İlk kez hesaplaşıyorum kendimle...
Tuhaftır kalemi,kâğıdı ve seni
Onca sevmeme rağmen,
Sana ilk kez yazıyorum...
Şimdi sen yoksun, seni düşünmek var.
Çocukken de seni düşünürdüm her gece,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Iller boyudur yalniz Fatih abimi dinliyorum, sarkilarini birer-birer defalarca tekrar seslendirip yurekden kulak asiyorum kulak astikca da ahi ah usten cekiyorum sanki butun bu sozler benim yurek sozlerim ve benim dilimden yazilib! ozellikle HAYAT BANA YENE YALAN SOYLEDIyi coook seviyorum. Basina dolanim Fatih kardesim, hayat bana cok yalan soyleyip, soyluyor da! o yuzden sen dilediyin o silahi ben istiyorum gozlerimi her zaman yasa doldura bu hayatdan ocumu alam. seni seviyorum Fatih, oku, sesin gelsin yuzaklardan canim menim. sen bu hayatda coklarinin soyler dilisin..
Iran adlanan olkesi isgalinda olan GUNEY AZERBAYCANli TURK dostunnuz, Resul Q.M
hayat tadında bir şiir..çünkü hayatın ta kendisi..peki hayat tadında ne demek? diyebilirsiniz...bana göre bir çocuğun dondurma yemesi kadar keyifli...olmazsa olmazı üstüne dökecek bir kere..yoksa tadı çıkmaz...elmayı ısırırken o daha tam çıkmamış dişlerinin acıması kadar zor...acıyacak ki hiç unutmasın o ilk anı :))ama işte zor yanınyla güzel hayat...tek düze değil...her sabah uyandığımızda yeni süprizler bize merhaba diyor..yada bir bakıyorsunuz elinizin altındakiler uçup gitmiş bir sabah...artı ve eksilerin kombinasyonuyla güzel hayat...eğer düz bir çizgi gibi gitse hiç tadı olmaz..can biraz acı çekmeli ki cananına kavuşsun...eskiler sırf yaşamı iyi idrak edebilmek için çile hanelere giderlermiş ki...anlasınlar anlayamadıklarını...her insan hayata biraz yenik olmasa düşünebiliyormusunuz çıkacak kaosu...ki şuan bile hayretler yurdunda geziniyorum olanları görünce...yani hepimizin bir tarafı ay gibi...e!! oda olmasa ölüm de olmasa inanın insanlar yamyam kesilirdi...ölümlü olduğumuzu bildiğimiz halde para yüzünden neredeyse birbirimizi yiyeyeceğiz...hayatın eksi yanında da hayatı güzel görebilmektir bu diyarın formülü..o da ancak ve ancak güle sarılmakla ve ruh dünyamızı cilalamakla mümkün olur ki...işte o zaman yansıyan herşey nur olur...hayat aslında hep doğruyu söylüyor,biz anlattığı gibi değil anlamak istediğimiz gibi anlayoruz...devam edelim bakalım iclal aydın'ın dediği gibi ne olacak halimiz....
şiirini sesli olarak Fatih Kısaparmak yorumuyla dinlerken bir yandan da şiiri gözyaşlarıyla okudum..
ne kadar naif,o kadar içten bir şiir ki..
etkileyici güzel bir şiir.içten ve yürekten yazılmış,içten ve yürektende okunuyor,su gibi
hazin bir hayat hikayesi...kimler yaşamadı...
Mükemmel,Şahane,Muhteşem...Başka söylenecek şey kalmadı sanırm.:)) Saygılar.-Berkay Kur
Belli bir süre için,Yazılan şiirler para etmiyor.Sizin gibi şiir ve beste yapan halkın gözünde,Eşiniz ve Kendiniz En yüksek mertebeye ulaştınız.Bazı insanlar dört şiir yazmakla albüm yapıyorlar.Fakat ne albümleri dinleniyor nede kendileri.Birde şarkı sanatcısı olarak listeye geçiyorlar.ŞİİRLERİNİZ GİBİ ÖZÜNÜZ,EŞİNİZ GİBİ SÖZÜNÜZ DOĞRUDUR,SİZLERİ HALKIN İÇİNDEN BİR SANATCI OLARAK ÇOK SEVİYORUZ.
Çok güzel bir şiir ÇOCUK OLMAMA RAĞMEN BU ŞİİRDEN BİRŞEYLER ÇIKARTTIM
-----------------
CEREN BAHÇIVAN(10)
yüreğine sağlık harika bir şiir olmuş..!Büyük üstad herşey gönlünce olsun sevgiyle kal...!
Hayat hangimize yalan söylemedi ki ...sazın pir i kalemin üstadı ve gönüllerin ozanı selam olsun koca yüreğine....saygılarımla
Bu şiir ile ilgili 27 tane yorum bulunmakta