Sevin Alil Hanımefendi'ye
Yufkalar açılmış inceden ince
Baklava yufkası böyledir anca
İçine nazlı ıspanak girince
Cennet’ten bir taam olmuş bu börek
Sohbet tatlı olsun diye
Sofranıza bal getirdim
Yüreğimin çorağından
Meyve veren dal getirdim
Bir saba taksiminden süzülüp de gelmiştin
Durmadan kanayan bir çizgili feryatsın sen
Kırılacak içimde ince maviler... yetiş!
Sevdası baş döndüren muhteşem sanatsın sen
Yıldız yağmurlarıyla yıkayıver içimi
ben senin öz oğlunum; ülkünüm, felsefenim
dadaşın, zeybeğinim, seğmeninim, efenim
yaban bir gölge düşse bir karışlık yerine
olur üstümdeki çul son nefeste kefenim
(21 kasım 2007/bolu)
Aşkınla gece gündüz yanıp tutuşacağım
Sensiz geçen her ana bir düğüm atacağim
Binbir hüzün içinde tükenip biteceğim
Söyle sevdiğim seni nasıl unutacağım
Her mevsimde yeniden doğacaksın içime
Öteki yarımsın, düş iklimimsin
Yanıma yakışanım, sevgilimsin
İlmek ilmek, nakış nakış sevdalı
Yüreğimde dokuduğum kilimsin
(03 Aralık 2004/Bolu)
Dışarda solgun sonbahar,
Hazan demlenir içimde.
Kuşlar uçar ötelere,
Hüzün demlenir içimde
Sensiz bırakma yar beni,
iklimimde talan var uzundur geceleri
ay ninnileri susar hüzündür geceleri
bir kuşun kanadında çığlık çığlığa umut
gece şafağı bekler karışır soyut somut
Bir rüzgar gibi gelip geçtin ömrümden
Sancısı çekilen her mısraya
Doğan her şarkıya kendini söylettin
Ipılık bir meltemdin düşlerimde
Can bahşeden bir nefestin
Sonra poyrazlaştın, karayel oldun
Girme artık rüyalarıma
Mor yalnızlıklarımı bana bırak
Bozma unutuşun duruşunu
Rüzgarlara kapadım kapıları
Küllenmiş bir ateş saklı içimde
Dal kıpırdasa tutuşurum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!