Biz imkansızı sevdik
Leyla'ya imrenip mecnun olduk ama
Kavuşamadıbirbirlerine
Leyla ile mecnun
O yüzden 'aşk' dendiğinde hatırlanır ya....
Gözyaşları gibi süzülür gider
Denizden gemiler
Bilinmez kaç sevda götürür
Kaç sevda getirir limana
Ağlamaklı insanlar bıraksa da arkasında
Döner ve gayret der umudunu yitirene
Terkedilmiş aşklara… terk eden aşkı da yüz üstü bırakmıştır oysa…. Hep deneme sürecindedir. Hep arar da her deneme başarısızdır aslında. Ya da tam anlayamamıştır…. Aşk nedir ki ondan bulamaz ya da aşkı yaşayacak kadar büyümemiştir daha. Bu ikilemle dolu hayatı yaşamak sancılıdır aslında. Tam yolun sonu geldi derken bi bakmışsın aynı yerde yolun başlangıcındasın. Ne olduğunu anlayamazsın. Öyle bir rüzgârla savurmuştur seni aşk denen rüzgâr.
Sevmek zor mudur yoksa biz mi zorlaştırırız. O çözümsüz bir soru. Sevmek her türlü duyguyu önceden kabul etmektir aslında.
Sevince mutluluk deryasında boğulursun yüzersin sularında, tadını çıkarırsın doyasıya. yüzerken sevginin sonsuzluğunda önünde bir derinlik çıkar boğulmamak için iyi bir yüzücü olmak gerekir sevgi denizinde. Çabalarsın çırpınırsın elindeki sevgiyi korumak için, her şeyi denersin….. sonuç mu ya sevgi galip gelir bu çabalamada ya da acı ayrılık…. Ya tam acıya boğulursun ya da ya da mutluluklara koşarsın.
Hayatın tüm renklerini görürsün sevda denemelerinde….
Yaşarken öğrenme denilen şey bu olsa gerek. Her terk edilişin bir sonucudur tecrübelerimiz. Biraz daha acemiliği atarız her sevgi denemesinde. Yaşamın gizlediği o hayat derslerinden biridir.
Acı çekerken ne öğreniyoruz derseniz her acı içinde yaşama direnci saklar.
Yasakları neden hep denemek için çırpınışımız,
Hayat bize onca olanak sunmuşken
Niye tatlı sevilir zararı bilinirken
Acı ya da tuzlu aranmaz
Ağzımızda anlık da olsa verdiği mutluluktan mı acaba?
Yoksa hiç mutluluk yüzü görmemeşliğimizden mi?
Hayat ağırlaştıkça yüreğimize ekledikleri de o kadar çoğalıyor. Bir umut diyerek tutunduğumuz bir çok dalın aslında hiç de göründüğü kadar sağlam olmadığını, destek aradığımız da çaresiz kaldığımızda anlıyoruz. Yaşamak ağır yük taşımak için nasıl bir yöntem denemeli o herkes için değişiyor.
Kimi zaman güldüren hayat çoğu zamanla ağlatıyor insanları. Mutlulukları yaşamak….
Zaman su niyetine akıp gidiyor. Ama iş acılara geldi mi sanki inat etmiş gibi öylece donup kalıyor. İçimizi her gün kemirerek canımızı daha çok acıtıyor. Kimi zaman sevdiklerimizi alıyor bizden, kimi zaman ümitlerimizi yok sayıp hayallerimizi yıkıyor. Kim bilir kaç kişinin hayalleri bu rüzgârlarla savruldu ve hala savurmakta.
Sabır denen ilaçta ender bulunuyor yaşam eczanesinde. her şey çözülür diyenlere inat her şey sanki tersine dönüyor. Bumerang gibi. Fırlattığımız acılar bize yıllar sonra geri dönüyor ilave edilmiş acılarla. Hayat kavgası denilen bu hayatta herkes kendine yaşamak için pay almaya çalışıyor. Yaş, dil, din,ırk önemli değil. Nefes almak yeterli. Yaşam denen kelime beş harfli olsada muhteviyatı çok derin sonsuz bi okyanus gibi.
Çözdüm ben hayatı diyen daha çıkmamıştır büyük bir ihtimal yakın bir gelecekte de çıkmayacak. Görünen bu. Tünelin sonuna gelip az da olsa ışık gösterse….
Hayatta daha çok uğraşacağımızı tekrar tekrar anlatıyor bize hayat.
Terk edilmiş aşklara….. terk eden aşkı da yüz üstü bırakmıştır oysa…. Hep deneme sürecindedir. Hep arar da her deneme başarısızdır aslında. Ya tam anlamamıştır aşk nedir ki ondan bulamaz ya da aşkı yaşayacak kadar büyümemiştir daha. Bu ikilemle dolu hayatı yaşamak sancılıdır aslında. Tam yolun sonu geldi derken bir bakmışsın aynı yerde yolun başlangıcındasın. Ne olduğunu anlayamazsın. Öyle bir rüzgârla savurmuştur seni aşk.
Sevmek zor mudur yoksa biz mi zorlaştırırız. O çözümsüz bir soru. Sevmek her türlü duyguyu önceden kabul etmektir aslında.
Sevince mutluluk deryasında boğulursun yüzersin sularında, tadını çıkarırsın doyasıya. Yüzerken sevginin sonsuzluğunda önünde bir derinlik çıkar boğulmamak için iyi bir yüzücü olmak gerekir sevgi denizinde. Çabalarsın çırpınırsın elindeki sevgiyi korumak için, her şeyi denersin….. sonuç mu ya sevgi galip gelir bu çabalamada ya da acı ayrılık…. Ya tam acıya boğulursun ya da ya da mutluluklara koşarsın.
Hayatın tüm renklerini görürsün sevda denemelerinde….
Yaşarken öğrenme denilen şey bu olsa gerek. Her terk edilişin bir sonucudur tecrübelerimiz. Biraz daha acemiliği atarız her sevgi denemesinde. Yaşamın gizlediği o hayat derslerinden biridir. Acı çekerken ne öğreniyoruz derseniz her acı içinde yaşama direnci saklar.
Aşk acısı içine oturduğu zaman yüreğin 1000 ton yük koymuş kadar ağırdır aldığı darbe karşısında. Yaşamak anlamsız, sevmek nedensiz gelir insana. Zaman geçmez, gözden yaş eksilmez, anılar zaten bırakmaz peşini, geceleri neden diye başlayıp sonu gelmeyen çözümlenmeyen sorular yumağı…. Yastığın üzerinde dökülen her damlada ne özlemler, ne acılar gizlenir gece örtbas eder… fotoğraflar en can acıtan yanıdır, kabuk bağlamaya çalışırken birden başlar kanamaya hiç kapanmayan kalp yarası. Sonra sı mı günler uzun ve anlamsız geçer gider.. zaman bize acıyıp bizde acıya alışıp yaşamaya başlarız. Ama hep içimizdedir kendini gösterir, dinlediğimiz bir şarkıda, duyduğumuz bir sözde karşımıza çıkar içimizi acıtır. Zaman çözmüştür acıyı dokunmaz insana.
O kadar uzaktasın ki bana
Ne düşündüğünü bilemiyorum
Sol yanını hasret sardıysa
Bil ki benim yüreğim yangın yeri
hiç sevmedin belki de
Yaşlar akıtılınca geçer sanır acılar
Her sızıda unutulur yaşananlar
Yalandan da olsa..
Gönül kendinden bile saklar
Oysa
Yaşamak,
Yaşam denilen o sonsuz sularda
Tam rota yürümek bir bilinmeyene, Ya da kalmak aynı yerinde
Tam anlamıyla dalmak sonsuzluğun ötesine
Kıyısından seyretmek ya da
Yaşam denilen okyanusun
Hayatta bazı yaşanılması gereken zamanlar vardır ama geçmek bilmez. Saniyelerin asırlara dönüştüğü, beklemenin bir ömür olduğu, yaşamanın zor olduğu anlar.
Gidenlerin arkasından bıraktıklarımız ve yaşayamadığımız onca zamanlar. Neden diye sorgularken içimizdeki girdaplarda boğuldumuz. Yaşamın çelişkili yollarından geçerken yaşanan sancılı bir dönemeç sonunda karasızca bakakaldığın bir karar verme tahtası. Ha anayoldan gitmek uzun ve meşakkatli ya da tali yoldan giderek kısaltmak. Düşünceler yumak haline dönüşmüşken çaresizce beklemek kararsızca.
Kocaman sanılan dünyamızın bile ne kadar küçük olduğunu anlamak için kaç yıl tüketmek gerek bilinmiyor. Tıpkı bebekken neler yaşayacağını bilememek gibi. Kendi kaderini Allahın sana sunduğu seçeneklere göre değiştirmek.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!