Hava Çok Soğuk. Şiiri - Çizgili Mavi

Çizgili Mavi
215

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Hava Çok Soğuk.

Hava çok soğuk!
Aslına bakarsan böyle bir girişle başlayacağımı hiç tahayyül etmemiştim: “Sabah kapı aralığından ve bilmem kaç adım mesafeden, varla yok arasında bir vakitte -ki o an, o saniye dünya dursun istedim…” türünden bir girizgâhla selamlarım diye düşündüm bir süre… Çay içtim, birkaç sigara içtim, ‘Mahalle Kahvesi’ne uğradım, orada senle karşılaştık ama bu defa öyle varla yok arasında değildi bu rast geliş. Üstelik tasarlanmış ve önceden emek edilmiş çapa da yoktu ortada; düz-dümdüz bir denk gelişti.
Sonra bildiğin işler işte, toplantıydı, yemekti, işti-güçtü… Bir ara ablanın biri elinde, içinde lokum ve bisküviler dizili, tepsiyle içeri geldi. Her ne kadar kelalaka bir nükteye kurban gitmiş olsa da püskevitin beni buradan, şu an bulunduğum yer ve zamandan çok geriye, çocukluğuma götürmesini canlı canlı seyrettim. “Ablanın teki püskevit getirdi, çok güzel, henüz yemedim ama çok güzel, henüz yemedim, tadına bakmadım ama çok güzel, tadına bakmak ister misin?” kabilinden bir girişle selamlamak istedim seni… Sonra düşündüm: o hakkımı dün, henüz tatmadığım ama seninle tatma ihtimalim olduğu için tadına doyamadığım o mahur baklava diliminde kullandığım geldi aklıma. Yedim püskeviti.
Bugün seni görme hakkım yok, biliyorum bunu. Sen şimdi diyeceksin ki ‘bugün yok da yarın var mı, bugün yok da ne zaman var?’… Buna verecek bir cevabım yok. Zaten mevzuya anlamlı bir giriş de yapamadım. Düşünmedim değil, dedim ya envai çeşit vesilelerle envai çeşit kelimeleri bir araya getirip, seni görmek istemek mi yoksa senden kaçmak istemek mi olduğuna bir türlü kanaat getiremediğim pek çok hadisede pek çok hadiseyle düşündüm. Bulamadım. Püskeviti de yedim bu arada.
Kitaplar yerli yerinde; masa, sandalyeler, tuz lambası, soba, bonzai saksısı ve küllük. Hava çok soğuk. Kapı aralığından, gördüm seni sabah. Seni görmek istememle alakalı değil, sigara içmek istersen diye… Püskevitim yok; yedim. Kahvem de yok, çayım da. Çay içmek istersen âlâ fakat onu başka bir gün başka bir mevzuya dümen tutma ihtiyatıyla şimdilik hiç dile getirmiyorum. Şiir desen, bıraktım okumayı. Üstelik gördüm seni, kapı aralığından ve sanki bir ok hızıyla gözümün önünden geçerken… Hava çok soğuk.
Sigara içmek istersen, bugünkü 3 sigara hakkından birini burada, her şeyin yerli yerince olduğu fakat bir tek senin eksik olduğun dolayısıyla mevcudiyetini bir türlü tamamlayamayan ve belki de bu yüzden bir türlü ısınamayan bu soğuk odada kullanmak istersen bil ki püskevitim yok, yedim onu ama sigaram var. Hava çok soğuk diye kapatayım mevzuyu ki ne yapıp ettiysem de bir türlü girmeye muvaffak olamadığım satırlardan yine ne yapıp ettiysem çıkmayı başaramadığım da anlaşılsın.
“Ne kadar üstü başı düzgünler, suratı ciddiler, hali azametliler içinde kalmışım ki bir türlü hikâyeme yanaşamıyorum.”diye bir cümle okudum ‘Mahalle Kahvesi’nde, oradan düştüm bu gayya kuyusuna. Yazıp yazıp sildim, ne yazdığımı-o yazdıklarımı neden yazdığımı ve neden sildiğimi bilmeden sildim, kapı dedim, aralık dedim, püskevit dedim, çay dedim, olmaz dedim, o başka zamanın can yeleği dedim, dedim Allah dedim de bir türlü giremedim mevzuya; bir türlü yanaşamadım hikâyeme… Sigara içmek istersen çık gel; ‘iki’ adımlık yol şunun şurası… Ama püskevitim yok, yedim ve hava çok soğuk.

Çizgili Mavi
Kayıt Tarihi : 5.12.2024 15:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!