Daha önce pek de rastlamadığımız sıcaklıklar yurdumuzda hüküm sürüyor şu sıralar. Ne yalan söyleyeyim soğukları sevmiyorum ama bu sene ki sıcaklar da deyim yerinde ise canımızı burnumuza getirdi adeta. Ozon tabakasının insanların kullandığı kimyasal zararlı maddeler tarafından tahribata uğraması sonucunda hiç de iç açıcı olmayan durumlarla karşı karşıya kalıyoruz...
Yapılacak şeylerin en başında eğer zorunlu değilseniz saat 10.00 ile 17.00 arasında kesinlikle dışarı çıkmamak. Hatta bahçeli ağaçlı bir eviniz varsa ağacın altına serilin yatın. Gece gündüz sık sık vücudunuzu ıslatın duş yapmaya bakın. İlla dışarı çıkmaya zorunlu iseniz de ağaçların altından yürümeye çalışın ya da bir şapka edinin en güzelinden, kalınından...
Ah Rabbim ara da yaz yağmurları gönderirdi biz kullarını serinletmek için, bekleyelim bakalım yine o yaz yağmurlarını, belli mi olur yine gönderir. Boşuna rahmet demiyorlar gökten inen şu su damlacıklarına, neden böyle dediklerini şimdi daha iyi anlıyorum...
Arabistan Yarımadasında sıcaklar daha da fazla orada ki insanlara da Allah kolaylık ve sabır versin, umre ve hac ziyaretinde bulunacakların çok dikkatli olmaları lazım.
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta