Hatıra,
Kirli sokaklarında Arnavut kaldırımları, paspal Çingene çocukları, yollar delik deşik.
Bin yıllık mezar taşlarında kadim hissedarlar, dar sokaklarda kayıp zamanlar
Surlar delik deşik İstanbul körpe yavru, sarsılıyor boğaz sanki boyalı eski ahşap beşik
Ruhu ölmüş-medreseleri, sinagogları, kiliseleri, camileri, köşkleri ve konakları aforizmalar.
Minareler sıra sıra dizilmiş, imam efendi günün kilidini çevirmiş,
Kirkor amca elinde bastonu ne inatçı, Meryem ana ayazmasına seğirtmiş,
Düğmeci Viktor amca yüzünde buruşukluklar ve de yamalı izlerle hatıralar.
Haliçten sokulurken gözünde bir zamanlar sığındığı çocukluğu, kayıplar.
Cumbalı evlerin yıkık dökük pencerelerinde meraklı teyzeler ellerinde yarım nakış
Akşam işinden evine dönen garip bir gencin hikâyesine merak, hulyalara dalış.
Yarı aralanmış perdelerden garip gülüşmeler dökülüyor sokağa, sessizlik ne de mahrem
İçerde sallanan koltukta ihtiyor elinde Osmanlı anıları yine sayfa Harem.
Kırmızıya çalan rengiyle yokuşta dikilmiş karanlık yüzlü Rum Okulu,
Beride karın koynuna sokulmuş o sahipsiz sokak çocuğu
Altında annesinin dizlerinden bir kızak-yüzünde yalnızlık soğuğu
Aldırış etmeden yaşayacağı hatıralara bitiriyor bir solukta yokuşu.
Geceden kalma cumbalı evlerin en giriftliğine sokuluyor o namussuz rüzgar
Islık çalıyor arsız bir kadının peşinden, koşuşturmaca tepeden.
Karşı sokakta yanıp sönüyor sarıya çalan bir fener.
Bir mesaj mı var acep tipiye fırtınaya aldırış etmeyen o eski sevgiliden.
İstanbul bir izdivaca mı soyunuyor, nedir bu sessiz cümbüş?
Beyaz düşerken gerdanına, kar taneleri ile kelimeler zerdüşt.
Eski kadim konak yanlız yine, odun sobasının dumanı yükseliyor bacasından
Arnavut kaldırımlarda yaşayan bir şehir var yükselen Babil kulelerine aldırmadan.
Kayıt Tarihi : 1.2.2012 13:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!