Üşü ula üşü
Küçük elin
Zindan evin
Tavanda delik
Işık gelir
İçin ezik
Kar kıyamet
Memleket
Hırka yok çocuğa
Zaman gelmiş hastalığa
Kırıl yavrum
Kırıl bebem
Doyma soğuklara
Bebem gitti
Düştüm ayrılığa
Nasıl anlatayım
Sancıları kara
Merhametsiz ayaza
Sökün edek dağlara
Çalı çırpı bulak
Ocak yakak
Çay koyak
Isınanak
Büyük yetimlerle kalak
| Onlar da kaybetmişlerdi bir zamanlar |
Aha gelirse çığ
Nere sızak
Nere saklanak
Kar dolar burnumuza
Nasıl nefes alak
Biz bu canı nerden bulak
| Daldın oğul..canın nerde geri gelir mi..tütün çekende..nefeste |
Puşi içinde gül yüz
Allanır dodaklar
Gelse bile güz
Kış gelmesin
Can gitmesin
Sarmış eline bebeyi
Gitme yavrum
Kal yavrum derken
Bebeye yaşayacakken
Düşmüş erkek eline
Sardırmış belini yine
Başlamış yenilenme
| İnat işte.. vazgeçmiyor..var olmak..bu ateşte..direnmekte
Diren m e m o
Diren selo
Koynunda sıcak ekmek
Sofrada toz seker
Biraz yağ
Saklanma
Ağla
Büyür okul yolu
Geç kalmamak var
Öğretmen kızar
Ona bile ayrılık var
Nasıl yangındır şehri şimdi
İçinde ateş var
Uzakta bıraktığı yar
| Memo gibi sever gurbeti..uzak köyde öğretmendi |
Bahar gelmedi
Beyazlık bitmedi
Oyy havar
Dağlarda kar var
İç de çığ düşmesi
Ağız burun kar
Boğulak mı
Ağlayak mı
Yanak mı
Hangisi sıcak
Ölüm mü
Ayrılmak mı
Görmeyecem ya baharı şimdi
Bir tandıra gömün beni
Oyy havar
Yangın var
Yanmış bebemin yüreği
Dökülmüş gözleri
Hasret var
Ayrılıktan
Maraz çıkar
// Ayaz yiyip..Hala türkü söyleyebilenlere..sevgiyle |
Temmuz ‘04
Zafer Zengin EtnikaKayıt Tarihi : 19.7.2004 10:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!