dağa şerefi dama kaldırmaya
Türk diye kuçu kuçu para bakmışlar. Ağızları bereket olsun öyle de salyalara
Kazandınız be! Paraya karşı vatan pazarlamaya. Pes ettim laf ile, pes söz ile
Yalanık tadı görülecek elbet daha… görülecek elbet daha…
Dünya ülkelerine acil DUYURU!
Amerika, İngiltere, Avrupa attırdınız pabucunuzu dama
Para akıyor paraa parraaa akıyor parraa Türk derken de nefret yağıyor kara
Şerefsiler hünerliği müttefikliğiniz kutlu olsun! Alnınızın çatının tam sokak ortasına…
Buyurun! Yatıralım mafyacılığı masaya! Ben Türküm! Ya asın beni ortakça
Ya ilan ediyorum dobra dobra! İnsani şerefimle yaşayacağım!
Ya da sıkarım tam alnının çatının sabah kızıllığına!
Ders almadım daha kürt terörlüğünüzden. PKK şirket ortaklığınız, onun işi vardır olmaz.
Şerefimi satılık etmeye aritmetik dilinizin değirmeninde öğütürüm.
Emirat geldi birinin bir şeyi dört attı. Öteki zaten terör bile ya-r cebinin şişkinliği kadar.
Yığılın, üşüşün, düşer belki birazı da… vatanı para, Bayrağı para, Kürtlüğü para, Tarikatlığı para. Yahudiliği para. Türk-lüğü para. Milleti yara yara
Başkana yıldız kaydı yığılın orasına burasına. Para parraaa para..
Kazanılan bu şanı taşı ana… pardon, kocaya, karıya, çocuğa… parraa
Böyle bir müzik vardı… para para para… gerisi gelmiyor ki aklıma…
Nasıl, benzemiş olabilir miyim para nalına mıhına? … benzetiyorum işte, bu tür melodiler de nerden geliyor böyle aklıma… dinlemeyi sevemezdim… daha uysal olmalı derdim. Ben saflık krallığımı taht kurdum, sıyrılmıyorum… meclis koltuğundan da onlar bu durumda işte… ne var bunda?
Olsun da çamurdan olsun nanesi yemem daha tövbe! Tövbe! Tövbe!
Kasım 2007
Sevinç KavukKayıt Tarihi : 10.11.2007 07:32:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Sevinç Kavuk](https://www.antoloji.com/i/siir/2007/11/10/hayvanat-bahcesi-4.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!