Aşkın devranına düçar olalı
Cananı da gördük canı da gördük
Sadıkların sofrasında kalalı
Şöhreti de gördük şanı da gördük
Leyla'dan Mevla'ya giden yol burda
Her kim muhibliğe niyet edende
İşleğinde güzel hali gerektir
Ahd-i biat edip kamil mürşide
Evlad-ı Ali´den eli gerektir
Nushuma kulak ver tutma kallaşı
Hünkâr Hacı Bektaş sırr-ı Ali’ye
Bi’at etmeyene iman mı vardır
Vahid Vallah deyü tasdik edince
Ya gayrı kimseye peyman mı vardır
Bâ-yı Bismillah’ta okunan âyet
İnsan-ı kamile ermeyen
Her olçumu dede sanır
Delil-i bürhan görmeyen
Gürültüyü deyiş sanır.
Beğenir kendi bed huyun
İptida dünyaya mektep kurunca
Hocamın dersini verdim idi ben
Melekler adem´e secde kılınca
Kırklar´ın kapısın açtım idi ben
Muhammed aşkına salavat verdim
Deli gönlüm yine ah u zar oldu
Dostumun gülleri sararıp soldu
Hayat çeşmimize hasiret doldu
Sen de benim gibi gez Leyla Leyla
Yarin dudağından ballar süzülür
Mektup yetişen de vefalı yara
Ahvalimi senden sorsun ağlasın
Bensiz seyretmesin bağı bahçeyi
Derdi sinesinde dersin ağlasın
Dert elinden oldu vücudum yara
Men hevai meşrebim Al-i abadır sevdiğim
Lahmike lahmi imam-ı pişüvadır sevdiğim
Şehr-i ilmin kapısı müşkil-güşadır sevdiğim
Küntü kenzin sırr-ı genci hel eta’dır sevdiğim
Saki-yi Kevser Aliyye‘l Murtaza´dır sevdiğim
"Kün" dedi karar eyledi
Yeri göğü arşullahı
Çar Enasir” hâlk eyledi
Âdem-i Safiyullah’ı
Evvel Adem Hakk'ı bildi
Bir güzel sevmisem alemde belli
Bir dükkan açtırdım sırça şallı
Muhabbette şirin sözlü hem tuti dilli
Neyleyim dünyayı alanın olsun
Nikab çekmiş görünmüyor yüzlerin
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!