ne kadar aciz olduğumu unutup
bir posta yolluyorum sana, bir mektup
ne kadar günahkar olduğumu biliyorum
her şeye rağmen senden özür diliyorum
Ya Rasulallah hayatını tozlu raflarda okuduğum
özlemini sevgimle kalbime dokuduğum sensin...
ilk zamanlar Muhammed diye seslendiğim
senin gibi olmak için heveslendiğim sensin....
sebebini bilmeden adını göğsümde sakladığım
yine sebepsiz mutluluğumu üzerine yüklediğim sensin
sen ki bir mağaradan cihana nur yağdıran peygamber
gel ümmetin seni özler...
Ya Rasulallah hassasiyette zariflerin en zarifi
bütünüyle nezaketin tarifi sensin
kainatın asırlara meydan okuyan cevheri
Allahın habibi ve son peygamberi sensin
karanlık günlerimin feneri
galibiyet yüzü görmemişlerin zaferi sensin
sen ki uğruna başlar feda peygamber
gel ümmetin seni özler
taş kalpleri yıkan bir vaveylasın
vaveyla az gelir ondan da alasın sen
eşini bulamadı insanoğlu teksin
ruya değil masal değil gerçekten de gerçeksin sen
tüm kuşkulu şeylerin burhanı
dünya denen devletin sultanı sensin
bu mücrim bu vefasız bu haddini bilmez aşığa
sende etmezsen kim şefaat etsin...
Kayıt Tarihi : 30.12.2006 20:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!