Biz toprakta biliriz, onlar semadan bize
Derler 'Halik-i Mutlak verdi tekrar can bize.
Bu yolda ölüm yalan, ağlamak yaban bize,
Ölüm bir yokluk değil, tebdil-i mekân bize'
(1979 Elazığ)
HER kişi öldüğünde anlarız kıymetini
NEFİS yok eder kulun fazlını, izzetini
ÖLÜMÜ Mevlânâ'da görüp de anlayanlar
TADACAKTIR dünyanın en büyük lezzetini
(1970 Elazığ)
hüzün benim göbek adım
yoksul ninnilerle
beşiğimde o uyudu, o sallandı
pencerelerden sızan
soğuk kış gecelerimde
Mevsimleri kaçırdık, yıllar uçtu da gitti
Sevgiliye koşarken yollar uçtu da gitti
Tutunduğumuz dallar koptu da kaldı elde
Duaya yönelmişken eller uçtu da gitti
(18 eylül 2002/Üsküp)
Küçücük bir yavru gibi
Ellerimde tuttum seni
Yüreğimi beşik yapıp
İçimde büyüttüm seni
Ay ninnileri söyleyip
Çarşı esner öğlen sıcağında,
Dükkanların tenteleri uzar,
Yaprak yeşili bir serinlik saklanır
Ahşap Murat Paşa Camii avlusunda.
Sular sereserpedir şadırvanın kucağında.
İstanbul çarpıyor beni
Meltem meltem, dalga dalga
Martı martı
Kıyılar sevgili dolu
Rıhtım rıhtım
Eğleniyor doğu, batı
istanbul seninle doluydu dun aksam
havada senin kokun
bogazin tuzlu sularinda senin tadin vardi.
Iki yana akan gemilerde sirenler
Seni selamliyorlardi
aşk bir kere…
uzun soluklu ve derin
baldan ve baldırandan ibaret
bir armağanı kaderin
Koca bir dünya küçülür,
Kitap içine saçılır.
Okursan zihnin açılır
Bilgi, zihinde ışıyor.
Yaşadıkça öğrenmeli,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!