hikmetin h/ içliğini giydim
gördüm nice ömrü harabı
yarık tepelerden
soylu yüreklere bakıyorum şimdi
ölüm mü? amenna
biz peşin içtik o şarabı
dün oldu…
gün inerken tepelerden aşağıya
sis yeleli ak boz atlarla geçtik vadilerden
nal sesleri doğa kadar inatçıydı
ulu çınarların yanında yurt eyledik
boy üstüne boy saldı salkım söğütlerim
göğe kucak açtı dal budak
köknarlarım, henza çiçeklerim
namı alıp yürüdükçe yılkımızın
çılgın boranlar önünde estik, savrulduk
yayladan kışlağa /kışladan yaylaya
demir olduk taş olduk dayandık
oy! benim ak yüzlü al gözlü kızlarım
oy! benim çatal yürekli erenlerim yiğitlerim
oy! benim yıkılmaz bilekli gürbüz evlatlarım
muzaffer seferlerden dönmüşlerdi
huzur otağ kurmuşken şölenlerde
bana atımdan önce muştular getirmişlerdi
/…
bugün oldu…
her yeni gün duman rengine çalar
buz beyazı eriyen düşlerim
ilkindi gölgesinde alaca geyiklerim üşür
yüreği kanadından incinmiş güvercinlerim
ortalık bir hayli garip
acı gelmeden yakar mabedi çadırımı
ey! vefa, indin mi yerin yedi kat dibine
güvendiğin dağlar yerle bir eder hatıranı
hey!
her geçen gün sabrımın kapılarını
daha bir kuvvetle yumruklayanda kim böyle
aç gözlü karıncalar dolaşıyor yamaçlarımda
emsaliyle uçmayan kuşların
seslerini duyuyorum yükseklerden
ey! riya, kes artık
saçların hiç bu kadar uzun değildi
bir kabin onuru için yetmez mi bu kadar
şu kara toprağı kazmaktan
nasılda bitap düşmüş ruhlar
dinmez bu sızı, değil miydi ki kavga
anacak kendini tutamayanların hazzı
ey! fikr-i karmaşalar
bu kervanı nicedir öfke basmış böyle
gerildikçe ar damarlarınız, adeta
merhamet duvarlarınızdan çatlamışsınız
isyan kasırgaları hangi yöne
nefret rüzgârlarınız savururken tüm varlığınızı
eğin kibrin kemikleştirdiği o mağrur başınızı
eğinde, fırtına sonrası harabe umutlarınıza bakınız
nedir bu hal /ne sizi /ne bizi
çağıldayan sular aşkına söyleyin
zehirsi kuşkular mı yüz yüze getirdi sizi
ne vakit
ruhunuzda zakkum çiçekleri açar olmuş
diplerinde garipsenir ayrık otları
yerici kelimeleriniz kararmış inci
her dem tatmin edildikçe
tamahkâr bakışlarınızdan kıtlık yağmakta
uçurum ki/birdi
sorarım nerde kaldı o kutlu erdem
görüyorum ki gırtlağınızdan geçmeyen tortu
yeminle /yeminle daha beter bozulacaksınız
mukaddes haklar aşkına söyleyin
hangi seraplarda çöl sıcağı uykulara daldınız
nasıldı /ne zamandı /kandınız /kandırıldınız
onlar ki acıları kırk kazanda kaynatan müneccimlerdi
görmediniz mi? kara bakışlarında ki baklalar
asırlardır ıslanmadı dinlerinde
masumane yüzler ardında sinsi ihanetler
ve her zaman/kinden farklı değildi kehanetler
birde, utançlarına perde yaparlardı kan kokan ellerini
vebali ebedi boyunlarına olsun
belli ki iblisti ilahları
ama bilinmez hangi çürük maya
hangi bozuk sütten döl durmuş günahları…
arş yedi kat gökte kapatmışken yedi iklim kapılarını
akbabalara yem olsun kula hayrı olmayan dilin
dileğim o ki üç vakte kadar
kanı çekilesin de kurusun o kırılası çeneleri
cemiyet aşkına söyleyin
birde övünç mü duyuyorsunuz
serpildikçe büyüyen sefaletinizden…
onurunuzu değil gönlünüzü alçaltınız
dünya çıngısından bu denli korkarken yüreğiniz
cehennemin al yalımlı ateşine kucak açışınız nicedir
nicedir akıl kârınızı hangi şuh vadilerde bozdurdunuz
bir metelik etmeyen şu dünya pazarına
yoksa, yoksa o paha biçilmeyen hayatınızı mı sundunuz
/…
ah! hiç bir işe yaramayan kan
övünsün dursun şimdi kızıl şanıyla
o vakit, neden beni şuracıkta öldürmediniz
cümle hüzün yüküyle dolu özüm
şimdi ne desem, küse düşer sözüm
suya inmiş güneş kadar
aydın yüzlü çocuklar var ağlamaklı
ah! kör olaydı da görmeyeydi gözüm
oy! benim ak yüzlü al gözlü kızlarım
oy! benim çatal yürekli erenlerim yiğitlerim
oy! benim yıkılmaz bilekli gürbüz evlatlarım
silkelenin…
sağduyu ruhumun patikalarına tırmanırken
bana atımdan önce aklımı getirin…
Kayıt Tarihi : 17.10.2009 21:33:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hayme Ana; cefakar, fedakar Türk anasının en büyük timsalidir. Onun tarih içinde gördüğü fonksiyon pek az anneye nasip olmuştur. Hayme Ana Kutlu Kayı boyunun lideri komutanı derleyicisi devlet kurucusu gibi pek çok özelliği şanlı kişiliği ile birleştirmiştir. O devlet evinin direğidir. Kocası Gündüz Alp'in vefatından sonra dağılma noktasına gelen Kayı boyunu Aşağı Sakarya vadisine daha sonrada Domaniç Çarşamba'ya selametle getirerek cihanın en büyük devleti olan Osmanlı İmparatorluğu'nun temelini atmıştır. Oğlu Ertuğrul Gazi'yi hep büyük olma cihana hükmetme kişiyle yetiştirmiş torunu Osman Gazi'nin elinden tutarak geleceğin devletinin nasıl kurulacağını nasıl olması gerektiğini Çarşamba Ova'sının yüksek tepelerini göstererek hayal etmiştir. Hayme Ana, Kayı boyunun diğer anaları gibi koyundan süt sağmış, yoğurt, peynir yapmış, ipi eğmiş, aba dokumuş, asla bir aristokrat gibi davranmamıştır. Obanın erkekleri onu ana bilmiş her sözünü emir belleyerek saygıda kusur etmemişlerdir.(alıntı)
![Esra Kaya](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/10/17/haymana-cemre-en-basta-icinize-dusmeli.jpg)
Tebrik ediyorum Esra hanım.
Sevgi ve saygılarımı sunuyorum
Beğenerek okudum.
Tebrik ederim.
Kelimelerin boğazını sıkıp bağırtmadan da, sözcüklerin haykırdığı serbest şiirler yazılabiliyormuş.
Beğenerek okudum.
Yüreğinize sağlık.
TÜM YORUMLAR (15)