Kökleri küçük bir şehre bağlı bir fidan,
Ama dalları hayale, aşka, müziğe uzanan bir ağaç.
Bazen rüzgârda incinen, bazen küçücük bir ışıkta yeniden parlayan bir kalp.
Insanın içinden birşeyler kopup gidermi hiç
Gidiyor işte,
Kin,nefret,güvensizlik
Artık insanlara karşı duygusuzlaşıyorum
Kendi köşeme çekiliyorum sessizce
Ben sana kızmadım ki,
sadece derdimi anlatıp
sana hissettiklerimi söylemek istemiştim.
Benim derdim,
bana yetemiyor oluşun değildi;
Kasım ayında dökülüyor kelimelerim,
Birer birer dilimin ucundan
Bazen kalem yorulur anlatmaya seni
Bazense dilim
Ve arar olur her gün
Sana olan sessizliğimi defterim
Ben ben olsaydım
Okyanusumda saklı sessizliğimi arardım şimdi
O meftun maviliğinde kaybolduğum,
Bir seda uğruna hitap ettiğim
Ruhumda saklardım
Lavanta kokulu hayallerimi
Seneler geçmiş üzerimizden sen benden ben senden
El olmuştuk birden ve sonra el verdik güneşin kollarına yeniden
Kalmış eskinin tadı ağzımızda , sevgi adını almıştı maviden
Issız kalabalıklar çoğalıyordu sen yokken ve gelen herkesi kovdum evimden
Zaten sende misafirim ömürlük , aşk vazgeçemiyor bizden
Deliler gibi delirmek istiyorum
Herşeyden herkesten uzakta
Koyu bir çay demleyip yalnızlığıma
Bir tutam sevgi ekmek istiyorum
Gözlerine tutsak ruhumda
Gece saatin bilmem kaçında geldin yine aklıma
Bilmiyorum nereye gidilir
Ne yiyilir, ne içilir
İnsan hiç anlatır mı derdini kül tablasına
Soruyorum, en ücra köşelerde saklanmış,
Bitap düşmüş yanıma
Bir sonbahardı hüznün doğduğu akşam
Adamın gözünde çığlık
Kadının göğsünde elveda
Kayboluşlarda bir kıvılcım ateşi adeta
Bir sensizlikti ay'ın silindiği o akşam
Kaldırım taşlarına bıraktım sevdamı
Denizin ufkuna biriktirdim çığlığımı
Bugün sana yazıyorum
Ey mutluluk nöbetçisi
Yelkovan geceyi gösteriyor
Hasretim yalnızca gölgesini
Yalnılık yorgan oldu üstümüze
Gözyaşlarımız
Açılmaz bir kördüğüm
Senn
Yüreğime saplanmıış bir müptela
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!