Hava Köseoğlu
1965 yılında Erzurum’da doğdu. Karşıyaka Kız Meslek lisesi mezunu olup, İzmir de yaşamaktadır. Üç kız annesidir.
Bir süre ticaretle uğraştıktan sonra çalışma hayatına son veren Köseoğlu, şiir üzerine katılımcısı olduğu topluluklar ve etkinliklerde yönetici olarak yer almaktadır. İZMİR ŞAİRLER VE BESTEKARLAR derneği kurucu üyesi olup, geçici yönetimde Bşk.Yard. olarak görev yapmaktadır. İLESAM üyesi ve İLESAM İzmir il temsilcisidir.
www.siirimindili.com şiir sitesi ve radyosu kurucusu olup imtiyaz sahibidir.
Aynı ...
Sırça bakışlarından düştüğüm gün yerlere
Anlatırsa aşkları bensiz olan bilmecen
Bil ki sustuğum andır, göm beni seherlere
Olurum ömür boyu söylenmeyen tek hecen
Kavrulur saatlerim bulutlar bekler durgun
Sarışın bakışla öpüşen beyaz ten.
hele o yeşil elbisen yok mu imreniyorum.
saçılmışsın sereserpe kırlara
hem masum
hem işveli
Gönül iklimimi vakitsiz çalan yolcu
gel demedim git de diyemem korkularına
sarı yaprak gibiyim çıkmaz yolum varıyor sorgulara
durgun sokaklar caddeler Ayasofya yüzler solgun
bakışlarla tarih kol kola,
nasılda hınzır gülüşüyorlar
Bir annemin
Süt kokusunda kayboldum İzmir
Bir de, sende her akşam batarken güneşin!
Yolcuları bekler sessiz limanda gölgem
El sallar hüzünler gülümseyip geçerken.
Şefkâtli rüyanın kollarında
Uykusundan uyanırken gece
Ellerin aklımda
Dokunur sevgiyle umutlarıma.
Açınca kapısını güne(şe) bahçedeki çiçekler
Bakışlarındaki gülücük,
Geleceğin yollara baktığım gözlerimi
günün her saatine sen diye kurmak vardı
aşk diye başlayıp da sustuğum her cümlede
durduran noktaları sen diye vurmak vardı
yalınayak koştuğum çocukluk genlerimle
Temmuz ortasında yağdın ya yağmur,
Yüreğim ıslandı haberin var mı?
Şimşekler çakarken gözlerim mahmur,
Rüyalar sislendi haberin var mı?
Beklenen sendin de artık zaman dar
Bunca yıldır bekledim bitsin bu çile
Gel benim sevdiceğim ruhumun eşi
Özlemli kederimle düşmeden dile
Gel de bahtıma doğsun aşkın güneşi
Uzaklardan sesini duyduğum yerde
İğne deliğinden geçiyor hayat
çocuklar yıldız topluyor dört yapraklı yoncalardan
kim kalıyor, kim gidiyor belli değil
susam sokağının aralık kalan kapısından…
Her şeyin hükmünden ağır olduğu,
Mavi Elbiseli Kahve Telvesi
(Öykü - şiir denemesi)
Gezginlerin gözlerinde gidiyorduk
sabahçı kahvesinde bir telve üzerinde yürüyorduk
sokak kedileri seyircimizdi
rüzgar gülleri şarkılarını söylüyordu kimse duymuyordu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!