HASTA ŞİİRLERİ

HASTA ŞİİRLERİ

Bayram Tunca

İkram edilen bir çay bir pasta.
Yaptı bana yabangülüne hasta.
O daha çok küçük çocuk yaşta.
Bilirsin akil yasta değil basta.
25.10.2000-16,37
..

Devamını Oku
Savaş Çakır

Ne hasta bekler sabahı
Ne gece ölüye doyar
Duyulmaz ruhun eyvahı
Vakit tam olmuşsa ey yar!
..

Devamını Oku
Habip Kaygısız

Gönül sevmeye görsün
Ferman bile dinlemez
Yar için hasta olan
Ölür gene inlemez.
..

Devamını Oku
Erol Karaoğlu

Haydarpaşadan
Kurtalana giden
bir expres trenin son olmayan seferinde,
son yolculuğuna çıkan bir hasta adam gibisin...
..

Devamını Oku
Nusret Ekim 1

Kalleşlik yaptın bana ömrümün sonunda hayat.
Öyle gidecek zannettim o güzellik o tad.
Kim dedi gençliğimi elimden al, beni bir kenara at.
Ben de bıraktığın tek şey yaşlılık, bir de hasta hayat.
..

Devamını Oku
Bahattin Tonbul

Çok insanlar vardı, hiç memnun değil
Hayat zor gelsede, yaşamak ister
Hasta olduğu an, ölüme meğil
Toprak vatan olsa, kaçamak ister
Bahattin Tonbul
4.1.2014
..

Devamını Oku
Bülend Bâki

Beyaz`ı boyadınız, sizde kara mevcuttur!
`Sevgi, `Saygı, rahmette, sizde para mevcuttur!
Sizce `geri, `yobaz, `ız, `hasta, `yız islam ile...
Asıl ruhu ölüler! Sizde `Sara, mevcuttur! ...
..

Devamını Oku
Fadime Kıvrım

Solum üzgün sagım bitkin bugün
Hasta saglık umuyor herkes huzur
Büyük aşkların derdi çok olurmuş
Hayat tozu dumana katmış yutuyoruz
..

Devamını Oku
Aminullah Nail Hangeldi

Özrü varsa hastadır O, çaresine bakılır.

Hastalık Hastası ise bunu Lukman ne bilir?

Hasta ise, kim ilaçla sağlığına kavuşur

Hastalık Hastaları, ölümle dermanın bulur.
..

Devamını Oku
Nurani

Cefadan gussadan hepimiz hasta
Meraki kaygisi hepsidir hata
Meykede ev olsun kadehler dolu
Hepimizden testi yapacak usta
..

Devamını Oku
İsmail Özabacı

Bir şiir gibi.gözlerin düşer gecelerime. Mısralar kaşların gibi ince. Ve kapalı gözlerin eminim. Ellerin ellerime değince...bir zamanlar ne çok yakınırdım oysa. Dokunamıyorum diye sana. Meğer dert sadece bu olsa.Boşa üzülürmüş insan buna. Gitmeler keşke olmasa hayatımızda. Yarım kalmalar, eksilmeler,acılar ve ağlamalar...gözyaşın geldi aklıma. Kıyamam ağlamana oysa. Bir bebeğin ki değilse...sen şimdi başka bir düşte kimbilir ne haldesin? Ya beni bilir misin? Bir yarını öyle masanın üzerine anahtarı bırakıp çıkar gibi koyduğun kalbim giderken bir otobüse dayadığın başın sonradan çok ağrıdı eminim. Çünkü benim kalbim çok yandı. Sen şimdi en derin uykunun ortasında bir kaç oda veya bir kaç şehir uzakta...ne farkeder. Başka bedenlere ait ruhun yoksa yanında...nerden esti bilmiyorum gece gece seninde canını sıktım duymasanda,okumasanda,uyumasan (da) elbet bir sebebi vardır uykusuzluğun...canını sıkma,hayat bildiğini okur her nasıl olsa...ama kırgın ama üzgün ve biraz hasta yüreğim gözlerimde ki sarı hüzün yine o aynı sıranın üstünde,koşarak indiğim o merdivenler var şimdi karşımda...
..

Devamını Oku
Naci Hotanoğlu

Yağmurlar ıslatsa da en güzel kenti,
Samyeline tutulur elbet acizlik benti,
Kurur ıslak kaldırımlarda hasta hayaller
Ankara! Sevmek yağmurda seni,
Ne kadar, ne kadar güzel!
..

Devamını Oku
Naci Hotanoğlu

Her sabah sıcak ekmek kokusu gelir uzaklardan,
Yanık buğdaylar ressam yapar beni,
Dökülür tuvalime morlar,sarılar...


Beethoven’ın konçertosu kızgınlaştırır yere değen yağmur damlalarını,
Kızdıkça vurur omuzlarıma...
..

Devamını Oku
Ahmet Ünal Çam

Yar çağırsa gönülden, ‘onun için yanan’ gelir
Gülüverse, güldürse, ‘gün doğdu’ sanan gelir

Hasta düşsem, biçare, görsem yari, can gelir
Bir siteminde ağlarım, gözlerimden kan gelir

Ararım ararım, haberi uzak diyardan gelir
..

Devamını Oku
Ali Lidar

Malatya’da doğmuşsun 1954 yılında. Babam da Adıyaman’da doğmuş senden iki yıl evvel. Benim de çocukluğumun ciddi bir kısmı Elbistan’da geçti. Yani hemşeriyiz seninle. Yetimhanede büyümüşsün, babam da anne baba nedir bilmeden büyümüş, ortak noktanız çok. Çok güzel bağlama çalarmışsın. Ben çok heves ettim ama bir türlü beceremedim. Babam fena değildir eline aldımı çalar bir şeyler. Ana dilin farklı olduğu için Türkçe’nde tatlı bir kırıklık var. Ve inanır mısın babamın da şivesi tıpkı sen. Askere gidene kadar hiç Türkçe konuşmamış o yüzden onun da Türkçesinde tatlı bir kırıklık var. Ben babamın ana dilini hiç bilmiyorum o yüzden idare ederim sanıyorum. Sen Pazarları kilisede, babamla ben de Cumaları camide aynı Allah’a dualar etmişiz. Sen artık edemiyorsun, babam da biraz hasta evde kılıyor namazlarını, ben fırsat buldukça gitmeye çalışıyorum…

Bu liste uzar gider. Çünkü babam da sen de ben de bu toprakların çocuğuyuz, Anadolu’luyuz. Sana Ermeni’sin diye zulmedenler uzun süre babamın ve benim de kimliğimi reddettiler, Kürtsün diye babamı aşağıladılar.. Al sana bir ortak nokta daha…
Ve en önemlisi ne biliyor musun abi, seni öldüren zihniyet aslında beni de babamı da yok etmek istiyor. Çünkü insan sevmiyor onlar. Ne yüreklerinde merhamet var ne içlerinde Allah korkusu… Sen şimdi çok sevdiğin memleket toprağının altında yatıyorsun. Babam ve ben de bir gün oraya geleceğiz… O zaman şunu söyleyeceğim sana. Kardeşim değilsin Hrant. Biz kardeş değiliz abi. Biz aynıyız aslında….
..

Devamını Oku
Ali Akarsu

Bir aşkın cenneti nerede olur,
Nerede usta?
Anlat da bileyim,
Bileyim usta?
O yar bana hasta,
Ben ona hasta,
Yetmez mi usta?
..

Devamını Oku
Durdu Şahin

Şiir okudum hazla,
Anlamadı usta.
Ya ben anlatamadım,
Ya da o hasta.
Anlasa sevecekti,
Anlasa gülecekti.
..

Devamını Oku
Derya Çoban

Bir babam olmalıydı...
Gözlerine baktığımda mutluluğu,özlemi,kederi,korkuyu da yaşayabilmeydim
Babam olmalıydı
özlemeliydim yokluğunda gelmesini iple çekmeliydim evin penceresinde sabredemeyip sokağın köşesinde ki kaldırımda beklemeliydim gelmesini geldiğini ğörünce atlamalıydım kucağına öpmeliydim tutup elinden hava atmalıydım hediyeler almalıydı kıskandıra kıskandıra anlatmalıydım arkadaşlara. Yemekten sonra dizinde uyumalıydım
babam olmalıydı benimde
Hatalarımı da, sevinçlerimi de ilk ona anlatmalıydım korkusuzca ilk ona sarılmalı ilk onun omzunda ağlamalıydım
Bir babam olmalıydı
..

Devamını Oku
Nihat Gülle

Büyük Orta doğu projesi Ortadoğunun tamamen arz ı mevud yani yahudilere tevratta vaadedilmiş topraklar olarak istilasını içeren bir proje ve israilin büyük idealidir.Bugün Irakta Afganistanda, müslümanlara akıl almaz belki de tarihin en iğrenç işkence ve tecavüz olayları yaşanıyor müslümanlar ezim ezim eziliyor.Amerika İsrail İngilterenin kurduğu bermuda şeytan üçgeni BOP projesini süratle uyguluyor.Bizim en tepemizdeki zevat ise BOP projesinin eş başkanıyım deme talihsizliğini gösteriyor.Bakınız bir doktrin var Trumanın dünya hakimiyeti doktrini Bu doktrine göre kenar kuşak ülkelerine sahip olan bir ülke bütün dünyaya hükmeder.Kenar kuşak ülkeleri ise Afganistan Pakistan İran Irak Türkiye Şimdi neden Afganistan ve Irakın işgal edildiğini daha iyi anlıyormusunuz.Bugün dünyanın en zengin iş adamı Soros Ermenistan başbakanı ile görüşmeye gitti.Sorosun kim olduğunu bilmeyen varmı.Soros Türki Cumhuriyetlerde Rusyadan kopan tüm ülkelerde pembe mavi devrimlerle kendi adamlarını iş başına getiren bir yahudi siyonist lider.Neden bunları yapıyor çünkü bu ülkeler yarın yeraltı kaynaklarını devletleştirdiklerinde özel şirketleri bir kuruş alamadan ülkeyi terk edecek.Dünyanın en zengin yer altı kaynaklarına sahip olan bu ülkelerin geliri Sorosun hortumladığı kanaldan siyonist emperyalist batı ülkelerine gidiyor.Türk İslam alemi derhal ve en kısa zamanda birleşmelidir.Tehlike çok yakında ve burnumuzun dibindedir.ABD artık Türkiye bizim müttefikimiz stratejik ortağımız değil çıkarlarımız çatışıyor diye açıkça bizi yeni hedefe oturtuyor.Hala biz ABD den himmet emperyalist güçlerin bütün dünyayı istila planlarını bozacak en büyük engel Türk İslam Birliği projesidir.Bütün Türk İslam alemi bizden birlik için bir göz kırpma bir küçük mesaj bekliyor.Ama,Türkiye kendi derdine düşmüş hasta bir adam görünümünde maalesef. Yüce Allah birlik beraberliğimizi bozmak isteyen iç ve dış hainlere fırsat vermesin.Ama şuna inanıyorum ki bu birlik er yada geç mutlaka bir gün gerçekleşecek özellikle aynı dili,dini,tarihi paylaşan türk boyları birleşerek büyük bir güç oluşturacaktır.Bu bilinci Elazığda yapılan Hazardan Hazara şiir akşamlarında Türk Cumhuriyetleri mensuplarında ve Istanbulun fetih şölenlinde eski afganistan cumhurbaşkanı Burhaneddin RABBANİ biz türklere başka gözle bakıyoruz osmanlı ülkeler birliğini kurun yanınızdayız sizin diyor açıkça bir islam birliğine işaret ediyordu.Oysa sizin ülkenizin başındaki şahısları israil bayrağı açmış arabalarda görüyor,üzülüyoruz diyor ve ağlıyordu.islam ülkeleri de bizzat gördüğüm ve müşahade ettim ki bu fikre sıcak bakıyor.Türk islam birliği,yüce Allahın izni ve emriyle mutlaka gerçekleşecek ve bu birlik dünyada bozulan güç dengelerinide yeniden sağlayacak,barış ve kardeşliğin teminatı olacaktır.

Nihat Gülle
Şair ve yazar
..

Devamını Oku
Ali Lidar

Hepimizin hayatı senaryosu kötü yazılmış bir tür filmdir aslında. Üçüncü sınıf video kuşağı filmleri gibi gerçek hayatta asla olmaz dediğimiz şeyler bir anda başımıza geliverir. Çocukken işler o kadar da kötü gitmez. En azından bir süre.. Belki de henüz kimse tarafından ciddiye alınmadığımızdan ve hayatımız içine sıçılacak kıvama gelmediği için keyifli bir oyun oynarız. Ama başlangıcı olan her şeyin bir sonu vardır. Eğer altı yaşındaysanız ve bir grup delirmiş yetişkin kendi aralarında konuşup, sizin biraz zeki olduğunuza ve okula başlamanız gerektiğine karar vermişse, artık hayat masumiyetini yitirmeye başlamış demektir. Sınıftan içeri adımınızı atar atmaz karşılaştığınız kahverenginin en aşağılık tonuyla boyanmış ve milyonlarca gerizekalı çocuğun sümüğü, yemek artığı, anlamsız karalamaları,tozu, toprağı, boku, püsürü ile ırzına geçilmiş okul sıraları yaşamınızın bundan sonrasının ne kadar boktan geçeceğinin sinyallerini verir gibidir. Üstüne bir de sizi tokatlamak için herhangi bir yanlış yapmanızı bekleyen, bekleyecek kadar sabrı olmadığında da hayal gücünün yardımıyla aklına getirdiği herhangi bir yanlışı sizinle ilişkilendiren öğretmen adlı denizanasıvari yaratık, yanağınızla birlikte ruhunuzu da tokatlamaya başladığında toplumsal bir histeri ve cinnet etkinliğinin tam ortasında kaldığınızı anlarsınız. İlk günden itibaren içinizde büyütmeye başladığınız öfke zamanla boyunuzdan ve yaşınızdan daha büyük olur ve hıncınızı etraftaki diş geçirebileceğiniz hububat beyinli insan yavrularından çıkarmaya çalışırsınız. Ve böylece insan ırkıyla aranıza aşılmaz büyüklükte duvarlar örme süreciniz de başlamış olur.. Belki de insan, sadece doğduğunda insandır, kim bilir? Büyümeyle birlikte bozulma da başlıyordur belki. Mesela adamakıllı konuşabildikten az bir zaman sonra küfür etmenin ne kadar çirkin olduğunu öğretmeye çalışırlar size. Ve siz içinizden, ağız dolusu küfür edemedikten sonra konuşmanın ne kıymeti var ki diye geçirisiniz. Üç yaşında, yemek içmek kadar doğal bir şey olan sindirim sisteminin boşaltım faaliyetiyle ilgili yasaklamalar dayatılmaya başlar ayrıca da istediğiniz zaman istediğiniz yerde pantolonunuzu indiremeyeceğinizi öğrenirsiniz. Dört yaşında iki yaşınıza kadar tebessümle karşılanan neredeyse bütün davranışlarınız birer azar yeme vesilesi haline gelir. Beş yaşında tamamen büyümeye başlar ve altı yaşında da insan olarak ömrünüzü tamamlayıp başka bir türe evrilirsiniz. Okul denilen ruh törpüsü mekanizma da bu mutasyonun gönüllü hızlandırıcısından başka bir şey değildir. Mesleğinden, kendisinden, çocuklardan, akıp giden zamandan, kırlaşmış saçlarından, herkesten ve her şeyden nefret eden bir grup öğretmen, çocukların gönüllülük esasına bağlı metamorfoza uğratıldığı yarı açık akıl hastanelerinin ekonomik zorunluluklar yüzünden ayak işlerini yapmaya mahkum edilmiş metazori hasta bakıcılarıdır.. Beş yaşına kadar her şey güzeldir. Altı yaşında hayat masumiyetini kaybeder ve ölür.. Ömrümüzün geri kalanı, bir tür şizofrenik kurgudan başka bir şey değildir...
..

Devamını Oku