Alnından akan
akşam üstü yorgunluğuydu
adamın
gözlerinde feri sönük
dizinde takati bitik
yüreğinde hayalleri maziye yenik
aşsız geçmiş iş dönüşü manzarasında bakışları
dilinde yanık sevdaların notaları
nasırlı parmaklarında kaldı hasret
hasretine dokundu usuldan
leylak efsunu sevda kokusu
hala avuçlarında esaret
kimdi o sevdayı avuçlarına bırakan
nefesine soluk soluk yazdigi kimdi
belkide geç kalmıştı bu soruyu sormaya
hayalleri yitik adam
akşamın kor kızılında
yanaştı kimsesiz hanesinin
yaban el degmemiş tokmağına
isteksiz girdi kapı eşiğinden
bir mum aldı dertlerinide
hapsettiği çekmecesinden
dayadı sırtını yine kerpiç duvarına
bir nefes çekti derinden
yalnızlık yolladı damarlarına
yalnızlık koklattı anılarına
salındı gitti yüreği
salındı gitti
yarenli yıllarına
sevdiklerini gördü
o cılız mum alevi yansımalarında
damlalar bıraktı masaya
gözünden ard arda
müm söndüğünde sevdikleride
gidecek olan adam
takatsiz dizlerine vurdu
kadere küfürler savurdu
acizliğine hayıflandı
bu defa izlediği
sahip çıkamadığı aşkıydı
mum söndüğünde aşkıda
sönecek olan adam
ve hazan rüzgarı sert esti
bu defa yalancının değil
garibin mumu çabuk söndü....
Kayıt Tarihi : 29.10.2008 22:03:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!