Sizlere, Zülfü Mandal’ın ‘’tanrıların şifresi einstein ve evrim’’ kitabından bir bölüm sunacağım.
Hepimizi yakından ilgilendiren bir konu olduğu için, özellikle okumanızı isterim.
Lityum pillerle ilgili biraz bilgi edinelim. Örneğin cep telefonu aldığınızda denir ki, şu andaki enerjisini- şarjını tamamen bitirin ve ilk şarjı (aslında ikinci şarjdır, ilk şarj fabrika maksimim kapasitede yapılmıştır) en az 12 saat yapın denir. Bunun sebebi şudur. Varsayın ki piliniz altı volttur. İşte siz pilinizi örneğin altı saat şarjda tutarsanız, eş deyişle maksimum kapasite olan
Altı volt kapasite kadar değil de beş volt olana kadar şarj edersiniz, pilinizin bundan sonraki maksimum şarj kapasitesi hep beş volt olacaktır. Çünkü eksik şarjınız sayesinde lityum pil
Hafızasını beş volta sabitlemiştir. Daha sonra on iki saat bile şarj etseniz o maksimum beş volta kadar dolacaktır.
Şimdi bunu insana uygulayalım.
...İnsan hafızasının geliştirilmesi maksimum onaltı yaşına kadar olabilirdi. Bunu maksimum altı volt gibi düşünün. Hafızayı geliştirmenin yolu da sosya ekonomik kültürel yapıdan geçiyordu. Yani ne kadar çok nesne ve bilgiyle-kelimeyle tanışırsanız hafızanız o kadar gelişir. Gelişmiş hafızanın anlamı da şudur, hafızada kayıtlı bilgilerin bir kısmını siler yerine yeni bilgiler koyabilirsiniz. Benzetme yaparsak, bilgisayara yüklediğiniz bilgilerin bir kısmını silip yeni bilgiyle doldurabilirsiniz ama kapasiteniz oranında. Başka bir deyişle ihtiyacınız olduğunda değiştirilebilir bilgi demek, kurabileceğiniz bağ ve yaratabileceğiniz kaos-etki miktarının çokluğu demektir. Lityum piller sürekli değiştirilebilir enerji ile çalıştığı için bir ömür boyunca daha çok bağ yapabilir. Bir insan da ne kadar çok enerji-bilgi-organ değiştirebilirse o kadar çok çeşitlilik yaşar. İnsan hafızasının doldurulma sınırını nerede durdurur, ne olur?
Lityum pilin hafıza sınırının örneğin iki volt olduğunu düşünün. Çok çabuk bir şekilde boşalacaktır ve muhtemelen sadece alo demenize yarayacaktır. Başka bir işlem yapamayacaksınız, çünkü eğer yaparsanız konuşma şansınız da olmayacaktır. Bunu şöyle düşünün. Bir insan onaltı yaşa kadar maksimum kapasite yerine beş yaş hafızası kadar bilgi-kelime öğrenmiş olsun. Bu kişinin varlık bütünlüğünü sürdürmeye yarayan bilgilerini-organlarını başka bilgilerle değiştirme şansı olmayacağı gibi, değiştirmemek için de ciddi bir direnci olacaktır. Yani pillerin sahip olduğu enerjinin asgari bir miktarı nasıl ki hedef enerjiyi yaratmakla eş değerdir, işte insanın da sahip olduğu enerji-bilgi de, asıl hedef enerji olan hayatta kalmakla ilgili olmak zorundadır. Başka bir deyişle örneğin bir köyde yaşayan insanın hafızasını genişletme süresinde ne kadar şarj ettiğiniz, yani altı volt seviyesine getirdiğinizdir önemli olan, yoksa o artık belki de batılı ülkede yedi yaş sınırında bir hafıza genişliğinde kalacaktır.
Karbon pillerde nasıl ki değiştirilemez enerji yüklüdür, az bilgiyle dolu olan insan da aynıdır. Karbon piller bir kez doldurulur ve boşalınca da atılır. Karbon piller gibi olan insanları şöyle de değerlendirebilirsiniz. Hayvanlar nasıl sadece ebeveynlerinden kalıtımsal olarak geçen genetik kodlarla-bilgilerle yaşarlar ve zorlanmadıkça yaşam biçimlerini asla değiştirmezler, tek çeşit yani değiştirilmez enerji ile doldurulan insan da öyledir. Örneğin biz babamızdan öyle gördük vb..gibi lafları kullanırlar. Eğer sahip olduğu yegane enerjisini-yaşam bilgisini elinden alırsanız onu ölüme mahkum etmiş olursunuz.
evet her şey ölümle sonuçlandığı için, alıntıyı ben de burada kesiyorum.
siz de ya pilleri tam şarj yaparsınız, yada çöpe atılırsınız...
al ananı git köyüne demek hakları da olur o zaman...
herkes layığını bulur diyebilirler...
ya beğenirsin, ya da çekip gidersin demek hakları da olur.
siz karbon bir pilseniz, sizden daha fazla enerji yüklü lityum pilleri etkisiz hale getirebilir misiniz?
çünkü onlar varken sizin değeriniz olmaz. kullanım değeri kazanmanız için buna ihtiyacınız olacak.
siz hala burda mı otluyorsunuz diye şaşırtabilirler sizi...
ve en çok duyduğumuz sözcüklerden biri özünüze dönün!
ölüler bunu duymadığı için dirilme ihtimalleri yoktur. onların dünyaya dönmesini kimse beklemez.
çünkü ölenlerin çoğu savaşlarda ve açlıktan ölmüştür, ya da trafik kazalarında... yani geri döndüklerinde dünyanın hali akıl almayacak kadar berbat olacaktır.
bu söz onlara değildir.
nedir bu öz?
bir eşkenar üçgen düşünün, onu yukarıdan aşağıya dörde bölün.
insan (tanrı-kral)
ülke....(milliyetçilik)
aile.....(gelenekler)
birey..(kişisel çıkarlar –ego)
en üsteki parça yine eşkenar üçgendir ama, altaki parçalar yamuktur. düzgünler yamukları idare edecek ki, yamukluğun önüne geçilsin!
öz ’ ümüze dönmemizi isteyenler genelikle ya krallar ya da ondan rant sağlayan çevrelerdir.
birey anasının....na dönemeyeceğine göre:
dönülecek yer; milliyetçilik, gelenekler ve bencil çıkarlar. bu talepler kralların işini kolaylaştırır.
tam şarjlı pil mi olmak istersiniz? tepeye tırmanmak yani...
yoksa karbon piller gibi, bir kere kullanılıp atılmak mı?
seçim sizin!
Kayıt Tarihi : 8.11.2008 15:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!