hatırlıyor musun hiç
hani gecede ve gündüzde
hani gençte ve yaşlıda
hani iyide ve kötüde gelir de gelir ya…
hatırlıyor musun
tarih ki bir tamahkar bezirgandır
ölümler alır, ölümler satar
güzel ölümler güzel atlara binerek giderler
sagular, yuğlar, mersiyeler ve ağıtlar ölü içindir
hep ölüm için…
gökten düşünce yıldızımız
lirik destanların gözyaşları ölüye akar
ölüme değil.
çünki ölüm bir vuslat olur
ancak o vakit bilirsin
ölüm bir rüya mıdır
gerçek mi
ya rüya olan dünya mıdır
öte mi…
yoksa ellerini kim ısıtır
karlara karılan kara toprak altında ölülerin
yurtlarını kim ışıtır
seslerini kim işitir
azığı has, biniti yürük değilse
akşamların yumuşak tüylerine dokunmuş kargılar misali
azgın atları boşandıran bir ölüm var ey dostum
bize her gün kendimizi hatırlatan
bir ucunda aldanışlar
diğer ucunda yanışlar ya uyanışlar olan bir yer
ötede gönül aydınlıklarına çevrilecek bir eşik var
ah o aşınmış eşik
güneş görünmez olur da gök bulutlanır da hani
sonu gelmez bir uykuya dalar gibi
girilir bahar ülkesine ya
bilemezsin kara mı, ak mı
yakın mı
uzak mı…
ölümden korkanlar bilemezler
nedir yaşamanın sırrı
ve bilmezler yerin üstünde görüp geçirdiğimiz rüyaların
yerin altında ebedi gençlikle devam edeceğini…
esirgeyen ve bağışlayan huzurunda
kalu’ya bir bela sözünün son sınavını başarmış
yaran meclisinde
bütün belalardan uzak
ve bütün çirkinliklerden azade
ölümden ne korkarsın ki o zaman
korkma ebedi varsın dostum…
ölüm…
ateş almış gemilerin suya yansıyan yangınları gibi
kızartır ruhumuzu
bilmez misin her gün
yüzlerce kent dosyalanır her kentin kabristanında
iki karış toprak tabakası kadar,
canlarımıza yakın
yaşamak, mavera çiçeklerin rengindedir orada
ya ki kızıl kor demetlerince dehşet
veya sarp güvercinlerce düşen canların anlattığı
öykülere dönen bir mavera
bir sevgiliye erer gibi
göğsümüze iliklenen imanların
aşka dönüştüğüdür ölüm
bir tek aşk
yalnızca aşk için
dünyayı değiştermeye ahdetmiş delikanlılar da
pembe düşler gören kızlar da
dingin ve durgun ve dargın ihtiyarlar da
ölümü tadarlar bir vakit
kefenlerin cebini bulamadan
sayılı günler tükenince
coşkun ırmaklardan gebe kalan zamanlar bitince
bıkkın direnmeler sona erince
hayattan bir renk,
bir ışık, bir de ses götürmediler diye
ağlarız ya ölülere
aslında geride kalanlardır ölenler
gelimli gidimli dünya
su ve toprak ve rüzgar ve ateş
ah fani dünya…
sen ölmekten değil
yaşayamamaktan kork
azrail elma derse
çık-git hayattan dostum
ardına hiç bakmadan
redfer
İlyas Kaplan
Kayıt Tarihi : 21.2.2025 00:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!