Hayat çok zor değil mi?
Yüzün çizgilerle dolu.
Şu penbe yanağının altındaki hangi çileyi çekerken kaldı?
Anlatsana nene
Şu derin çizgiyi diyorum,
Bahar yemyeşil Bahar taptaze
Yeni umut gibi
Yaşama savaşının kazanılması gibi
Sabah içilen güzel kokulu çay gibi
Hiç mi yoktur baharın derdi
Ne vardı
çukurovanın
bütün
pamuklarını kulağına tıkadın,
Haklısın,
ne var duyacak
İşte peşine düşülen hayat,
asi bir nehrin denize varışı
denizin ırmaklar arıklar doğuruşu
melodileri dinle,
baş ağrısına iyi gelir.
renklerin uyumu ve suyun akışı
kim bilecek
senin
camdan hassas vicdanını ruhunu
kırılıp üzülüp dağılan yüreğini
nasıl bir araya getirdiğini.
Kim bilecek
Metropol hotelde pinokyo
burnu uzadıkça uzar
midasın kulakları yerlerde
kapitalizm için çalışan
Fidanım boynunu bükmüş
beline taş yaslanmış
Damarına illet musallat olmuş
Gözü yaşlı Fidanım
yolum kapanmış
arkadaşlarıma yetişemem diye
Sevgisiz bir dünya düşünemiyorum. Belki başkaları düşünür, düşünsün. Yaşamayanlar elbette düşünmez. Düşünseler di belki hayat umduğumuzun dışında olacaktı. Bunun için sevgiyle herkes gibi benim de başım belada! Ne demeliyim ki bilmiyorum. Bu sevgiler bana bir kitap çıkartacak ruhumu herc-ü merc edi ...