HASRET HAYKIRIŞI
Bu dünyanın zilleti çöküyordu üstüme
Hisler ferman ederdi gönlümün hutbesine
Aklım feryat ederdi kıvranır hasretiyle
Rüyamda uyanırım ben annemin sesiyle
Ters yüz olan kalbimin hicranlı bekleyişi
Bir masum küçük kızın bir kediyi sevişi
Haykıran saksağanın zift kokan haberini
Gül gibi beklerim ben sabahın gelişini
Umut benim yelkenim alır götürür beni
Mazi benim dünyamdır hatırlatır kendini
Derin çıkan bu nefes yangının hasretini
Dışa vurur efkarım kavrulan benliğimi
Ve sorular sorular cevap bekleyen memur
Beynim dışarı akar mayalanan bir hamur
Bekçi misali gurbet özlemle beni kavur
Ben köleyim ayrılık sen de beni vur ha vur
Kalemim kaldıramaz ancak emekler burada
Yeter artık der usta lisan ı halim zorda
Kağıt hicap altında aldığını koyar da
Tekrar almak istemez gam ona pek uzakta
Damlayan duygulardan bir dikit oluşuyor
Bu dikit büyüdükçe inan beni yoruyor
Keskin yakan bu zaman dağlıyor kavuruyor
Hayalimde vatanım kucak açmış bekliyor
Bir çocuğun alnına konulan bir öpücük
Depreştirir maziyi duyduğum bir tek sözcük
Utangaçlık çehremi sanki yakan bir közcük
Zamanın deryasında çocukluğum çok küçük
Sağnak yağan bir yağmur taşıyor özlemlerim
Durduramıyor onu akıl senin bentlerin
Diz çöküyor hürmetten o fikir askerlerin
Şu an söz sırası o zalim kederlerin
Bir çocuğun haykırışıyla bir ağlayabilsen
Kurtulurum taşınmaz bu gamın heybetinden
Beklerim taneciğin beklediği gibi gökten
Rahmeti avuçlayan bir şafak gibi senden
Keskin yeter sus artık zahmetli söyleyişin
Kaldıramıyor onu bu aciz bekleyişin
Hasretinden dolayıdır hep şu şiiri sevişin
Mecalleri bunalttı sus sus er gidişin
***
Kayıt Tarihi : 19.8.2018 19:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!