iki alem arasında
kaç kere gidip geldim
kâh indim yer yüzüne
kâh göklere yükseldim
yükü doğruluk olanın
hayatlarının baharına
henüz adım atmışlar
namluyu yastık yapıp
gözü açık yatmışlar
bahsettiğim yiğitler
Aşk dediğin sevgili
Kadife elbise gibidir
Birinin üzerine tam oturur
Diğerinde rüküş durur
Kumaş aynı kumaştır
sonbaharın soğuk sabahına
incecikten bir sis çökmüş
toprak ana üşümesin diye
evlatları yaprak dökmüş
artık güneş uzatmaz yolunu
Kekik kokan bayırlarını
Yeşil çimen çayırlarını
Haziranda hayırlarını
Ben köyümü özledim
Toprağında taş olurum
Nedir bu şehirlere diktiğimiz
Gökleri delen devasa yapılarımız
Eskiden kilit vurmak ayıptı
Şimdi duble çelik kapılarımız
Korku her yanımızı sardı
Sabah sabah işlenirken
Duvardaki aynaya baktım
Her ne iş yapıyorsam
Öyle yarım bıraktım
Yıllar neden yaşlanmaz
geçtiğimiz günlerde
kendi bedenime sordum
dedim ağırdan alıyorsun
seni fazla mı yordum
ha bir de modeli düşük
güvendiğim dağlara
arada kar yağıyor
ulan ben inekmiyim
önüne gelen sağıyor
Son günlerde zıvanadan çıktı bu dolar
Merkez de atamadı başına bir yular
Bilinen hadler aşıldı surlar yıkıldı
Kara haber almaktan içim sıkıldı
Ülkem içeride dışarıda sınanıyorken
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!