K:
Ya, bakma öyle, utanıyorum.
Ya, lütfen bakma!
Ama ya, yaaa...
E:
Ne, ne, bakmayayım mı?
Şu güzel gözlere,
Şu bal dudaklara,
Şu elma yanaklara bakmayayım mı?
Kızım, ben sana bakmadan duramam ki!
Hele o gamzene, ölürüm lan!
Ölürüm oğlum!
K:
Tamam ya, iyice abarttın.
Herkes bize bakıyor, sus deli!
Tamam bak, ama az bak.
E:
Hiç de bile! Öyle az maz bakamam.
Hem o gözler benim değil mi? Bakarım, sana ne!
K:
Tamam ya, bak, bir şey demiyorum.
Ya, bakma valla!
Utanıyorum, bak, yangın var diye bağırırım.
Bir de bırak da yemeğimi yiyeyim ya, offf... (isim).
E:
Ay, kıyamam. Tamam, ye yemeğini.
Garson bey, bana bir çay, şekersiz.
Hanım yemeğini bitirince ona da bir kahve getirir misiniz?
K:
A neden şeker istemedin? Altı şeker atan bendim sanki.
Hatırlıyor musun, nasıl kızardım, "hasta olacaksın" diye?
Şimdi şekersiz ha! Allah Allah...
E:
Çayım gelince görürsün.
İşte geldi, harika, mis gibi kokuyor.
Of, tıpkı saçların.
K:
Hah, beni çaya benzetmediğin kalmıştı.
Hem, benim saçlarım çay değil, parfüm kokuyor.
E:
Hayır bir tanem, aşk kokuyor.
K:
Yaaa...
E:
Yaaa ya...
Neyse, soğumadan içeyim çayımı, izninle.
K:
Afiyet olsun hayatım.
E:
Sağ ol bebeğim. Canım, parmağını çayıma sokar mısın?
K:
Neden aşkım, neden çayına parmağımı sokuyorum?
E:
Benim hayatımın tadı, tuzu, şekeri sensin de ondan.
K:
Ya, çok tatlısın. Aşığım, adam, sana aşık!
E:
Ölüyorum kadın, sana ölüyorum.
26.09.2024 13:35
Kayıt Tarihi : 26.9.2024 13:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!