Ormandayım yapayalnız ve terk edilmiş bir gece
Çok uzakta sisler içinde bir ağaç vardı uzun ince
Ben oturuyordum bir ağacın altında başım avuçlarımda
Korkularımın şiddetinden avuçlarımsa paramparça
Üstümde yıdız ve hayaletler bulutlarda yüzüyor
Arkamda çıldırmış bir kurt eşinin derisini yüzüyor
Önümde çok çok uzakta uzun ince bir ağaç
Sağımda beni süzen gözler etimi istiyor aç
Solumda bir mezar kazılmış sabırla bekler leşimi
Üstümdeki ağaç fırsat kolluyor ezmek için başımı
Ormandayız yanımda bir çakal tek gözüyle bana bakıyor
Uzakta çok uzakta sisler içinde bir ağaç içime akıyor
Çakal ki tek gözü ezilmiş diğeri kanlı dişleri kırık
Çakal ki ölmesi lazımken bana bakıyor ağzı açık
Cesedi bile küf kokuyor nasıl yaşıyor çakal
Çakal sanıyor beni pis çanağında bir yal
Ve bu sırada doğuyor koyu karanlıkta bir hayalet
Sararken kokusuyla beynimi haşlanmış kemik ve et
Doğuyor karşımda sevgilimin hayaleti yavaş yavaş
Seyrediyorum onu saçlarım bembeyaz gözlerimde yaş
Sevgilim ne güzel beyaz bir cam gibi şeffaf ve berrak
Yaklaşıyor yanıma rüzgarda dağılan saçlarıyla uçarak
Ve durup bakıyor bana bir an gözlerimi delercesine
Çıplak ayaklarından damlıyor kan ölümlerin gecesine
Gel diyor bana daha önce hiç duymadığım bir sesle
Uzaktaysa aç kurtlarda çığlık karışıyor nefesle
Hayalet önümde ayakları yere değmez bir elinde mum
Ben peşinden koşuyor o yolunda dikkatli diğer elinde ruhum
O ilerledikçe ona ormanda yo açıyor karanlık
Oysa yol boyunca karanlığa bakmıyor bir anlık
Çünkü karanlık parçalanıyor gözünden saçılan ışıklarla
İlerliyoruz sanki binmiş gibi kan deryasında yüzen sala
İlerliyoruz çıkıyoruz ormandan bir düzlük sonu yamaç
Uçurumun az berisinde o sisler içindeki uzun ağaç
Ağacın bir yanından nehir akıyor içindeki korkulu rüyalar
Kabus gibi boşalırken yamaçtan başıma çöküyor dünyalar
Hiç korkmadığım kadar korkutuyor o ağaç beni
Çünkü bilmiyorum altında yatanı o bilinmeyeni
Yaklaştıkça anlıyorum ki yatan cesedi hayaletin
Sevgilim hala güzelsin ve daha çürümemiş etin
İki sevgilim var birisi hayalet biri yerde yatan ölü
Biri yüreğimde ateş yakar diğeriyse şakağıma gömülü
Yıllarca bekliyoruz o gece öylece birbirimize bakarak
Bazen düşünüyorum da sonsuzdan da mı sonra bu şafak
Nasıl seviyormuşum seni işte duy ve hayal et
Ceset çürüyüp yok oldukça hayat bulur hayalet
Kayıt Tarihi : 24.3.2008 17:24:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Çok uzakta sisler içinde bir ağaç vardı uzun ince
Ben oturuyordum bir ağacın altında başım avuçlarımda
Korkularımın şiddetinden avuçlarımsa paramparça
Üstümde yıdız ve hayaletler bulutlarda yüzüyor
Arkamda çıldırmış bir kurt eşinin derisini yüzüyor
Önümde çok çok uzakta uzun ince bir ağaç
Sağımda beni süzen gözler etimi istiyor aç
Solumda bir mezar kazılmış sabırla bekler leşimi
Üstümdeki ağaç fırsat kolluyor ezmek için başımı
Ormandayız yanımda bir çakal tek gözüyle bana bakıyor
Uzakta çok uzakta sisler içinde bir ağaç içime akıyor
Çakal ki tek gözü ezilmiş diğeri kanlı dişleri kırık
Çakal ki ölmesi lazımken bana bakıyor ağzı açık
Cesedi bile küf kokuyor nasıl yaşıyor çakal
Çakal sanıyor beni pis çanağında bir yal
Ve bu sırada doğuyor koyu karanlıkta bir hayalet
Sararken kokusuyla beynimi haşlanmış kemik ve et
Doğuyor karşımda sevgilimin hayaleti yavaş yavaş
Seyrediyorum onu saçlarım bembeyaz gözlerimde yaş
Sevgilim ne güzel beyaz bir cam gibi şeffaf ve berrak
Yaklaşıyor yanıma rüzgarda dağılan saçlarıyla uçarak
Ve durup bakıyor bana bir an gözlerimi delercesine
Çıplak ayaklarından damlıyor kan ölümlerin gecesine
Gel diyor bana daha önce hiç duymadığım bir sesle
Uzaktaysa aç kurtlarda çığlık karışıyor nefesle
Hayalet önümde ayakları yere değmez bir elinde mum
Ben peşinden koşuyor o yolunda dikkatli diğer elinde ruhum
O ilerledikçe ona ormanda yo açıyor karanlık
Oysa yol boyunca karanlığa bakmıyor bir anlık
Çünkü karanlık parçalanıyor gözünden saçılan ışıklarla
İlerliyoruz sanki binmiş gibi kan deryasında yüzen sala
İlerliyoruz çıkıyoruz ormandan bir düzlük sonu yamaç
Uçurumun az berisinde o sisler içindeki uzun ağaç
Ağacın bir yanından nehir akıyor içindeki korkulu rüyalar
Kabus gibi boşalırken yamaçtan başıma çöküyor dünyalar
Hiç korkmadığım kadar korkutuyor o ağaç beni
Çünkü bilmiyorum altında yatanı o bilinmeyeni
Yaklaştıkça anlıyorum ki yatan cesedi hayaletin
Sevgilim hala güzelsin ve daha çürümemiş etin
İki sevgilim var birisi hayalet biri yerde yatan ölü
Biri yüreğimde ateş yakar diğeriyse şakağıma gömülü
Yıllarca bekliyoruz o gece öylece birbirimize bakarak
Bazen düşünüyorum da sonsuzdan da mı sonra bu şafak
Nasıl seviyormuşum seni işte duy ve hayal et
Ceset çürüyüp yok oldukça hayat bulur hayalet
Gerçekten harika bir çalışmaydı zevkle okudum tebrikler.
Büyük emek verilmiş ve kendisine verilen emeği inkar etmeyen muhteşem bir şiir olmuş. kardeşimi tebrik ediyorum.
Sevgili Kardeşim:Ali İhsan Soyaslan
Beğenerek ve saygı duyarak okuduğum bir şiirdi. Kardeşimin güçlü kaleminin, daima böyle seçkin eserlerin altına imza atması dileklerimi sayfanıza bırakıyorum Kardeşimin başarısı, şiir dünyasının, antolojinin ve hepimizin başarısıdır.
Baharın müjdecisi mart ayının son günlerinde kardeşimin sayfasına konuk olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu vesile ile siz ve sevdiklerinizin bütün ömrünün bir bahar tazeliği ve canlığı içinde geçmesi dileklerimi sayfanıza bırakıyorum.
Sevgi ve saygılarımla güzel şiirin hakkı olan : İlk Yorum ve ilk Tam puan Tekirdağ'dan geliyor.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Sevgi ve saygılarımla.
Dr. İrfan Yılmaz. TEKİRDAĞ.
TÜM YORUMLAR (2)