Hayrettin Güven Şiirleri - Şair Hayretti ...

Bir viraneyim şimdi
Yeşil gözlerinde terennüm ederken
Tut kaldır beni yıkıntılar arsından
Son pişmanlık nihayete ermeden
Bil ki ben bir ölüyüm
Sen benden kopup giderken

Uzun koridorların ritimli adımlarına kesilir, kulağım...
Her gün odamdaki pencereye dalıp, gidişim kadar...
Gözlerime asılıp kalıyor şu karşı dağ ve ormanlık,
Her gün bu tekrar, yüreğimin en ince noktasından geçiyor....
Yalnızlık bana hep geçmişin kederlerini sunuyor.
Babam desem,çok haşin bir adamdı...

Şimdi kendim olarak geldim
tıpkı önceki zamanlarda olduğu gibi
Ne maskem var ne süslü cümlelerim
Ey sevgili şunu bilki seninle konuşan sadece yürek dilim
Yine kendim olarak geldim
Unuttuğum zamanların mesuliyetini de yüklenerek

Bir rüyaydı benim gördüğüm
İster hayra yor ister şerre
Maksadım aşka yürümekti ey gönlüm
Gün düşmeden sabah ki fecre
Veda etmezmi insan
Çok uzaklarındamı kaldım diye

Kimseye yazamıyorum arzuhalimi
Bilmem hangi katibe okutsam
Solgun sayfalarla dolu yüreğimi
Düğümleyip kelimeleri bastım içime
Söyleyemedim sevgiliye en son cümlemi
Hüzne doldurup bütün gövdemi

Konu: İnsani dğerler ve günmüzdeki olumsuzluklar


Bitmez tükenmez sayfalara dostluğu yazsak,Dostluk bitmez tükenmez bir değerdir.Bu insani değerlericiddiyetle ele alsak tıpkı mevlana gibi küçücük kusurlarda gece gibi olsak sanırım gururumuza kibirimize yenik düşmüş olmayız. Her ay düzenlenen bu toplatılar içimizde sıkışan gayet insani yüreklerin muhabbete dönüşen tezahürleridir, ve güzel şiirlerin dilce okunduğu bir ortamı bize sağlamaktadır.Bu son toplantıda da aslında nisbetende muhabbet esnasında dile getirdim sosyal yaşamda insanlar arasında bir kopukluğun olduğu aşikar. Hep sorarım kendime biz neden bu hale geldik bize ne oldu kemdimce yorumlamam gerkirse ki bu benim düşüncem insanların kendilerini belli kalıplara sokup çevresinden soyut bir yaşam tarzına doğru sürüklendiklerini görüyorum örnek vermek gerkirse bir yaygın cümle banane diyen dillerin bağlı olduğu gövdede yüreklerinin zembereyinin boşaldığını görüyorum durmuş bir saat gibi sanırım çok fazla çıkarcı ve gayri insani şeyler cazipleşiyor bizim yaşam alanımızda. Ben diyorumki dostlar bu pazarda bizim için insan yüreyine ve düşüncesine hitap edebilcek hiç bir değer yok bunların hepsi defolu ve bizi bizden koparıyor. dünyanın sahibi vardır mutlaka her şeyi edip eyleyen gözetleyen. Bizde enel hak denen eşrefi mahlukatız Şems mevlana gibi bir dostu bulmak için kellesini ortaya koymuşsa bizde yüreklerimizi ortaya koyalım sadece insanlık için mücadele verelim sadece hak için mücadele verelim pislenen egoların çöplüyü olmaktansa sevginin dostluğun kapısında köle olalım diyorum hepinizi saygıyla selamlıyorum

Kurtuluş sandık postalların sokaklarda
Uygun adımlarla geçmesini
Binlerce genç zindanlarda
Halk olarak biz bu oyunu alkışladık
Bizi dipçikleyen 12 eylül darbesini
Ne olduda sustu, kan kusan bütün silahlar

Seni farkettim,yüreğimde silinmeyen parmak izlerin,
Uçsuz bucaksız bir geceydi,sana gelişim,
Yağmur yağıyordu,senin olduğun şehre,
Ellerim,bedenim üşüyordu,
Yanlız yüreğim yanıyordu senin tutuşturduğun ateşte
Hayattan çizgiler vardı,yüzümde...

Ruhumun ırmaklarından aktıkça yaşamak umudu
Hep gülmelerin var bende ağlamaların hariç
Silme gözyaşlarını zamanı öylece dondur
Damlayan gözyaşlarınla ruhumu doldur
Yüreyimin derinliği büründükçe terkedilmiş akşama
Heyhat; Hayat aldırmaz gam yüklü çığlıklara

Bu gece yıkılmışım gecenin sessiz muhabetine
Sabahın çığlıklarından çok uzaktayım
Ağzımı düreceğim,bir farzın niyetine
Fecirde dört rekat için ayaktayım
Hoş geldin gönlün sultanı, şehri ramazan
Biraz merhamet olsun meydanda