KANSEV KURULUŞUNUN 1. YILINI KUTLUYOR...
Merhaba saygıdeğer gönül dostlarım. Kanser hastası olduğum için mi bilmem bir tesadüf eseri tanıştığım Kanser hastaları yardımlaşma derneğinin aktif faaliyetleri benim ilgimi çekmektedir. Isparta merkezimizde kurulan, göller bölgesinde ki yardım eli bekleyen, kanser hastalarına imkanları çerçevesinde faydalı olmaya çalışan bu dernek 17-1-2015 tarihi itibarile bir yılını doldurup kutlama programı yapmaktadır.
Dernek başkanımız Semiha KAHVECİ ye yönetim kuruluna, tüm üyelerine, yardım
elini uzatan esnafımıza ve vatandaşlarımıza kanser hastalarına duyarlı davranışların dan dolayı minnettarlığımızı, teşekkürlerimizi, saygılarımızı, sevgilerimizi arz ederek Allah razı olsun diyoruz. Gül şehrimizde, bölgemizde böyle bir derneğin varlığı tüm hastalar açısından bir umuttur. Tüm kurum ve kuruluşların destek olmasını beklerim.
..
Sevgi, sekse sığınmış; rûh hasta, gönül ölü...
Edebiyat âlemi, rahmetsiz sahrâ çölü...
Gündelik zevkle, hazla; bulanık şiir gölü...
İnsan denen yaratık, öyle adâletsiz ki;
İnsan kasaplarına, verir barış ödülü...
Şuursuz, namert yazar; olur edep sembolü...
..
Tehdit eder şu çağı, en onulmaz bir illet!
Sarmış koca cihanı, en pisinden bir zillet!
Hak dininden ıramak, hasta etmiş halkları!
Dönmez ise gerçeğe; iflah olmaz şu millet!
..
Tehdit eder şu çağı, en onulmaz bir illet!
Sarmış koca cihanı, en pisinden bir zillet!
Hak dininden ıramak, hasta etmiş halkları!
Dönmez ise gerçeğe; iflah olmaz şu millet!
..
bu kış soğuk geçeceğe benzer
sis gözlerimden hiç kalkmıyor
yerlerde hüzünlü yüzümü
soğuk bakışlarımı görüyorum
bu mevsim bana acı bir cevap veriyor
ne zaman büyüttüm kendimi
..
Bilmiyorsun kaç zamandır hasta gönlüm ağlıyor
Vermiyorsun hiç ilâcın yasta kalbim,ağlıyor
Gelme artık böyle nâzın cilvesinden fayda yok
Vermiyorsun hiç ilâcın yasta kalbim,ağlıyor
Fâ'i lâ tün / fâ'i lâ tün / fâ'i lâ tün / fâ'i lün
..
Doktor para tuzağı kuruyor muayenehane açarak,
Çok para hedefi koyuyor, hastayı aptal sanarak,
Hasta doğru teşhis için muayenehaneye gönderiliyor,
Ancak iyi muayene için verdiği parayı haram ediyor,
Doktorun ihtiyacı çok ve ne yapsın parayı seviyor,
Yalnız muayenehanesinde hastayı memnun ediyor.
..
Sakın söylemeyin dostlar,
O vefasız yâre,
Bir zamanlar sevdiğin o adam,
Şimdi çok hasta diye,
Düşmüş kanser denen illetin eline,
Günden güne eriyor diye,
..
Hastalığımın adı sensin
Ben senin hastan
Ve sana hasta
Sen benim hastalığım
Ve tek ilacım
Belkide ölüm meleğimsin
..
Deveden kervansaray filden köprü olsaydı
İnsan denen merteğe ustalık mı kalırdı
Sağdan bir nefes gelip içimize dolsaydı
Lime lime göğsümde hastalık mı kalırdı
Hasta ol da gör dostum dostların çoğu sahte
Birinde Batı sahte birinde Doğu sahte..
..
Sahilde esen rüzgâra benzerdi bazen ısıtırdı bazen hasta ederdi...
Neşeydi kahkahaydı, gülücüktü. bazen sallanan bir çocuktu...
Kardelene benzerdi, kışın yaza dönüşü gibi bahara benzerdi...
Adı sevdaydı, sana benzerdi, bazen banada benzerdi....
26/08/2008
..
Kan hücresiyle başlar, bozulur sağlığımız,
Bulaşıcı değildir, boşuna korkularımız,
Kemik iliği nakli, kan yapımını sağlar,
Lösemili çocuklar, bizim çocuklarımız.
Kan ile bulaşmıyor, hiç sakınılmamalı,
Moraller kırılırsa, kalmaz ağız tadımız,
..
Merhaba Oğlum,
Seni gidi yaramaz, neredesin sen bakim? .. Merak ettim be oğlum. İnsan annesini arayıp sormaz mı? Ne gece varsın, ne gündüz...ne hayaldesin, ne gerçektesin, neredesin…
Postacı kapımı çaldı az önce. Şaşırma sakın burada postacı diyoruz dua getiren meleklere...Sana yolladığım bütün dualarım geri geldi. Seni bulamamışlar oğlum! Çok üzüldüm acaba başına bir hal mi geldi diye…yüreğime inecekti nerdeyse. Şimdi bu satırlarımı sana ulaştırabilecek olan her kimse inan ki iyilik meleklerimden birini vereceğim ona.
Sabah Yedi'de uyandın bugün. Fırından ekmeğini aldın, sıcacık mis gibi. Yine yumurta kıracaksın tavaya. Yanına patates kızartması ve yanına çay. Hiç değişmemişsin. ''Sensiz çayım zehir anne'' dediğin o hastane günleri geldi aklıma. Sahi benim kartopum, küçücük yavrum, hala zehir gibi mi çayın? Ah! Benim kadersiz yavrum.
..
Gönlüme saplanan, bunca acılar
Hasret ağacının, dikenleridir
Başımın ağrısı, bütün sancılar
Hasret ağacının, dikenleridir
Her türlü musibet, başıma gelen
Ağlatıp ağlatıp, bağrımı delen
..
Örümcek kafalı virus salanlar
Düşüncede hep geri geri sayanlar
Yazık yazık ilim irfan adına
Zarardan ziyandan medet umanlar
..
Ben hep bu tercihler yüzünden,
Böyle yalnız,
Böyle darmadağın,
Böyle bıkkın
Ve böyle yarım kaldım.
Zorlandım...
..
Kasabanın birinde yanyana yapılmış iki ev varmış. Her yerde böyle yanyana evler olur demeyin. Bu evler birbirinden öyle farklıymışlar ki, herkes şaşıp şaşıp kalıyormuş.
Bahçesinde çeşitli ağaçların, yemyeşil çimenlerin ve renk renk çiçeklerin bulunduğu evde, ''İyilik'' ve ''Sevgi'' adında iki kardeş yaşıyormuş. ''İyilik ve Sevgi'' birbiriyle çok iyi geçiniyorlarmış. Kalplerinde daima iyilik yapmak ve her şeyi, herkesi sevmek duygusu olduğu için, her şeye:''Ah, ne güzel, ne tatlı! diyerek seviniyorlarmış. Kimi görseler gülümsüyorlar, yardım ediyorlarmış. Herkes, dost olmak için hep onları arar sorar olmuş. Çocuklar bahçelerine gelerek neş'e dolduruyorlar, çiçekler bahçelerini güzelleştirmek için en parlak renkleriyle açıyor ve mis kokularını saçıyorlarmış. Güneş bile onların bahçesine doğuyor; onlar da güneşin aydınlatıp, ısıttığı salıncakta oturup sallanıyorlarmış.
Böyle herkesle dost olarak, güzellikler içinde yaşayarak mutlu olunmaz mı? ''İyilik ve Sevgi'' de çok mutluymuşlar. Mutluluklarını da bütün insanlarla, hayvanlarla, doğadaki her canlıyla paylaşıyorlarmış.
Yan bahçedeki evde de ''Nefret '' ve ''Kötülük'' adlı iki kardeş yaşıyorlarmış.
Bahçeleri, kurumuş otlar, taş ve toz toprakla kaplıymış. Kalpleri de, bahçeleri ve evleri gibi kapkara imiş. Bahçelerinde hiç çimen ve çiçek bulunmuyormuş. Ne zaman topraktan küçücük bir çimen, bir sevimli tomurcuk başını uzatsa, ''Kötülük ve Nefret'' hemen koşup onları yolup atıyormuş. Kedi, köpek ve kuşları azarlayıp, onlara taş atıyorlarmış. Böyle kötü ve sevgisiz oldukları için de hiç bir kuş, hiç bir kedi, köpek oraya uğramıyor, hemen kaçıyorlarmış. Çocuklar bile orayı görmemek için, hep ''İyilik ve Sevgi''nin bahçesinde oynuyorlarmış. Oysa, ''Nefret ve Kötülük'', kendileri mutlu olmadıkları ve kötü düşündükleri için hep hasta oluyorlarmış. Devamlı: ''Ah başım, ah kolum, ah bacağım çok ağrıyor.'' diye sızlanıyorlarmış.
Tabii, güneşsiz, kirli ve yeşilliksiz bir evde mutsuz yaşadıkları için gitgide daha da hastalanmışlar.
Yattıkları yerden kalkıp bir çorba, bir bardak su bile içemez hale gelmişler.
..
Doktorculuk oyunu bilirim, doktorum
Yalnız size var bir sorum:
Hep neden siz doktor olursunuz da
Biz hasta? .. Siz hasta olun siz soyunun.
Biz hep hemşire, hep iğne vurmak,
Ya da yemek yapıp bulaşık yıkamak,
Yok mudur bunun bir başkası?
..
Hastahane kapısı çileli yerdir
bekledim doktorum sıra gelmedi
sırası olmayan içeri girdi
bekledim doktorum sıra gelmedi
kapıda bir adam bekle ha dedi
bekleyem gardaşım dermanım biti
..
Bir kurşun, bir kurşun, bir kara kurşun...
Şakağımda sıcaklığın duyduğum! ..
Ansızın, dalgası nurdan bir deniz
Ve Allah! ... ‘‘Adına, kurban olduğum! ’’
‘‘Sarı saçlım yasta mıdır?
Rüyaları hasta mıdır?
..