Haymana'ya Selam Olsun Şiiri - Yusuf Yılmaz

Haymana’ya Selam Olsun Şiirin Hikâyesi: Haymana Türkiye’nin başkentine bağlı ve Başkent’e 75 km. mesafede olmasına rağmen; devletin imkânlarından yeteri kadar yararlanmamaktadır. Haymana ilçesi Türkiye’nin mozaiğine en iyi bir örnektir. Bu ilçede Türk’ü, Kürd’ü, Laz’ı, Çerkezi, Boşnak’ı, Tatar’ı ve Dadaş’ı hep bir arada yaşamasına rağmen, öyle bir kardeşlik duygusu var ki aralarında, bu kardeşliği hangi güç olsa gelse uğraşsa bozamaz. Ülkede cereyan eden bazı olaylara rağmen; Haymana insanı hiç mi hiç etkilenmemekte, et ve tırnak misali birbirlerinin canları olmuşlardır. Haymana insanı mert insanlardır. Her ilde ve ilçede olan çürük yumurta misali, Haymana’da da bir elin parmağını geçmeyecek sayıda, kendini geliştirmemiş ve kendini aşamamış insan elbette vardır. Ama Türkiye ortalamasına göre çok azdır. Haymana insanı birçok aşiretlerin toplandığı ilçe olmakla birlikte; yüzde 65’i Şeyhbızın Aşiretine (Osmanlı Arşivlerinde, bu aşiretin peygamber (a.s.v.) ’in soyundan geldiği belirtilmektedir) mensup olan Kürt kardeşlerimizden oluşmaktadır. Vatanına, milletine bağlı, Allah ve Peygamber (a.s.v.) sevgisini kalplerinde taşıyan insanlardır. Ancak, Haymana halkı, devlete ve muhafazakâr (!) partileri gözü kapalı desteklemelerine rağmen; aynı desteği ve hizmeti devletten ve gelen hükümetlerden görmemektedir. Hem iş adamları, hem de bürokratları; siyasiler tarafından üvey evlat muamelesine tabi tutulmaktadırlar. Kurtuluş Savaşının mihenk taşı olan Sakarya Meydan Savaşı, Haymana'daki Çaldağ ve Mangal Dağlarında cereyan etmiştir. İnsanlar; Sakarya Savaşı deyince, sanki Sakarya İl'inde olmuş sanıyor. Erkekleri geceleri gizlice Türk askerine katılmıştır. Haymana köylüsü; yufka ekmeğini, yumurtasını, yoğurdunu, sütünü, ayranını, peynirini yememiş, Türk askerine yedirmiştir. “Şu Çılgın Türkler” kitabının yazarı olan Sayın Turgut Özakman; kitabının 55-60 sayfalık kısmını, başta Çaldağ ve Mangal Dağı olmak üzere Haymana’daki cephe savaşlarına ayırmıştır. “Eğer Haymana’da savaş kaybedilseydi, Polatlı da düşerdi, Ankara da düşerdi ve TBMM’nin başkenti Kayseri’ye taşıma düşüncesi de hayata geçecekti” şeklinde belirtmiştir. Elbette Haymana insanının kahramanlığı, bir orduya karşı sayı olarak yetersiz olmuştur. Bu nedenle Giresun’dan iki alay da gelip Haymana’daki savaşlara iştirak etmiştir. En son olarak ta Rahmetli Kazım Karabekir komutasındaki Doğu Ordusundan bir iki alay Haymana’daki savaşa iştirak etmiştir. Ancak Haymana insanı, Yunan ordusu ve onların lojistiklerini sağlayan diğer emperyalistlerin oyunlarına fırsat vermemiş, heveslerini kursaklarında bırakmıştır. Haymana, Kurtuluş Savaşının (Sakarya Savaşının) çilesini çekmesine rağmen; devlet ve hükümet erkânı, zafer kutlamalarını Polatlı’da yapmaktadırlar. Haymana dünyanın en iyi kaplıca suyuna sahiptir. Ancak yerel bazdaki yöneticilerin ve yukarıda belirttiğim hükümetlerin önemsememesi üzerine yeteri kadar dünyaya tanıtılmamıştır. Haymana yukarıda saydığımız diğer faktörlerle birlikte, bu güne kadar; küçük olsun benim olsun zihniyeti ile hareket eden, Haymanalı bürokratlara sahip çıkmayan ve sadece kendi çıkarlarını düşünen Haymana'yı deneme tahtası yapan yerel siyasiler tarafından yönetildiği için daima geri kalmıştır. Onun için Haymana içinde ve dışında olsun, Ankara ve başka illerde yaşayan, belediyecilik konularına vakıf kişiler tarafından yönetilmesi kaçınılmaz olmuştur. Temennimiz; kendi çıkarlarını düşünmeyecek, birikimli, kültürlü, ekip çalışması ve projeleri ile Haymana’yı ileriye götürecek, Haymana'nın talihini olumlu yönde değiştirip dönüm noktasına getirecek bir yönetimin oluşmasıdır.