Önce unuttuklarını mı unutmalıydı bir başlangıç için, yeniden hatırlamak için?
Unuttukları ve hatırladıklarıyla diktiği giysinin hem terzisi hem mankeniydi, oynadığı sahnede
Gitse miydi, kalsa mıydı?
Çıkarsa mıydı gerçekliğin ona giydirilmiş gömleğini üstünden
Dönse miydi sahnesine, onu bekleyen beyaz zambağına
Hatırlamak o kadar da zor değildi
Unutmak gerçeğinin inkârı olamazdı
Bakarken ona, tam karşısında gerçeğinin saflığı,
Zambağının Beyazı
Hayat böyle değişken, her saniye yeni bir an
Durmaksızın akar sular, köprünün altından
Kulağını verdi, Yaşam nehrinden akan suya
Onu duymaya, anlamaya
Uzun bir yolculuğun derin izleriyle çizilmiş yüzünü gördü yansımasında
Kendine bakıyordu, elinde taşıdığı korkularla dolu çantasıyla
Sonra daldı gitti çocukluğuna...
Bahçedeki limon ağacının verdiği ilk limonu kim yiyecek kavgasına
Kulağına fısıldayan rüzgâr sordu; "Bu kimin masalı? "... "İçinde misin, dışında mı? "... "Hangi gece yarısı masalı? "..."Yanağını ıslatan, kimin öpücüğü? "... "Bu sıcaklık, kimin nefesi? "...
Küçücük bir damla,
Kararlı ve hızlı, kalbe giden yolda
İndikçe buhar olur, ondan öte başka bir nefesin sıcağında
Bir tempo tuttu,
Yüreğindeki sözcükler, hayat buldu
Ardarda dizildi, destan oldu
"Hayat" adlı, şiir kitabında.
Kayıt Tarihi : 13.3.2017 19:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Çağla Meydan](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/03/13/hayat-1894.jpg)
Öyleyse, kendimizle barışıp olanı kabullenmek, ileriye bakmak düşüyor bize.
Kutluyorum kaleminizi ve yüreğinizi Çağla Meydan Hanım. Selamlar, sevgiler.
Kutluyorum bu güzel şiir için...
TÜM YORUMLAR (4)