Kim görse 'seni bu halde düşünemezdim' diyor,
benim hasta olma hakkım yokmuş gibi.
Yoğun bakımda geçen üç günüm önemliydi tabi ki;
ancak tedavim sırasında çıkan omzumu fark ettiren
o deli ağrı ve sonrası, beni daha çok yordu.
Acil serviste üç saat uğraşılmasına rağmen;
yerine bir türlü gitmeyen omzum, narkoz altında istemeye istemeye
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Maalesef acı gerçekler bunlar....
İnsan hayatının bu kadar ucuz olduğu inanılmaz
kötü bir durum ama yaşatıyorlar bunu hastalara....
Sağlıklı günler diliyorum....
Saygılar.
tekrar geçmiş olsunnnnn..
hep bizimle ol olurmu...
sağlıkla...
Sevgili Kardeşim Nesrin Göçmen
Hepsini okudum kardeşim. Gerçekler bunlar. Bir hekim olarak hastalara karşı ilgisiz kalınmasını kınıyorum. Oysa bizim meslek grubumuzda hayatını bu işe adayan kardeşlerlim var. Allah onlardan razı olsun.
Tam yirmi iki yıl boyunca kesintisiz bir gece uykusu görmedim ben. Antolojide yayına verdiğim bütün şiirleri ve yorumları muayenehanemde hastalardan fırsat bulabildikçe yazdım.
Size geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Şu an hastanelerde derdine deva arayan bütün hastalarımıza Allah'tan şifa doktorlarımıza da Allah kuvvet vesin dileklerimi iletiyorum.
Emeğinizi İlk Tam Puan ile selamlayarak huzrunuzdan saygı ile ayrılıyorum.
Dr. İrfan Yılmaz.
Emeğine sağlık sevgili Nesrin. Hastaneler çile kapısıdır kimi zaman, ama bir an yokluğunu bile düşünmek akla ziyan...
Yüzlerce vatandaşın her gün çektiği çilelerden bir demet.
Mantık kurallarının işlemediği, ezberci doktorların alim kesildiği, hastaların hiç sayıldığı bir düzen.
Araba tamircileri bunlardan daha yetenekli.
Güzel bir paylaşım.
Sevgilerle.
Mehmet Nacar
AMA BEN DEDİM...ÜSTELİK DAHA İLK DÜZ YAZINI OKUYUNCA DEDİM...'AZİZ NES(R) İN' DİYE...ELİNE SAĞLIK...VE DE DEVAM BÖYLE ANLATIMLARA...Kİ BİR GERÇEĞİN DİLE GETİRİLİŞİ BU BİLİYORUM...HİÇ DE GÜLÜNECEK ŞEY DEĞİL AMA...BİZ 'GÜLERİZ AĞLANACAK HALİMİZE...'
Çook iyi bilirim hastaneleri. Ömrümün bir kısmı oralarda geçti... Hala ayağımda acı veren kalıcı hasarı var. Seninle beraber ben de gezdim hastanede bekledim kuyruklarda ve bütün konuşmalara kulak misafiri oldum. Ellerin dert görmesin. Geçmiş olsun. Tez iyileşsin omuzun da. Sevgilerimi yolluyorum.
Hikayenizde anlattıklarınız. Gerçek ve gerçeklerin acı yüzü.
İşte, adamı ve arkadaşları olmayanlar, her an aynı çilelerle karşı karşıya..
Modern ve çağdaş bir ülkede üstelik. Söylemlerde burunlarından kıl aldırmayanlar, ülkenin gerçek halini asla görmek istemiyorlar.
Bu şiir ile ilgili 8 tane yorum bulunmakta