Deniz ayaklarımın dibinde değil... İyot kokusunu yakalayamıyor., baktığım yerden de göremiyorum... O kadar uzak yani...
Ama martı sesleri sanki omuz başım kadar yakınımda., deniz sesi gibi uğulduyor çığlıkları kulaklarımda...
İstanbul böyle bir şehir işte… Hasreti çektirirse başka türlü çektirir…
Biliyorum ki istesem şu anda bir vapur bile geçer gözlerimin önünden... El etsem durur., çağırsam gelir., yanaşır iskeleme... Çımacılar tahta., rulmanlı iskeleyi sürüklerler ayak ucuma kadar ve yanık bir gülümseme ile buyur ederler içeri… Binerim omzumdaki martı ile ve birazda kibir ve hafif Beyoğlu adımları ve kibarlığı ile...
Çıkarım merdivenlerden üst kata... Pirinç merdiven korkuluklarının pırıltısı güneş gibi ısıtır içimi... Seyir halinde iken İstanbul'u en çok göreceğim bir masayı seçer otururum... Karşımda oturan beyefendinin okumakta olduğu gazeteye kaçamak göz atarım...
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta