Bu nasıl kırgınlıktı...
Bu nasıl dargınlık,
Dönüşü olmadı,
Kapıyı; çarpıp da gidişinin,
Yakışır mı bu hareket?
Deli gibi; sevdiğini söyleyene,
Her yıl, on iki Mart'ta,
Akla geliyor zulüm...
__________Dağları,
__________Taşları,
Toprağıyla ürküyor,
Kükrüyor sanki ERZURUM.
Ölüm geldi kapıya...
Hacet yok,
Mala, mülke, tapuya.
Çalışıp çırpındık, servet yaptık güya;
İki metre toprak,
Dört metre kefen bezi...
Ayırdı, beni senden...
Ölüm denen, o, gerçek.
Seni, mezara değil...
Kalbime gömdüm.
Sevgimiz hiç çürümeyecek...
Yaşıyorsun ruhumda,
Yenildim ben:
Umuda yenildim,
Aşka yenildim,
Sevdaya yenildim,
Kısacası gülüm,
Sana yenildim.
-*- Bir Deniz’di O -*-
Bir Deniz’di o, kabına sığmayan.
Halk için canını ortaya koyan
Genç yaşında idamı göğüsleyen,
Dimdikti yarına elveda derken.
*
Kuzu gibi meliyordum peşinden,
Yandım durdum, ateşinden közünden,
Bitti umutlarım, senin yüzünden.
Anladım ki bana hayır yok, senden.
*
Anladım ki senden bana hayır yok,
Döndü çarkım, doldu vaktim...
Ey! Fani dünya; elveda.
Zevk-ü sefa, yokluk, vefa...
Ey! Fani dünya; elveda.
Acı, tatlı helallaşak...
Yeşerince çimenler, Erzurum’un ovasında,
Niceleri can verir, ovalıya sevdasıyla,
Deli kalpler de; birleşirken aşkın hülyasın da,
Seni ben, hep canımdan bir parça, saymışımdır ya!
*
Olmazdı, gecelerim kâbus, gündüzüm karanlık,
Sağa dönüyorsun,
Şiddet, kan, zulüm…
Sola dönüyorsun,
Cinnet, silah, barut…
Kirletilmiş dünya, kirletiliyor,
Anlamı kalmamış ömrün.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!