Ve birgün yorgun düşer gayeler
Anlamını yitirir bir girdabın içinde
Kolu kırılmış yen’i paramparça..
Issız bir denizin
Tam ortasındayım Tamara
Mührü açıldı gayrı müebbettir ömrüm yâr
Zırh misali sînemde yıkmaya tufan gerek
Yanmaktadır Züleyha zindandan ne haber var
Kül olmuş lâl sîneyi yakmaya cihan gerek
Katlim vacib fermanda belli ki kat-i karar
Kirpiğimin ucuna asıldı bak dört mevsim
Hepsi ayrı şâhika her mevsim aynı isim
GÜLİZAR
Mihrabına gül derdim aşk denilen sûtunun
Gözüm görüyor amma geri gaçıyor taban
Vallahi her şerlikten arınıyom Halime
Senin turşunu gurup günü sayarken baban
Ben çamduynan belenip sarınıyom Halime
Şo tallayı sularken depeme dolu vurdu
l.
Puslu hayallerine sarıldı uluorta
Gök hışımla ağlıyor, o gizli ağlıyordu
Parmakları titrerken nedametle, adeta
Saçlarını değil de bahtını bağlıyordu
Nadide bir kalemin nahif serkeşliğinde
Kabul görür gazelde nacizane desenim
Gökkubbeyi inleten alkışlar eşliğinde
Nezaketle vurulur taştan taşa bedenim
Kâh dokunan şarabım dudaklardan mezeye
Elbet amaç sây ile kıyamete varıştı
Üstad kimin mekânı cehennemdi karıştı
Eskimiş birkaç sevap şaha kalkar özünde
Gör ki yosun bağlamış at izi it izinde
Yersiz biten ağacın dallarını kırarak
Yolunu aydınlatan, bu garabet elimdir
Yolcu bilmez velâkin, tüm hıncıyla vurarak
Attığı kanlı kuyu, ezelden berdelimdir
Bilinmezin yurdunda felek yetim misali
Tek kelime hârika bir şiir. Tebrikler