Osmanlılar düşünmüş kurumları açmışlar,
İyilik amacıyla, vicdanlı davranmışlar…
Belirlenmiş yerlerde hayvanlar korunurdu,
Sosyal kurumlarında her gün doyurulurdu…
Hasta hayvanlar için tedavi merkezleri,
..
Sen yerini işgal et sonra da susuz bırak,
Aç mı hasta mı diye tanımadan zerre hak…
Üç beş gönüllü için vicdanlarıyla bırak,
Hiç mi yaşamasınlar tanınmamalı mı hak?
Sonra kovala kış, de bir gün saldıracaktır,
..
Akıldır en kıymetli, mükemmel bir vasıta,
İmansız akıl m'olur, inkar edenler hasta.
..
YORGUN HANCI
Hancı yorgun, yolcu hasta,
Çırak kalfadan usta,
Döver aheste aheste.
Âşık bedbaht, sevgili yasta.
Terk edemem bu sarayı,
..
Bu yol nereye gider usta!
Ben yolcuya hasta,yol bana dikenli
Bu yol neden bu kadar kısa usta
Her virajda bir ağır hasta...
Bu bedbasiz ömrüm yasta
Yardan aldım yarayı
Yar terinden başka yok bana şifa!
..
Dünyadaki insanlar çeşit çeşit, boy boy,
İşçi, çifçi, hasta, usta, ofisboy, kovboy...
..
Hastası olanlara bulunmalı bir usta,
Ustası olmayanlar oluyor daim hasta.
..
Girdiğim zaman tünelinde peygamberlerin ermişlerin insanların efsunlu halinin içe dışa vurmasıyla hasta iyi ettikleri mucizeler Gerçekleştirdikleri gelecekten haber verdiklerini anladım
Sedat hünkar
..
Yoğun bakım odalarını bilirsiniz. Görmüşlüğünüz olmasa da duymuşluğunuz, anlatılanları dinlemişliğiniz vardır. Burası İstanbulun en büyük hastanelerinden birisinin kardiyoloji yoğun bakım odası. Odadaki tüm yatakların yanı sıra sedyelerde yatan hastalar da var. Herkes bir yandan kendi acısı ile boğuşurken bir diğer yandan da yanındaki yöresindeki hastalara acımakla meşgul. Birçoğunda oksijen tüpü bağlı. Hemen hemen herkese irili ufaklı şişelerle sıvılar enjekte edilmekte. Her birisinin uygunlu uygunsuz yerlerinden inceli kalınlı hortumlar sarkmakta.
Yan yatağa yeni gelen hastanın durumu da bu anlattığımdan pek farklı değil. Oksijen maskesinin altındaki dudakları ile hiç durmadan hemşirelere yalvarışını duyunca başınızı ona çevirip dikkatle kulak kabarttığınız anda kendi derdinizi unutmanız çok doğal.
Bu yeni hasta öyle içten öyle telaşlı yalvarıyor ki. “Lütfen” diyor. “Lütfen sadece bir tek dakika… Hatta dakika bile sürmeyecek söz veriyorum. Sadece birkaç saniye. Lütfen… lütfen…”
“Aman beyefendi yoğun bakım odası burası, burada kesinlikle yasak” diyor hemşire ama adamcağızın hemşireyi ikna etmesi şart. “Bakın” diyor. “Bakın, bana başka hiçbir şey yapmayın. Burada başıma ne gelecekse gelsin. Ama lütfen... Lütfen... Sadece birkaç saniye için bana bir telefon verin.”
“Beyefendi lütfen, bakın kriz geçiriyorsunuz. Telefonla konuşamazsınız.”
“Geçireyim önemli değil. Siz telefonu vermezseniz ben zaten iyileşmem. Lütfen... Lütfen sadece bir tek yeri arayacağım ve sadece birkaç saniye.”
Zavallı hemşire çaresiz, soluna sağına bakıp başına bir felaket gelmemesine dua ederek cep telefonunu hastaya uzatır uzatmaz yakalanma riskini göze alamamış olacak ki hemen odadan dışarı çıkıyor. Onun çıkması ile kriz haklindeki atmışlık hastanın yaşından hiç de beklenmeyecek bir marifetle tuşlara dokunması bir oluyor ve hiç nefes almadan “BEN KALP KRİZİ GEÇİRDİM. MERAK ETME. DURURMUM GAYET İYİ BENİ SAKIN BENİM TELEFONUMDAN ARAMA” diyerek telefonu kapatışını odadaki tanık hastalar ağızları açık dinlerlerken katıla katıla gülmek istiyorlar ama her birinin bir yerinden sarkan hortumlar bu kahkahalara izin vermiyor.
..
Babamın olduğu acil ameliyat, kalın bağırsak
Hasta olanlara “ geçmiş olsun “ diye bağırsak
Duadan başka, bir şey gelmiyor. Ne? Yapsak
Kendimize çok iyi bakalım, sonra şifayı kapsak
Babam Yusuf GÜRSOY’UN, ameliyatı çok zordu
İyi biliyorum ki, yaşlıların duası, daima korurdu
..
dünya da hastalandı sanırım,
yoksa içinde bu kadar parazit barındırmazdı.
..
Cenneti göre göre günah işleyenin hasta ve helak edileceğini anladım
Sedat hünkar
..
Hastası olanlara bulunmalı bir usta,
Ustası olmayanlar oluyor daim hasta.
..
Hastayım canım yandı,
Can yandı dert uyandı,
Çektiğimi bilirim,
Sanma ki can dayandı,
Geceler yatak düşman,
..
ben kötü br adam değilim
yalnızca
hasta bir adamım
dünyanın bütün yangıları
bütün açmazları bende
işte bundan
bütün çektrdiklerim sana
..
Ben ne yükler taşıdım /önce mevsimler bindi sırtıma/Sonra karanlığı gecelerin/Sabahların kimsesizliği/Bakışlarını taşıdım sesini taşıdım/en ağırı ayrılık dediler onu bile taşıdım/o herşeyi taşır dediler taşıdım/son nefesini içne hapsedenlerin nefesini taşıdım/şair olsaydım şayet / inlermiydim böyle hasta eşekler gibi
..
Bana koyduğun babanın ismini gururla taşıdığım canım babacığım. Nasırlı ellerinle yanaklarımı okşayan ellerini, ağustos sıcağında çatlayan dudaklarınla öpüşünü, hasta olduğum da o mahzun bakışlarını ve insan gibi insan olmayı bana öğreten, adımı gururla taşıdığım dedem gibi, içinde insan sevgisi olsun diye koyan şerefli insan canım babacığım. On üç yaşımda öksüz kalışımı, bana gölgesinde anne sevgisini aratmayan genç yaşta gidişinle içimde sana olan hasretim özlemim yanına geldiğim gün bitecek sabırla bekliyorum canım babam.
..
Günler geçiyor zaman su gibi akıyor kimileri ölüyor, kimileri sınıf geçiyor , kimileri hasta kalıyor, kimileri hapishane köşelerinde bekliyor, kimileri sevda acısı çekiyor, kimileri aile geçindirme derdinde, kimileride vardır kazandıkları haram paranın sefasını sürer. İşte bu hayatta sen yaşamına bakarken cevrende bu tür gelişmeler oluyor.Yapmamız gereken herşeyden önce ALLAHA sığınmak önümüze bakmak gerisi ip söküğü gibi gelir. Hayat bu sen patatesin üstüne ketçap mi mayonezmi döksem derken dışarda soğukta bir çocukta o çöp kutusuna değilde diğerine mi baksam belki yiyecek birşey bulurum derdinde. HAYAT....KADER...
..
Ben ne yükler taşıdım /önce mevsimler bindi sırtıma/Sonra karanlığı gecelerin/Sabahların kimsesizliği/Bakışlarını taşıdım sesini taşıdım/en ağırı ayrılık dediler onu bile taşıdım/o herşeyi taşır dediler taşıdım/son nefesini içne hapsedenlerin nefesini taşıdım/şair olsaydım şayet / inlermiydim böyle hasta eşekler gibi
..