Anımsamanın yaşantımız içindeki önemini veya hayatiyetini bilmeyen yoktur. Ama anımsamanın aynı zamanda bir geri bağlanım yasası olduğunu; iddia ediyorum hemen hemen hiç kimse bilmez. Bu niye böyledir? Bu durum bizim, olan biteni; geri bağlanım yasasına göre düşünmemizden kaynaklıdır.
Yani biz, düşünme yaparken geri beslenim süreçlerine bağıntı kuran düşünce sistemine kapıldığımız halde.; dağarcığı yokladığımız halde bilinçli şekilde anlamaya gelince sanki bunu anlayıp anlatmaya kapalıyızdır. Bu anımsamalar ve bilinç oluş yerine iman konmuştur. Bütün geri bağlanımla meşruiyet yasalarımız, imana çıkar. Bu da yeterli olmaz.
Bu nedenle cehalet, referansını imanda almakla; aklı işletme bağlamında ve bilimsel olarak dünyanın üretemeyen en azla yetinmeyi üreten; sömürülen hafızası olmak zorundadır. Her durumda kişi bilişsel anımsamalarıyla MS'nın 7. yüz yılına geri bağlanım yapmakla zihinsel depo kaynaklarına başvurur. Bu durum; gerçekten, süreklilikten ve başlangıç koşullardan kopma olmakla kargadan başka kuş tanımaz oluştur.
Anımsama süreçleri bizde zorunlu olukla belirim verirler. Ama biz kısır döngü içinde oluruz. Anımsama farkında olmadığımız bir kullanım olmakla bizlerde bilinçsiz olup biten bir durumdur. Başat olamama şeklinde olup biterler. Bizdeki bu düşünce bize nereden geliyordu? Kuşkunuz mu var? Tabii ki doğada olup biten başlangıç koşullarına bağlılıktan ileri geliyordu.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta