HASTA BİR YALNIZLIĞIN SAYIKLAMALARI
Her güçlükle tek başına savaşmak her zaman için çok güçlü olmak anlamına gelmez. Belki de rafine yalnızlığınızdır, sizi bu yalnız savaşlara mecbur eden. Belki, gücünüzü size veren en büyük sır; bu yenilmez, bu kimse tarafından sırtı yere getirilemez şampiyon yalnızlığınızdadır.
Öyle bir kaderdir ki bu, her an kendini perçinler. Zaten sızlanmanıza alışık olmayan dostlarınız sadece paylaşmak için bile sizin sorunlarınızı dinlemeye yanaşmaz. Daha ağzınızı açmadan “sen halledersin”i yapıştırıverirler ki bu bir bakıma “ben kendimden konuşmak istiyorum, senden değil” demektir; susarsınız! Kimsenin aklına gelmez “acaba benim de bir katkım olabilir mi? ” diye sormak.
Siz, herkese kulak -hatta yeri geldiğinde çözüm- olurken, en ihtiyacınız olduğu anda sizi işitebilecek bir kulağa ulaşamamanın nasıl bir yalnızlık olduğunu ölçebilecek bir cihaz keşfedilmiş midir bilinmez? Neden hiç kimse düşünmez sizin de bir defa olsun başkaları gibi olmak isteyebileceğinizi?
Her durumla kendi çözümünüz ile baş etmek yerine, bir kere de sizi seven bir yüreğin, sizin yerinize ürettiği bir çözümle hayatı kucaklamanın mutluluğunu yaşamak isteyebileceğinizi kimse düşünmek bile istemez? Hatta, sizin de herkes gibi bir insan olduğunuzu unutmak gelebilir işlerine. İhmal edilmek, önemli günlerde önemsenmemek sorun değildir zaten sizin için. Çünkü, sizin böyle zayıflıklarınız yoktur ve her zaman için size ihtiyacı olan zayıfların emrine amade olmalısınızdır.
Hatta hatta, hiç utanmadan hasta olduğunuzu itiraf etseniz birilerine inanılmamakla ya da yalanla suçlanmanız işten bile değildir. Eğer bu aşamaları geçerseniz sağ salim, bu defa da “neden hasta oldun sanki” diye suçlanırsınız. Öyle ya hastaysanız hele bir de yatağa düşmüşseniz herkesin her şeyine nasıl koşabilirsiniz ki? Ya bir de Allah korusun bu dostlardan birini çağırıp “bana bir çorba yapar mısın” ya da “üşüdüm üstümü örter misin” gibi olmadık sorular gelirse aklınıza ne olur halleri dostlarınızın?
Ne kadar acı, ağır maliyetli bir güçtür sizinkisi. Ancak, bundan daha acı olanı şudur ki; bunların her zaman farkında iken, değilmiş gibi davranmak zorunda hissetmenizdir kendinizi. Bundan daha acısı ise “miş gibi” davranmadığınız zamanlarda gözyaşlarınızı gömleğinizin koluna silecek bir mendilden uzak ve başınızı dayayacak bir omuz bulamamacasına kimsesiz olmanızdır.
Belki ondan daha acısı tamda bunları yazdığınız noktada bu sayıklamaların muhataplarının artık sizin için sayıklamalarınızdan haberdar olmaya değer olmadıklarını fark etmenizdir.
Sizi bu yalnızlığa ortak eden ise bu yazıda sizi de tanımlayan kelimelerin satır başına düşen kullanılma sıklığıdır. Dilerim ki, bu yazıda size “işte beni anlatıyor” dedirtecek bir tane bile cümle yoktur ve bu satırlar, bir hastanın kimse tarafından ciddiye alınması gerekmeyen sayıklamalarıdır.
Av. Nuray ÖZGÜNEY
[email protected]
Kayıt Tarihi : 16.1.2007 02:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Dilerim hiçbir hastalık sizi hasta etmez :))
Yalnızlığınız ne kadar büyük. Yalnızlığım yok eder mi acaba yalnızlığınızı. Bi kaç hafta önce çok travmatik bir süreçten geçtim ve tıpkı burada yazdıklarınız gibi duyumsadım kendimi. Ve Şampiyon yalnızlığım gene buldu kendi çözümünü: '' dostlarımın beni benim istediğim gibi sevmemesi, beni tüm varlıklarıyla sevmedikleri anlamına gelmez'' diye...
...insan ne kadar güçlü ve kuvvetli olursa olsun derdini paylaşacak bir dost ve arkadaşa ihtiyaç duyar bu yaradılışdan gelen bir özelliktir can dostlar sıkıntıları gideren ve rahatlatan özelliklere sahip olmalıdır...bu yazıyı bizlere aktarıp paylaşan yüreğe saygı ve hürmetlerimi sunuyorum...Mehmet Karlı
kendimizi sorgulamamız için harika bir yazı...
selam ve saygılarımla
TÜM YORUMLAR (5)