kavuşmanın yerindeyiz tam yerinde sevgilim
ele bakıp bu havayı ellerinle iteleme
ellerimi uzatamam dokunamam parmağının ucuna
iki parmaklığın arası iki kolboyundan çok fazla
yine sen gel yine sen gel yine sen gel
omzum olsun başına aradaki paslı engel
açtığını göreyim saçlarını sardığın çiçeklerin
doyumsuzluğunu yaşat, hasretimiz adına birbirimizi uzaktan sevmenin
nevrimi döndürüyor geceme sızdırdığın sevi iksirleri
tırmanıyorum kızgın çöldağlarını
ve tarıyorum kum bayırlarının bakır saçlarını
serabımda, tadılmamış şarapların kurulduğu üzüm bağları
bir de sen KOPAR BENİ diye sarkan olgunlaşmış asma üzüm salkımı göğsünde
ikircimler birbirini kovalıyor içimde
bu salkım benim için HAVVANIN YASAK ELMA'sı
ve benim gücüm yasal mı bu yasağı kırmaya
içimdeki mahzenlerin bordo şişeleriyle
bu yasallık yeter miydi seni şarap kurmaya
ayakların sızısı kalçalara vuran karasularına
merhem taşıyan çarıkların manda gönünden olmasıydı
ve karşılığını hasretimizde arayan bir çileyle
katılmasaydın ilkdirilenler arasına kendiliğinden
küller içinde küllenen sevilerini türkülerken
seslerini öptüğüm alfistanlı kızların vaadleri gibi
seni de silerim serimden
nevrimi döndürüyor geceme sızdırdığın sevi iksirleri
ben yükseldikçe gece küçülüyor gözümde
kızıl şafakların kuşluk sütlerini sulayan ıslıkları çalıyorum
ve tarıyorum parmaklarımla kum bayırlarının bakır saçlarını
belki de hiç silinmeyecek içimden
çöl eşkiyalarının hummalı baskınlarında üstümüze düşen gölgeleri
ve belki de bu yüzdendir yüreğimin
çöken barikatların çürük tahtalarını böyle pervasızca yakmaya çalışması
zaman bile yetmiyor durdurmaya
yüreğimin bu yönde sürüp giden havariliğini
bir yandan da diyorum ki
varsın korksunlar o tahtaları o barikatlara çakanlar
varsın dağlansın
ağzımdan çıkan gül dikenlerine habersizce değmiş gibi elleri
sevgilim yine de biz
kavuşmanın yerindeyiz
tam yerinde
ele bakıp bu havayı ellerinle iteleme
Kasım 87
Soysal EkinciKayıt Tarihi : 11.7.2014 17:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Acaba, farkında olmadan, kendi etrafımıza kendimiz mi aşılmaz çelik parmaklıklar örüyoruz?
Kendiliğinden ve kendi seyrinde akan ırmağın mecrasını tersine çevirmeye çalışırken umutsuzluklar kemendini kendi boynumuza mı geçiriyoruz?
Ortalama bir ömrün yarı yaşlarında, 35 - 40'lı yaşları, yani yaşanılacak en olgun, en güzel yaşlarımızı kendi kendimize haram mı ediyoruz?
Genç yaşta solan, soldurulan kır çiçeği kokulu, dağ çiçeği endamlı düşünce açan uzak diyarlarımızın yükselen feryadı!..
Acaba kendimizi, “Fazla bağırma, sesini duyurmayız! Erken öterek milleti uyandıramazsın!” deme gücüne sahiplere aldırmadan, gayretkeşliğimizle demir parmaklıkların ardına mahkûm ve mukim mi ediyoruz?
40'ında, bir bodrum katında su borusunun içinde akıp giden bir hayat…
Rahmet diliyorum.
Sevgi ve saygıyla…
Hikmet Çiftçi
05.08.2014
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
sevdim şiiri..hele bu dizeyi hepten sevdim...ardından dedim ki,ya yükselemiyorsak,büyük mü olacak gece!..
tanrım..büyüyen geceler yaşatma bana...
ve kıçı kırık elma...varsa da yoksa da onun yüzündendir insanlığın başına gelenler..valla..:)
herkese saygılarımla..
TÜM YORUMLAR (3)