sustuğum yerde sen başlıyordun
döküldüğünde Kızılırmak gibi gözlerimden
şiirleri(mi) vururdum bir ünlemle alnından
hedefim tam isabet olurdu, canevim kanrevan...
Çocukluğumun menekşeli hülyası,
Elimden kayarken su misâli,
Öylesine masumdu düşünceler.
Yazdığım günlük satırlarımda,
Sevdiklerim hep benimle olacaktı,
Kimse bir yere gitmeyecekti,
Önce bir telaş başlar
arkasından can dar gelir bedene
savrulursun…
gitmek istediğin yönde değilsindir
ne de kalmak istediğin yerde.
kendinden kaçamaz, ağlayamazsın
Gün olur
vurum kendimi mechule
dağlar yarenim olur
akarım kayalardan sonsuzluğa
sessiz bir ovaya takılır gönlüm
Sen
huzur içinde,
Geceye merhaba derken
Ben
Yalnızlar rıhtımına demir attım!
Sen yokken
dökülüyordu gökyüzünün saçları
el incesiyle bağlarken yeryüzünü
her düğümde inliyordu yüreğim
kekremsi renklerin yüzündeki hüzün
akıyordu ağaçların tenine...
Uçurtma bakışların düşer
Kuşpalazı ateşi gecelere...
Yangın yeridir siyah,
Yılgınlığındır isyanın…
Düşlerin parçalanırken
Şahin pençesinde,
Doğmayan şafaklara nerede kaldı derken
Acımda kederimde hep seni buluyorum
Gözlerim yollarında zaman geçip giderken
Gelmesen de özlemle sende kayboluyorum
Geçip giden ömrümün dönüş adresi sende
Gezgin gönlüm düşlerime gül taktı
Merakına yenik düştü bir anlık
Küskün mehtap gözyaşımdan fal baktı
Düşle yattı fahişe bir karanlık
Ölüm bir geceydi, yaşam derin ah
“Ne yerde ne gökteyim bir garip seferdeyim.”
Sığmıyorsam dünyaya bu benim suçum değil
Oysa hep bahar sandım geçip giden zamanı
Ey asi başım bırak, savaşma artık eğil
Öğretti sana hayat eyvahları, amanı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!