1977 de (Hasret Çiçeği) isimli küçük bir kitapçıkta yer alan ilk gençlik şiirlerimi gözden geçirip yeniden Kitaplaştırdık. Mozan ve Eylem'in emekleriyle...
Hasret Çiçeğim
Yağmurlar düşerken körpe bağına 
süzülür damlalar gül yaprağına 
takılıp gurbetin hüzün ağına 
bir sen mi solarsın hasret çiçeğim 
Sarıp dikenlere gönül acını 
indirme başından ümit tacını 
rüzgarda savrulan ipek saçını 
bir sen mi yolarsın hasret çiçeğim 
Estikçe başından gurbet yelleri 
okşarsın hasretle açan gülleri 
mutluluk içinde eski günleri 
bir sen mi anarsın hasret çiçeğim 
Dalıp anıların buruk seyrine 
gözyaşı dökersin hasret nehrine 
yediğin ekmeği gurbet zehrine 
bir sen mi banarsın hasret çiçeğim 
Denizler dalgalı alınlar sisli 
yollar sıra sıra engel dizili 
herkesin ateşi içinden gizli 
bir sen mi yanarsın hasret çiçeğim 
Seller feryad eder dağlar ses verir 
bir ömre bir sevda sanma az gelir 
şimdi her gönülde bir ah yükselir 
bir sen mi ağlarsın hasret çiçeğim 
Coşkun akan seldim duruldu kalbim 
gurbet eller gezdim yoruldu kalbim 
aşkın hançeriyle vuruldu kalbim 
bir sen mi kanarsın hasret çiçeğim 
Bir tek sen değilsin hasretlik çeken 
gizli köşelerde boynunu büken 
sılada sevdalar gül gül iken 
bir sen mi solarsın hasret çiçeğim 
Can Nuri’yim nice canlar canıyım 
diyar diyar gezen garip arıyım 
gurbetin hasretin en kör yanıyım 
bir sen mi dolarsın hasret çiçeğim 
Nuri CAN
www.nurican.com
Gittin Ya 
Gittin aynalarda silindi yüzün 
kalbimi ateşe yakışım ondan 
içimde sızılar gözümde hüzün 
böyle melûl-mahzun bakışım ondan 
gittin ya yaprak döktü sevgi ağacı 
inleyen dalında ince bir sancı 
gittin ya her yer şimdi yabancı 
kendimi dağlara vuruşum ondan 
gittin boyun büktü güller gülşenler 
gittin ya sarardı soldu bahçeler 
uzak diyarlara göçtü serçeler 
esen yele haber soruşum ondan 
gittin ya tükendi mavi aydınlık 
gittin ya şimdi her yer karanlık 
mevsimler yüzüme gülmüyor artık 
böyle garip garip susuşum ondan 
kalmadı bir umut tükendi neşem 
vakitsiz boynunu büktü menekşem 
yüzünü görmeden ölmek endişem 
böyle boynu bükük duruşum ondan 
Destelenip gel kalbime
Çiçeklerden bir demet ol 
destelenip gel kalbime 
şarkılardan bir demet ol 
bestelenip gel kalbime 
sen kovan ol ben de balın 
sen çiçek ol ben de dalın 
sen sultan ol ben de kulun 
sevdalanıp gel kalbime 
gerçek aşkın derin dibi 
ne kar dinler ne de tipi 
uzaktan bir mektup gibi 
postalanıp gel kalbime 
sen ağaç ol ben de yaprak 
sen tohum ol ben de toprak 
uzaklardan ırmakırmak 
duygulanıp gel kalbime 
bu dünyada tekmiş gibi 
dala tohum ekmiş gibi 
kara sevda çekmiş gibi 
hastalanıp gel kalbime 
baharlardan sevincim ol 
şiirlerden bir incim ol 
her gönülde birincim ol 
destelenip gel kalbime 
dostluğuna el vereyim 
yağmuruna sel vereyim 
şiir isen dil vereyim 
bestelenip gel kalbime 
Sevgi Yağmurum Ol
Günüm güneşim ol ısınacağım
Ümit duvarım ol yaslanacağım
Sevgi yağmurum ol ıslanacağım
Gül kokun bir ömür tenimde kalsın
Sen uykuysan ben gördügün düş olam
Sen yuvaysan ben bir yavru kuş olam
Ağlar isen yanağında yaş olam
Gözlerin bir ömür gözümde kalsın
Sevgili ol ömrüme, düş kaçağım
Göğsüne başımı yaslayacağım
Kalbimin içinde saklayacağım
Özlemin bir ömür gönlümde kalsın
Bir dünya sun bana tutunacağım
Gönlümü sevginle avutacağım
Bütün ihanetleri unutacağım
Ellerin bir ömür elimde kalsın
Sevgi mırıldayan nehirler gibi
Derin uykularda şehirler gibi
İsminki dualar, şiirler gibi
Ölünceye kadar dilimde kalsın
Nuri CAN
Mehtabım Olsan
Karanlık gecede mehtabım olsan
Süzülsen o hayal sessizliğinle
Dilinde nağmeler elinde keman
Okşasan ruhumu güzel sesinle
Özge canım olsan, gönül yoldaşım
Bir ömür dizinde dinlense başım
Akarsa uğruna aksın gözyaşım
Yakarsa ateşler yaksın elinle
Bir daha sönmesin içimde közün
Bir daha çalmasın kapımı hüzün
Çiçekler açtırsa gülünce yüzün
Dağılsa efkarım gül nefesinle
Kimse okşamasın al yanağını
Öpmesin başkası gül dudağını
Bana bağışlasan gönül bağını
Sevgiden bir yuva kursak seninle
IŞIL IŞIL
Kapama gözlerini gök kararmasın
bir ömür yüzüme bak ışıl ışıl
sevda çöllerinde aşk pımarımsın
ak benim gönlüme ak ışı ışıl
akarsa uğruna aksın göz yaşım
ağrırsa uğrunda ağrısın başım
bitmez hasretimsin, kavım, ataşım
sarıl bedenime yak ışıl ışıl
şu gönül hanemde ak meleğimsin
yalancı dünyada tek dileğimsin
nazlı kardelenim, kelebeğimsin
çıkıp yücelerden bak ışıl ışıl
Sen ol bu dünyada güneşim ayım
Dönderme yüzünü kurban olaym 
Sen ol bu dünyada güneşim ayım 
Yalnız ben seveyim, ben okşayayım 
Gezmesin bir başka el saçlarında 
Kalbimin içidir en güzel yerin 
Tutmasın bir başka eli ellerin 
Gözlerin gözümde bak derin derin 
Kaybolup gideyim bakışlarında 
Yüce dağ başına yağan karlarca 
Seyrine dalayım senin yıllarca 
Gönül ırmağında coşan sularca 
Bin huzur bulayım akışlarında 
Süsenim sümbülüm reyhancasına 
Kekliğim maralım ceylancasına 
Tamburum cümbüşüm kemancasına 
Şarkılar derleyim ağaçlarında 
Tanrıya dilenen dilekler gibi 
Cennette dolanan melekler gibi 
Sevda dağındaki çiçekler gibi 
Bir ömür kalayım yamaçlarında 
Darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Aşk yolunda cefa verip yorsan da 
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
binbir okla yüreğimden vursan da
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Giderken son kez dönüp baksan da öyle
içimi ateş - alev yaksan da öyle
önümde sel gibi aksan da öyle
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Gönlüme kış düşse mevsim baharken
çöle dönse bahçem yağmur yağarken
ecel gelse de daha vakit varken
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Seni özlemekten kahrolsam bile
yollara bakmaktan usansam bile
başımı taşlara vursam da bile 
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Ülkeden ülkeye kovsanda sürgün
yağmurla gözyaşım aksada her gün
kalpte mekan tutsa çile-i vurgun
gücenmem, darılmam, küsmem sevdiğim
Sen bir güneş olsan aşkım kar olsa 
aksa damla damla kalbime dolsa 
sevda sana göre yalanda olsa 
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Güneş gökyüzünde insede yere
sürünsemde ardında hep yara - bere
gecelerim dönse de kahr-ı mahşere
gücenmem, darılmam, küsmem sevdiğim
Can Nuri'yim bin dert versende bana
darılmam sevdiğim, gücenmem sana 
aşk ile tutuşsamda ben yana yana
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
Bir Ömür Seninle
Bir ömür seninle başbaşa kalsak
Hayatı beraber koşsak ne olur
Bütün yıldızları bir bir dolaşsak
Zamanı beraber aşsak ne olur
Şarkılar söylesek aşkın dilinden
Nağmeler dinlesek seher yelinden
Bahar yağmuruyla duygu selinden
Gönül ırmağına taşsak ne olur
Dudaktan dudağa bir şiir gibi
Gönülden gönüle bir nehir gibi
Yıldızlara hasret bir şehir gibi
Derin uykulara dalsak ne olur
Kuşlar gibi geçip tüm hudutlardan
Selamlar iletsek ak bulutlardan
Kovup elemleri şen duygulardan
Sonsuz mutlulukla coşsak ne olur
Bir Sen Değişmedin Şu Yüreğimde
Yıllar gelip geçti zaman değişti 
Bir sen değişmedin şu yüreğimde 
Dağlara kar düştü duman değişti 
Bir sen değişmedin sevdiğim bende 
Ovalar nehirler düzler değişti 
Baharlar, rüzgarlar güzler değişti 
İnsanlar, nesiller, yüzler değişti 
Bir sen değişmedin şu yüreğimde 
Sen hala içimde incecik sancı 
Biricik sevdiğim başımın tacı 
Sevenler eskidi herkes yabancı 
Bir sen eskimedin şu yüreğimde 
Mevsimler,takvimler, yıllar eskidi 
Resimler, kavimler, kullar eskidi 
Gelenler, gidenler, yollar eskidi 
Bir sen eskimedin sevdiğim bende 
Şaşsa da yollarım kesilsede hız 
Gözlerin gönlümde sönmeyen yıldız 
Hala yavuklumsun o nazenin kız 
Bir sen değişmedin şu yüreğimde 
Kurallar, töreler, bazlar değişti 
Sevdalar, sevgiler, hazlar değişti 
Kadınlar, gelinler, kızlar değişti 
Bir sen değişmedin şu yeryüzünde 
Eserken başımda kavak yelleri 
Bağlanmıştı gönlüm öyle serseri 
Sen hala sevecen, nazlı, cilveli 
Hiç mi değişmedin sevdiğim bende 
Bakışlar, işmarlar, gözler değişti 
Şarkılar, duygular, sözler değişti 
Saçlara ak düştü, yüzler değişti 
Bir sen değişmedin sevdiğim bende 
Şehirler, sokaklar, evler değişti 
Bahçeler, tarlalar, köyler değişti 
Ağalar, köleler, beyler değişti 
Bir sen değişmedin şu yeryüzünde 
Can Nuri'yim yıllar ne çabuk geçti 
Avurtlarım çöktü şeklim değişti 
Doldu vadem ölüm çağım erişti 
Bir sen değişmedin durursun öyle
İşit beni, Dinle beni, Bul beni...
Ey uğruna bunca kahır çektiğim
yollarına gözyaşımı ektiğim
sanadır bu çağrım sana sevdiğim
işit beni, dinle beni, bil beni... 
sil şu gözlerimin akan yaşını
duy şu yüreğimin haykırışını
dinle de gönlümün yalvarışını
bir cevap ver, işit beni, bil beni
yok mudur kalbinde bir dirhem vefa
bitmiyor yıllardır çektiğim cefa
bu kaçıncı çağrı, kaçıncı defa
bir cevap ver, işit beni, bil beni
ey benim ömrümün sevda gerçeği 
ey benim gönlümün hasret çiçeği
şaşırdım yönümü, gündüz, geceyi
ara beni, bir sor beni, bil beni... 
Üşüdüğün yerde güneş olayım 
sevdanla tutuşan ateş olayım 
gidersen yanında bir eş olayım 
anla beni, dinle beni, duy beni... 
uy beni de kömür gözlüm uy beni
savurdun yellere hayallerimi
soldurdun bağımda al güllerimi 
Can Nuri sormadın şu hallerimi
ara beni, bir sor beni, bul beni... 
Merhaba can dostum sen sefa geldin 
Çağlari’ye
Şu acı günüme geldin yetiştin 
merhaba can dostum sen sefa geldin 
vur ki, hançerini deşilsin yaram 
dermansız derdime bin deva geldin 
Dostluk hasretidir dostluğun kârı 
kalplere mühürdür dost yadigarı 
Hep dosta çağıldar gönül pınarı 
bu dost hanesine gül vefa geldin 
Yalan değil hasretinle solduğum 
gelenden geçenden haber sorduğum 
gözünün yaşına kurban olduğum 
gönül mihrabıma pir sefa geldin 
Dost odurki her şeyi yüze söylesin 
dostunun uğruna canını versin 
iki eli kanda da olsa gelsin 
fakir hanemize dost sefa geldin 
Kar yağsa dağlara çekilse duman 
hasretin yolunda geçse de zaman 
dostluk can içredir, can içinde can 
gönül kapımıza hak sefa geldin 
Ben bir Can Nuri’yim candan ikrarım 
dostuma hasrettir figanım – zarım 
sevgiyle örülü gönül duvarım 
mertlik kalesine bin sefa geldin 
Nuri CAN
Kördüğüm
gözlerin ufkumda bir nur inanki
en umutsuz karanlık gecelerde
seninle kördüğüm gibiyim sanki
çözülmek bilmeyen bilmecelerde
sen bir leyla isen bende mecnunum
bir sana yangınım bir sana vurgunum
sensiz yaşayamam anlıyor musun
hava gibi su gibi sana mecburum
sensin içli sevdam nazlı çiçeğim
benim tatlı hülyam haklı gerçeğim
bu can bu bedende var oldukça
seni ölümüm gibi bekleyeceğim
Bir Alevsin Avuçlarımda
Çicek çiçek açıp ağaçlarımda
Yaprak yaprak dalda solan sevdiğim
Damla damla akıp göz uclarımda
Derya derya kalbe dolan sevdiğim
Bazen bir alevsin avuçlarımda
Bazen bir menekşe yamaçlarımda
Bazen bir rüzgarsın kır saçlarımda
Tutam tatam başım yolan sevdiğim
Bir zaman ömrümüz yazdı, bahardı
Ne bülbül ah eder ne gül ağlardı
Dört mevsim kalplerde bir aşk yanardı
Şimdi bir külleri kalan sevdiğim
Kalmadı içimde sevgiye bir yer
İşkenceye döndü saatler, günler
Yüreğim bir mezar sığmaz ölüler
Sonsuz acılara salan sevdiğim
Benimdir bu çile, bu ayrılıklar
Dinmeyen gözyaşı, bu hıçkırıklar
İçimde bin özlem, bin kahır var
Anladım bu dünya yalan sevdiğim
Damla Damla Yanağına Çiz Beni
Sen uykuysan, ben gördüğün düş olam 
Sen yuvaysan, ben bir yavru kuş olam 
Ağlar isen gözlerinde yaş olam 
Damla damla yanağına çiz beni 
Sen sevda ol, ben uğrunda can veren 
Sen gülnişah, ben eteğe yüz süren 
Sen avcı ol, ben yaralı bir ceren 
Sıra sıra kurşunlara diz beni 
Sen güneş ol, ben günyüzü görmeyen 
Sen neşe ol, ben ömrünce gülmeyen 
Sen tabip ol, ben derdinden inleyen 
İlmek İlmek acılardan süz beni
Sen leyla ol, ben yağmursuz çöl olam
sen yangın ol, ben savrulan kül olam 
sen bahçevan, ben bahçende gül olam
arı gibi daldan dala gez beni
Ben bir etek, sen kocaman bir dağ ol
ben bir çalı, sen alımlı bir bağ ol
ben Can Nuri, sen canımda bir can ol
isterisen toprak toprak ez beni
Ümitlerim Yeşil Yeşil Sevdiğim
Bir zaman günlerim yazdı bahardı
Değişti mevsimler hazanlar sardı
Umduğum dağlara dolu kar yağdı
Gediklerim yeşil yeşil sevdiğim
Kolları kesilmiş ırmağım şimdi
Yağmura susamış toprağım şimdi
Dalında kurumuş yaprağım şimdi
Ümitlerim yeşil yeşil sevdiğim
Geçip gitti ömür hicranla, gamla
Bazen nehir gibi, bazen bir damla
Aldıklarım kuru bir daldı amma
Verdiklerim yeşil yeşil sevdiğim
Bülbülü terkeden güllere döndüm
Bulanıp akmayan göllere döndüm
Kırkına varmadan kellere döndüm
Hayallerim yeşil yeşil sevdiğim
Gül olaydım o kınalı elinde
Yar senin elinden mendil olaydım 
sürmeli gözüne süreydin beni 
hayal bahçesinde bir gül olaydım 
her bahar rüzgara vereydin beni 
bir şarkı olaydım gönül dilinde 
bir nağme olaydım sazın telinde 
gül olaydım o kınalı elinde 
her seher koklayıp öpeydin beni 
sabır kapısında taşa döneydim 
dolanıp dolanıp başa döneydim 
gözünde süzülen yaşa döneydim 
her gece yastıkta sileydin beni 
yüce dağ başında pınar olaydım 
nazlı nazlı yar kalbine dolaydım 
gül olup uğruna her gün solaydım 
her gelip geçende göreydin beni 
Can Nuri yoluna dağlar deleydim 
canından can dostu beni bileydin 
ellerim elinde düşüp öleydim 
kalbinin içine gömeydin beni 
Bahar sensin, Bahçe sensin, Gül sensin
Bahar sensin, bahçe sensin, gül sensin 
şiir sensin, mısra sensin, dil sensin 
ateş sensin, duman sensin, kül sensin 
hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin 
baharda tomurcuk nazlı çiçeksin 
ömrümü önüne serdiğim renksin 
uğruna canımı verdiğim cenksin 
hangi yana vursam, kime gitsem sensin 
Arım sensin, çecim sensin, balım sen 
bahar sensin, çiçek sensin, dalım sen 
ipek sensin, şalım sensin, alım sen 
hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin 
Gül gülşenler seninse, sen de benim 
dünya alem seninse, sen de benim 
aşk-ı nağme seninse, sen de benim 
hangi yana vursam, kimi sevsem sensin 
Canımda özüm, özümde can sensin 
ruhumta gözüm, gözde nihan sensin 
vatan-ı tacım, tacı cihan sensin 
hangi yana vursam, kime gitsem sensin 
Göster cemâlini ey mihribanım 
hilâl kaşlım, aybakışlım, can yanım 
usul boylum, gül gamzelim, fidanım 
hangi yana vursam, kime gitsem sensin 
sevincim, neşem sensin, hevesim sen 
sensin kalbimin sesi, nefesim sen 
aynalarda baktığım her resim sen 
hangi yana vursam, kime gitsem sensin 
yalancı dünyada baş tacım sensin 
sevincim, huzurum, tek acım sensin 
düşmüşüm derdine, ilacım sensin 
hangi yana vursam, kime dönsem sensin 
Ömrüm sende, gönlüm sende, gözüm sen 
şarkım sende, sazım sende, sözüm sen 
nazım sende, yazım sende, özüm sen 
hangi yöne dönsem, kime gitsem sensin 
Bülbül-ü bi-zarım, figanım sensin 
derdine düşmüşüm dermanım sensin 
bir mahkümüm idam fermanım sensin 
hangi yana vursam, kimi sevsem sensin 
Geldi hazân, yine hüzün, yine gam 
Cümbüş kırık, neyzen suskun, ney suskun 
geldi hazân, yine hüzün, yine gam 
şarkı suskun, meyhan suskun, mey suskun 
geldi hazân, yine hüzün, yine gam 
hicran dilsiz, yaş gözsüz, mevsimler güz 
şair suskun, şiir suskun, tar sözsüz 
yine boyun büktü akşamlar öksüz 
gazeller savrulur nereye baksam 
Dünyayı sevene dar eylemişler 
sevdayı göğsüme nar eylemişler 
bülbülü bir güle zar eylemişler 
elde hazân, gülde hüzün, dalda gam 
Rüzgar hicran inler gönül secdede 
nağmeler aşkı kanar her hecede 
ay küser bir efkâr basar gecede 
bir ince sızıdır iner her akşam 
Felek ki, demirden örmüş ağını 
ceylanlar aşk için yakmış dağını 
gazeller savurmuş gönül bağını 
elde hazân, gülde hüzün, dalda gam 
Bak yine çöktü efkar her yer karardı 
bahçe gazel döktü yaprak sarardı 
her sokak başını bir elem sardı 
geldi hazân, yine hüzün,yine gam 
Tipi bize, boran bize, kar bize 
feryat bize, figan bize, zar bize 
hicran bize, fizan bize, har bize 
geldi hazân, yine hüzün, yine gam 
Geldi hazan, yine gam, bana düştü 
yine figan, yine zar cana düştü 
vurdu her birimiz bir yana düştü 
geldi hazan, yine hasret, yine gam 
Munzur dağı çiçek açmış gülümser 
"Munzur Dağı Silelenmiş Garinen 
Aram Açık Ela Gözlü Yarınan 
Eller Düğün Bayram Eder Yarınan 
Benim Günüm Geçer Ah-U Zar’ınan" 
Türkü 
Munzur dağı çiçek açmış gülümser 
eser ılgıt ılgıt yel bayram eder 
bahar gelmiş karlar erir yol sesler 
çoşar deli deli sel bayram eder 
nazlı menekşeler titrer rüzgarda 
arzu halim kaldı o güzel yarda 
ne bilsin bu başım elemde, darda 
vurur tezeneler tel bayram eder 
sormayın kalbime kalbim ne diyor 
düşmüş ataşlara feryat ediyor 
sevdiğim kız ele gelin gidiyor 
çalınır davullar el bayram eder 
nergizler uyanmış keklikler seker 
yardan ayrılması ölümden beter 
hasret bahçesinde bülbüller öter 
dalmış hayaline gül bayram eder 
ne bir gül kokladım ne bir gül derdim 
ne de bu dünyada murada erdim 
en güzel gülümü ellere verdim 
el oğlu sarılmış kol bayram eder 
herkes yüreğine bir güzel seçti 
benim yüreğime ateşler düştü 
munzur çiçek çiçek bahar erişti 
yapraklar oynaşır dal bayram eder 
sevinçli yaylaya göçüp konanlar 
halaylar çekiyor kızlar oğlanlar 
sarılmış sazına aşık olanlar 
dağlar türkü türkü dil bayram eder 
Sensin benim al ipeğim, nakışım
Aşkın çılgınıym deli divane 
yürek yangınıyım gönül virane 
kırılan dallara rüzgar bahane 
başka güz görmedim bilmedi telim 
sazlarda inleyen tellere yazdım 
türküler söyleyen dillere yazdım 
saçını okşayan ellere yazdım 
başka bir çiçeğe sürmedim elim 
sensin sevgi bohçam al güllü bağım 
bahçemin bülbülü dumanlı dağım 
ruhuma can katıp akan ırmağım 
başka bir kulvara akmadı selim 
bahar yeşerse de al bahçelerde 
mehtap ışısa da zor gecelerde 
şiirler dillense ol lehçelerde 
başka söz demedi bilmedi dilim 
sensin benim al ipeğim, nakışım 
yarınlara bin umutla bakışım 
aşk içindir şu gönlümü yakışım 
başka iz sürmedim ermedi elim 
Sevda Gazeli (Türküce) 
1892-1937 Cavad Ahunzade’leme 
“Benim sevdiğim kız dünya güzeli 
ona bu dünyada eş yaranmamış 
duydumki, gönlünü felek bozalı 
sırmalı telleri hiç taranmamış” 
Dağları kar olmuş güzelim leylim 
bağları har olmuş güzelim leylim 
feryadı zar olmuş güzelim leylim 
duyam dedim duyamadım ah 
“Kırık dala konmuş dün yavru bir kuş 
ondan haber vardı gözüm yaşardı 
gel zavallı kalbim sorma ne olmuş 
sorma ki, sevdiğin kimlere vardı” 
Dilleri lal idi güzelim leylim 
yanağı al idi güzelim leylim 
dudağı bal idi güzelim leylim 
tadam dedim tadamadım ah 
Ağlamayı bilmiş gülmez sevdiğim 
akar gözyaşları silmez sevdiğim 
ona yandığımı bilmez sevdiğim 
varam dedim varamadım ah 
Kaderi taş olmuş güzelim leylim 
çıbanı baş olmuş güzelim leylim 
gözleri yaş dolmuş güzelim leylim 
silem dedim silemedim ah 
bir halden bilmeze varmış diyorlar 
sahipsiz kimsesiz kalmış diyorlar 
yarasına diken sarmış diyorlar 
aram dedim aramadım ah 
Dağlar geçit vermez dumandan, kardan 
bir umut kalmadı yazdan, bahardan 
ayrı düştüm ceylan gözlü o yardan 
saram dedim varamadım ah 
Kalbimde hasretin hıçkırıkları
Yıllarca anlatsam sana sevgimi
kalemler tüketsem bitirememki
çıkarmak istesem kalbimdekini
hasret ırmağına götürememki
sensin bu gönlümün gülü, dikeni 
sensin bu ömrümün sevda yelkeni 
aşkın hançeriyle vursanda beni
gözlerim görmeden ben ölememki
gönlümde acının cam kırıkları
gözümde hasretin hıçkırıkları
kalbine saklarsan ayrılıkları
senin sevdiğini ben bilememki
duy artık gönlümün haykırışını
şu seven kalbimin yalvarışını
kırma gönlümdeki sabır taşını
ölünceye kadar bekleyememki
Can Nuri ömrümce seni aradım 
kanadıkça kalbim hasretle sardım
hep isyan ettim böyle, hep ağladım
gözyaşım silmezsen ben gülememki
Sularda hülyalı bakışın kalmış
El ele gezdiğimiz dar sokaklar 
Bir içli sevdanın sırrını saklar 
Uzanır ellerin usulca okşar 
Sevgimi incinen nazlı yerinde 
Sen gittin ardında bir sızın kalmış 
Şu deli gönlümde gül nazın kalmış 
Başımda dolaşan aşk türküleri
Duvarda üç telli bir sazın kalmış 
Geçip gider günler hicranla gamla 
Bazen nehir gibi, bazen bir damla 
Kahrolmakta varmış, bir gün acınla 
Ömrümün karanlık gecelerinde 
Duvarda incecik nakışın kalmış 
Sularda hülyalı bakışın kalmış 
Sevda bir çiçekmiş gönül bağında 
Koparıp göğsüme takışın kalmış 
Baktığın her dalda bir izin durur 
Her köşe başında bir gizin durur 
Süsenin sünbülün nergizin durur 
Gönlümün har düşmüş bahçelerinde 
Has bahçede karanfilsin destesin 
Gül kokardı buram buram nefesin 
Şimdi hangi diyar, acep nerdesin 
Arar mısın sende beni düşlerinde? 
baktığın her yerde bir izin kalmış
dokunduğun yerde bir gizin kalmış
Süsenin, sünbülün, nergizin kalmış 
Gönlümün har düşmüş bahçelerinde
Dokunki Yansın Yüreğin
Ey sevdiğim bir çiçeğe 
Dokunki yansın yüreğin 
Aşka yanmış bir yüreğe 
Sokulki yansın yüreğin 
Usul usul ince ince 
Yapraklara kar duşünce 
Aç kolların bütün gece 
Sarılki yansın yüreğin 
Mor dağları aşa aşa 
Ay doğunca baştan başa 
Yanakta bir damla yaşa 
Dokunki yansın yüreğin 
İster sümbül boyun eğsin 
İster dallar yere değsin 
Seviyorsan nerden bilsin 
Sokulki yansın yüreğin 
Sabah seher yellerince 
Coşan bahar sellerince 
Sazın sarı tellerince 
Dokunki yansın yüreğin 
Can düşerken al toprağa 
Hayat gelir bin yaprağa 
Aşka susuz bir dudağa 
Dokunki yansın yüreğin 
Aşk denilen bir ummana 
Düşer isen yana yana 
Nuri Can gibi bir cana 
Sokulki yansın yüreğin
Canına Can Verirdim 
Sen bir nazlı gül olaydın 
dalına yaprak olurdum 
canına can verirdim 
acına toprak olurdum 
sen bir türkü olaydın 
kıskanırdım rüzgarlardan 
kalbime koyardım sesini 
yalnızca ben duyardım 
tual olaydın fırçalarıma 
sevginin rengine boyardım 
ne okşardım saçını 
ne öpmeye kıyardım 
sen de sevseydin beni 
canına can verirdim 
kanına kan verirdim 
sende sevseydin beni 
yoluna toprak olurdum 
dalına yaprak olurdum 
pervane olurdum ışığına 
etrafında döner dururdum
sende sevseydin beni
uğruna yol olurdum 
kapına kul olurdum 
sende sevseydin beni
bir damla yaş olaydın 
başına bulut olurdum 
düştüğün denizlerden 
her damlanı bulurdum 
karaları al yapardım
acıları bal yapardım 
tanrıya inanmasaydım
bir tek sana tapardım 
sende sevseydin beni
ateşleri kül ederdim 
sevdaları gül ederdim 
sende sevseydin beni
yağmur olur yağardım 
bulut olur ağardım 
yaş olurdum gözünde
ağladıkça, ağlardım
sen de sevseydin beni 
canına can verirdim 
kanına kan verirdim 
sende sevseydin beni 
Bu Rüya Hiç Bitmesin
Bitmesin bu hayal
bitmesin  hülya
gitme hep yanımda kal
bir ömür sürsün  rüya
Sensin sevincim neşem
sensin derdim kederim 
lale sümbül menekşem
yazgım bahtım kaderim 
Batmasın gün,solmsın gül
umutlar yitmesin 
isterimki hep sürsün
bu rüya hiç bitmesin 
Seninle döner dünyam
sensin sıcak güneşim 
seninle dolu hülyam
sensin yegane eşim 
Esmesin yel, akmasın sel
bulutlar inmesin 
isterimki hep sürsün
bu sevda hiç bitmesin 
Gözümün bebeğisin
canımın taa içisin 
Tanrım bana yaratmış
yalnız benim içinsin 
Batmasın gün, solmasın gül
bülbüller ötmesin 
İsterimki hep sürsün
bu şarkı hiç bitmesin
Sevenler Ah Çeker Neylersin Ceylan
Sen dalları kırılmış boynu bükük karanfil 
unutulmuş bir türküsün dağ başlarında 
çıkıp yücelerde gezersin ceylan 
kalbinde sızılar sezersin ceylan 
ben seni severim canımdan öte 
sen yüce dağları seversin ceylan 
yüce dağbaşları duman kar olur 
sevenin gönlünde sevda zar olur 
sanmaki bir ömür hep bahar olur 
yücelerden bakıp seyran eylersin 
aşk ile gönlünü eylersin ceylan 
rüzgara şarkılar söylersin ceylan 
yalancı dünyanın kanunu böyle 
sevenler ah çeker neylersin ceylan 
yolunun üstüne tuzak kurulur 
sevgiye vurulan bir gün vurulur 
sanmaki uzaklar hep seni korur 
dağlara şarkılar söylersin ceylan 
sen gönül türküsü, dağlar maralı 
dolaşıp dururuz bahtı karalı 
vurmuş felek bizi canevimizden 
gezeriz dağları yaslı yaralı 
çıkıp yücelerden Can' a el eyle 
gülmeyen bahtına türküler söyle 
yalancı dünyanın kanunu böyle 
sevenler ah çeker neylersin ceylan 
Türkü Türkü sazlarla Gel
Yanakların nar alında
Bir çiçeksın sen dalında
Nazlı nazlı gel salında
Yollar sana selam dursun
Bahar ile yazlarla gel
İşvelerle nazlarla gel
Türkü türkü sazlarla gel
Teller sana selam dursun
Gelki bahar güzel görsün
Saçlarına güller örsün
Hak aşkıyla semah dönsün
Kullar sana selam dursun
Gökte uçan kuşlarla gel
Dağlarla gel, taşlarla gel
Yağmur olup yaşlarla gel
Seller sana selam dursun
Ay geçerken pencereden
Yıldız olup gecelerden
Uğul uğul yücelerden
Yeller sana selam dursun
Canlar ile cem olurken
Hemi yazıp hem okurken
Muhabetle dem olurken
diller sana selam dursun
ÇIçek çiçek deste deste
Beyit beyit beste beste
Hüda için her nefeste
Pirler sana selam dursun
Kalbimin içinden gül verdim sana 
hayatın içinden el verdim sana 
elimi tutacak ellerin nerde 
kalbimin içinden gül verdim sana 
gülümü derecek ellerin nerde 
senin için dikenleri gül ettim 
senin için acıları tül ettim 
senin için ateşleri kül ettim 
alıp savuracak yellerin nerde 
ben senin uğruna hapisler yattım 
ben senin uğruna acılar tattım 
ben senin uğruna dünyayı sattım 
halimi soracak dillerin nerde 
uğruna sümbüller, güller büyüttüm 
aşk için umutlar, düşler büyüttüm 
besteler, şiirler, sözler büyüttüm 
sazımı çalacak tellerin nerde 
tut elimi kaldır düştüğüm yerden. 
kurtar beni bu amansız dertten 
ne yapsam gitmiyor hayalin serden 
sevgiyle bakacak gözlerin nerde? 
Figandayım, firgattayım, zardayım 
Turna idim uçamadım gölümden 
mecnun idim kaçamadım çölümden 
bülbül idim uzak düştüm gülümden 
figandayım, firgattayım, zardayım 
aşkın narı tutuşunca gönlümde 
eğildi dağ gibi başım önümde 
pervaneler gibi yanıp döndümde 
yamandayım, amandayım, zordayım 
sabır kar etmedi gözyaşlarıma 
yaz ayı yel vurdu yamaçlarıma 
güz ayı kar yağdı gür saçlarıma 
tufandayım, borandayım, kardayım 
amanımda be hey dağlar amanı 
dağılmaz başımın gamlı dumanı 
ecel peşimizde gitme zamanı 
hicrandayım, dumandayım, gamdayım 
üç günlük dünyada barınamadım 
kime ne ettiysem yaranamadım 
cehennem narından korunamadım 
fermandayım, ataştayım, nardayım 
bahar gelmez artık gönül gülüme 
boyun eğdim ihanete, zulüme 
selam saldım gelsin çirkin ölüme 
virandayım, zindandayım, dardayım 
Gözümün yaşıyla ellere verdim
Kopardım meyvemi bağlara verdim 
uçurdum hasreti dağlara verdim. 
yare bağladığım şu seven kalbi 
dağlayıp göğsümden ahlara verdim 
aşkın ateşiyle yaktım gönlümü 
göklere savurdum sönen külümü 
elimde büyüyen nazlı gülümü 
gözümün yaşıyla ellere verdim 
bir ömür üstüme kara bağladım 
aşkın hançeriyle döşüm dağladım 
bir yar için gece gündüz ağladım 
aktıkça gözyaşım sellere verdim 
gidip geldim ölüm - yaşam arası 
silinmedi ak alnımın karası 
kanadıkça şu gönlümün yarası 
ılgıt ılgıt esen yellere verdim 
mevsimler sarardı, rüzgârlar üzgün 
kederler üşüştü, sevinçler sürgün 
şu yalan dünyada gülmedim bir gün 
yazıp efkarımı tellere verdim 
ya bu dünya yalan, ya da bu hayat 
uçamaz hiç bir kuş kırıksa kanat 
bir ömür boşa gelip geçti heyhat 
bir aşk ki, dilden dillere verdim 
ömrümce bir seni sevdim bilesin
Başka söz demedim bilmedi dilim 
başka el tutmadım ermedi elim 
başka saz vurmadım çalmadı telim 
ömrümce bir seni sevdim bilesin 
ey sevdalı bohçam, al güllü bağım 
ey gönül bülbülüm, dumanlı dağım 
ruhuma can katıp akan ırmağım 
Kalbimi bir sana serdim bilesin 
sen yoksan sevdiğim, gönül divane 
sen yoksan bu elde hanem virane 
sen yoksun sümbülden, gülden bana ne 
hasretinden çile derdim bilesin 
bahar yeşil yeşil al bahçelerde 
mehtap ışıl ışıl bak gecelerde 
sular pırıl pırıl akar derede 
gönlümü bir sana verdim bilesin 
sen ki, aşkın, ateşin, hasretin adı 
şu garip gönlümün bitmez feryadı 
çeker mi bu aşkı bir kuş kanadı? 
kalbimi bir sana gerdim bilesin 
sazında inleyen tele yaz beni 
türkünü söyleyen dile yaz beni 
saçını okşayan ele yaz beni 
ömrümce bir seni sevdim bilesin 
hep seni bekledim gelirsin diye 
gelip gözyaşımı silersin diye 
bir gün sevdiğimi bilirsin diye 
bir ömür seni bekledim bilesin 
Can Nuri sevdikçe sen uzak durdun 
şu seven yüreğe hep tuzak kurdun 
en son kurşununla kalbimden vurdun 
dünyada yenilmez devdim bilesin 
Sevinçler ellere, küs bana kaldı 
ömür gelip geçti gülmedim bir an 
dört mevsim ağlayan göz bana kaldı 
yan ey deli gönül sen derdine yan 
türküler yellere söz sana kaldı 
kimi bağ fizanda kimi bağ bigah 
güle har düştü bülbüle gamı ah 
eyvah yaralı gülüm eyvah eyvah 
baharlar ellere, güz sana kaldı 
hayatki bir türkü bir serin nefes 
hep gülüp oynadı deminde herkes 
gülmedi kör talih gülmedi bir kez 
bayramı ellere yas bana kaldı 
bir garibim böyle, bir bahtı kara 
durmadan kanadı içimde yara 
dört mevsim hasret bıraktı bahara 
güneşi ellere sis bana kaldı 
ne dalda çiçek ne çiçekte arım var 
ne yazda yağmur, ne kışta karım var 
ah çeken bülbülüm ahu zarım var 
sevinçler ellere, küs bana kaldı 
üç günlük dünyada barınamadım 
ne yaptım kimseye yaranamadım 
cehennem narından korunamadım 
ateşi yellere kül bana kaldı 
Seni sevdiğimi biliver yeter.
Hasretin çölünde açınca kuyu 
vurunca yüreğe hasretin suyu 
biz ayrı kalsakta bir ömür boyu 
senede bir selam salıver yeter 
yağmura hasret susuz çöller gibi 
baharı süsleyen al güller gibi 
aşk ile inleyen bülbüller gibi 
bir gece dalıma konuver yeter 
ayrılıklar yüreğini yakarsa 
gözlerinde damla damla akarsa 
aramızda bütün bağlar koparsa 
vuslat hasretiyle sarıver yeter 
gönül pazarında satsan da beni 
dalgın denizlere katsan da beni 
dipsiz uçuruma atsan da beni 
çıkıp semalara bakıver yeter 
boşada gitse verdiğim emekler 
sevenler usanmaz bir ömür bekler 
kavrulup yansada bütün çiçekler 
pınar ol bahçeme akıver yeter 
sensin sevdiceğim, biricik eşim 
mutluluk payım, ayım, güneşim 
yırtılıp solduysa verdiğim resim 
cismimi duvara asıver yeter 
perişan halimi hiç sormasan da 
kanayan yaramı hiç sarmasan da 
ömrümce beklesem hiç varmasan da 
gölgemi koluna takıver yeter 
döndersen yüzümü bir kez bahara 
durmadan kanasın bendeki yara 
ah etmem çeksende gönlümü dara 
bir gece koynuna alıver yeter 
şu yalan dünyada bir gün gülmedim 
bin ok vurdu felek yine ölmedim 
kastı neydi şu kaderin bilmedim 
çaresizim, gözyaşımı sil yeter 
bin dilek dilesem sayamam sana 
bir ömür seyretsem doyamam sana 
gözünde yaş olsa kıyamam sana 
seni sevdiğimi biliver yeter 
Gözlerin
Deniz esrarında huzur mu bulur 
Mavi mavi bakıp gider gözlerin 
Kadeh kadeh dudaklara sunulur 
Derya derya akıp gider gözlerin 
Hasret yağmuruyla yaşlar inerken 
Duygu denizinde tufan dinerken 
Yüreklerde tüm arzular sönerken 
Alev alev yakıp gider gözlerin 
Yapraklar gibisin güller gibisin 
Sazlarda inleyen telden hislisin 
Yıldız yıldız bulutlarda gizlisin 
Şimşek şimşek çakıp gider gözlerin 
Bitmez bir hayalsin, sonsuz bir hülya 
Mehtaplı gecede en güzel rüya 
Seninle sabah olur, döner dünya 
Duygu duygu akıp gider gözlerin 
Baharda başkasın, yazda bir başka 
Servgide başkasın, hazda bir başka 
Çalımda başkasın, nazda bir başka 
Sevda sevda yakıp gider gözlerin 
Tomucuk tomurcuk sevdiğim sensin 
Tomucuk tomurcuk sevdiğim sensin 
canımı uğruna verdiğim sensin 
aşk ile bezenmiş halılar gibi 
bir ömrü önüne serdiğim sensin 
sensin benim al ipeğim, nakışım 
derya derya gönüllere akışım 
pembe sevinçlerde bir deli sevda 
yarınlara bin umutla bakışım 
baharda çiçeğim çiçekte arımsın 
yazda yağmurum kışta karımsın 
huzursun rengarenk gönül bahçemde 
ağaçta yaprağım güzde sarımsın 
sensin sevgi bohçam, al güllü bağım 
bahçemin bülbülü, dumanlı dağım 
dört mevsim çoşup yeşil çaylarda 
ruhuma can katıp akan ırmağım 
Ömrümü ömrüne kattığım sensin 
ne yesem, ne içsem tattığım sensin 
soğuk odalarda seni düşleyip 
her gece sarılıp yattığım sensin
Kimbilir şimdi nerede hangi diyarda?
Kimbilir şimdi nerede hangi diyarda? 
kaç ceylan yaralı gezer dağlarda 
kaç balık çırpınır şimdi ağlarda 
gözyaşları sel misali silen yok 
Kimbilir şimdi nerede hangi diyarda? 
kaç kız düşlerini örer rüzgarda 
kalbinde incecik bir kor yanarda 
dudağında bin gül kanar bilen yok 
Kimbilir şimdi nerede hangi seherde? 
kaç çiçek ürperir hoyrat ellerde 
kaç şair düşünür yüreği kederde 
her kirpiğinde bir göz ağlar silen yok 
Kimbilir şimdi nerede hangi şehirde? 
kaç dalgın bakış birikir bir nehirde 
kaç yürek incinir yalnız bir şiirde 
her mısra bin özlem saçar bilen yok 
Bağışla ey kalbim bağışla beni
unuturum dedim unutamadım 
kanlı gözyaşımı kurutamadım 
verdiğim son sözü tutamadım 
bağışla ey kalbim bağışla beni 
bir ömür boş yere bekledim durdum 
her güne bir azap ekledim durdum 
sırtıma bin kahır yükledim durdm 
bağışla ey kalbim bağışla beni 
yürek yanışımı söndüremedim 
ağlayan yüzümü güldüremedim 
gözyaşım sel oldu dindiremedim 
bağışla ey gönül bağışla beni 
Elvan elvan seni sordum
Sen gidince ele güne 
mecnun oldum döne döne 
bıkıp usanmadan yine 
kuldan kula seni sordum 
Irmakların akışında 
kekliklerin sakışında 
çiçeklerin nakışında 
elvan elvan seni sordum 
Yar bağımı verdin yele 
yaprağım döndü gazele 
gözüm yaşı döndü sele 
her damlada seni sordum 
bir huzurla gülemedim 
gözyaşımı silemedim 
senden gayrı dilemedim 
her duada seni sordum 
Şiir şiir dize dize 
bu bağrımı eze eze 
Can aşığım geze geze 
her adımda seni sordum 
Hiç dinmedi yaşım benim
Ta doğduğum günden beri 
hiç dinmedi yaşım benim 
yedi başlı belalardan 
kurtulmadı başım benim 
oy yaradan oy yaradan 
dertli doğdum ben anamdan 
bin ok ile vurdu felek 
kan damlıyor her yaramdan 
ekinimi biçemedim 
göçer oldum göçemedim 
önüm arkam seçemedim 
derin geçti kışım benim 
oy yaradan oy yaradan 
dertli doğdum ben anamdan 
bin ok ile vurdu felek 
kan damlıyor her yaramdan 
boynu bükük ince daldım 
karlar yağdı yara aldım 
kara bahtım yere çaldım 
zehir zıkkım aşım benim 
oy yaradan oy yaradan 
dertli doğdum ben anamdan 
bin ok ile vurdu felek 
kan damlıyor her yaramdan 
Can Nuri geçen yıllara 
yol oldu zalim kullara 
sonu gelmez acılara 
mezar oldu döşüm benim 
Gidiyorum gözün aydın 
Gidiyorum gözün aydın 
artık arama arama 
kaş üstüne düşen zülfün 
istersen artık tarama 
bekleme benden haberi 
ölüm olsa dönmem geri 
derman diye onca zehri 
döktün yarama yarama 
ayır artık yollarını 
buzlara sar kollarını 
aşkın kanlı oklarını 
vurdun yarama yarama 
gidiyorum gözün aydın 
artık arama arama 
derman diye onca zehri 
sürdün yarama yarama 
Baharlar tükendi yazlara kaldık
Geçip gitti üstümüzde mevsimler 
baharlar tükendi yazlara kaldık 
soldu anılarda kalan resimler 
sevgiler islendi nazlara kaldık 
çöllere düşmüşüz bir aşk yüzünden 
kavrulup pişmişiz bir aşk yüzünden 
zehirler içmişiz bir aşk yüzünden 
figan-ı feryad avazlara kaldık 
gidenler bir haber salmıyor artık 
dostluğa bir selam almıyor artık 
tezeneler kırıldı çalmıyor artık 
türküler tükendi sazlara kaldık 
her gün bin kahır her dakka bir çile 
bin eza yüklendik biz bile bile 
bağlandık aşklara kördüğüm ile 
pınarı kurumuş hazlara kaldık 
Bir tek senin olaydım 
Seni sorup duraydım 
kalbim seni andıkça 
şu göğsüme vuraydım 
hasretinle yandıkça 
bir tek senin olaydım 
kollarıma dolaydım 
sende huzur bulaydım 
gözlerine bakınca 
sana gönül vereydim 
muradıma ereydim 
bir tek seni seveydim 
dünya dönüp durdukça 
gözünde yaş olaydım 
yar kalbine dolaydım 
baş ucunda duraydım 
sen uykuya yatınca 
al bir çiçek olaydım 
yollarına duraydım 
ceylanlara soraydım 
dağlara gün atınca 
mavi bir kuş olaydım 
dallarına konaydım 
yolculara soraydım 
sen gurbete çıkınca 
Şarkılarda dilin eyle
Nakışlarda elin eyle 
kemanlarda telin eyle 
şarkılarda dilin eyle 
sevdalara söyle beni 
Dostluklara el verelim 
yağmurlara sel verelim 
sevdalara dil verelim 
Sevenlere anlat beni 
Bülbül isen gülün eyle 
gülşene bülbülün eyle 
Mecnun isen çölün eyle 
Leyla'ya kul eyle beni 
At kalbimi alevlere 
savur külümü yellere 
yolcu et gurbet ellere 
keman cümbüş neyle beni 
Dost bağının sözü eyle 
aşkın yakan közü eyle 
körün gören gözü eyle 
gönüllere söyle beni 
Aşk bağında irem olam 
hasretinden verem olam 
Aslı isen Kerem olam 
narına kül eyle beni 
Soğuklarda yazın eyle 
dostluklarda hazın eyle 
bülbülsen avazın eyle 
kızıl güllere sat beni 
Dost dillerin balı olam 
al güllerin dalı olam 
bir sana sevdalı kalam 
al gönlüne kat beni 
istersen al sulara sal 
istersen hep yanımda kal 
istersen gel canımı al 
al yeniden yarat beni 
Sen gelmezsen ben ölürüm bilesin 
bir zaman benim de gonca güllerim vardı 
her sabah bahçemde burcu burcu kokardı 
yel esti üstüne hepsi soldu sarardı 
sen gelmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin 
hep seni bekledim bir gün gelirsin diye 
ömrümce seni sevdigimi bilirsin diye 
yaşlı gözlerimi gelir silersin diye 
sen silmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin 
her gün içimde ateşle seni beklerken 
durmadan yol alır hasrete bir garip tren 
Kerem gibi Aslı'ya yanıp tutuşurken 
sen bilmezsen ben ölürüm,ölürüm bilesin 
ben güle hasret kalan bülbülün ahıyım 
aşka hasret çeken kalplerin günahıyım 
bütün kaleleri yıkan aşkların şahıyım 
sen sevmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin 
Figandayım, firgattayım, zardayım
Turna idim uçamadım gölümden 
mecnun idim kaçamadım çölümden 
bülbül idim uzak düştüm gülümden 
figandayım, firgattayım, zardayım 
aşkın narı tutuşunca gönlümde 
eğildi dağ gibi başım önümde 
pervaneler gibi yanıp döndümde 
yamandayım, amandayım, zordayım 
sabır kar etmedi gözyaşlarıma 
yaz ayı yel vurdu yamaçlarıma 
güz ayı kar yağdı gür saçlarıma 
tufandayım, borandayım, kardayım 
amanımda be hey dağlar amanı 
dağılmaz başımın gamlı dumanı 
ecel peşimizde gitme zamanı 
hicrandayım, dumandayım, gamdayım 
üç günlük dünyada barınamadım 
kime ne ettiysem yaranamadım 
cehennem narından korunamadım 
fermandayım, ataştayım, nardayım 
bahar gelmez artık gönül gülüme 
boyun eğdim ihanete, zulüme 
selam saldım gelsin çirkin ölüme 
virandayım, zindandayım, dardayım 
Yadeller sararsa ölürüm gülüm
İndirme başından hayatın tacını 
bir sende ararım bu can ilacını 
gözümden sakındığım ipek saçını 
yadeller tararsa ölürüm bilesin 
Ver artık elime gönlünün elini 
sensin hayatımın biricik gelini 
dokunmaya kıyamadığım belini 
yadeller sararsa ölürüm bilesin 
bir zamanlar bana canımdan yakınken 
ha kavuştuk ha kavuşacağız derken 
bakmaya doymadığım yüzünü benden 
yadeller sorarsa ölürüm bilesin 
senden öğrenmiştim, sevip sevilmeyi 
sen öğretmiştin ağlayıp gülmeyi 
sendin hayatımın ezeli gerçeği 
kalbimde büyüttüğüm nazlı çiçeği 
yadeller yolarsa ölürüm bilesin 
Yadeller sararsa ölürüm gülüm
İndirme başından hayat tacını 
bir sende ararım can ilacını 
gözden sakındığım ipek saçını 
yadeller tararsa ölürüm gülüm 
Ver artık elime gönül elini 
sen ol hayatımın nazlı gelini 
kıyamadığım o ince belini 
yadeller sararsa ölürüm gülüm 
bir zamanlar öz canımdan yakınken 
ha kavuştuk kavuşacağız derken 
doymadığım o gül yüzünü benden 
yadeller sorarsa ölürüm gülüm 
sen öğretmiştin sevip sevilmeyi 
sen öğretmiştin hayata gülmeyi 
kalpte büyüttüğüm nazlı çiçeği 
yadeller yolarsa ölürüm gülüm
Sen çiçeksen dalın olam 
Sen çiçeksen dal olayım 
mavi yeşil al olayım 
sen kovansam bal olayım 
damla damla gel süz beni 
sen şahinsen ben serçeyim 
zehir isen gel içeyim 
sen arıysan ben çiçeğim 
daldan dala gel gez beni 
sen denizsen ben ırmağım 
sen ağaçsan ben yaprağım 
sen tohumsan ben toprağım 
nadas nadas gel diz beni 
sen yolcuysan yolun olam 
diyar diyar gel gez beni 
sen sultansan kulun olam 
kölemdir de gel ez beni 
Aramıza dağlar girdi ne deyim 
upuzun yollarda gelmek isterdim 
saçını koklayıp öpmek isterdim 
seni ömür boyu sevmek isterdim 
aramıza gurbet girdi neyleyim 
seni nasıl özlemişim bir bilsen 
ne olur habersiz bir çıkıp gelsen 
gelsen gözümdeki yaşları silsen 
aramıza dağlar girdi ne deyim 
elini elimde tutmak isterdim 
kalbini kalbime katmak isterdim 
bir ömür dizinde yatmak isterdim 
aramıza hasret girdi ne deyim 
hangi seller aldı seni, hangi yeller 
soldu hasretinden güller, sünbüller 
gözlerimde yağmur yağmur şiirler 
aramıza ahlar girdi ne deyim 
mecnun leylasına yanar çölünden 
ceylan suyun arar hasret gölünden 
seven ayrı düşer gönül gülünden 
aramıza dağlar girdi ne deyim 
ah çekip ağlarken dalında bir gül 
kendi feryadına sarılır bülbül 
sana kavuşmaktı en büyük ödül 
aramıza hasret girdi neyleyim 
Affetmem Seni
ey vefasız hiç bir sebep yokken ayrıldın 
bir çift söz etmedin neden, niçin darıldın 
bırakıp gittin beni yadellere sarıldın 
bir gün pişman olup dönsende 
bin özür dilesende afetmem seni 
şu küçücük dünyamda yegane sen vardın 
büyüttüğüm gül dalını kalbimde kırdın 
açtığın yarayı ne bağladın ne de sardın 
bir gün dönüp gelsende 
bin özür dilesende afetmem seni 
bırak yüzüne bakmaya bir yüzüm olsun 
aşkımızı bitirecek son sözüm olsun 
varsın hayatım hep üzgün hep hüzün dolsun 
bir gün dönüp gelsen de 
bin özür dilesen de afetmem seni 
kirletme aşkımızı bırak temiz kalsın 
varsın bu yürek yokluğunla hep ağlasın 
seni gerçek seveni gün gelir anlarsın 
bir gün dönüp gelsen de 
bin özür dilesen de afetmem seni 
büyüttüğüm gül dalı kalbimde kırıldı 
gönlümün dostkuşu gülmelere darıldı 
yüreğim her ihanetten bir yara aldı 
bir gün pişman olup dönsende 
bin özür dilesende afetmem seni 
Al yeniden yarat beni
Soğuklarda yazın eyle 
dostluklarda hazın eyle 
bülbülsen avazın eyle 
kızıl güllere sat beni 
Dostluklara el vereyim 
yağmurlara sel vereyim 
sevenlere dil vereyim 
sevdalara anlat beni 
Dost dillerin balı olam 
al güllerin dalı olam 
bir sende sevda bulam 
al gönlüne kat beni 
İstersen al sulara sal 
istersen hep yanımda kal 
istersen gel canımı al 
al yeniden yarat beni 
Çatladı son sabır taşım 
Yar sevdalı yanağında 
yağmur yağmur aktı yaşım 
ben seni sevdim seveli 
belalara kaldı başım 
zincir oldun ellerimde 
yangın oldun yüreğimde 
acı oldun ekmeğimde 
zehir zıkkım oldu aşım 
hazanlara döndü bağım 
boranlara döndü dağım 
günden güne azdı ağrım 
çile oldu can yoldaşım 
usul usul ince ince 
yapraklara kar inince 
seni düşündüm her gece 
çatladı son sabır taşım 
Yağmur olup düşsem bir gül dalına
yağmur olup düşsem bir gül dalına 
süzülsem damla damla yaprağından 
turna olup uçsam canım vatana 
öpsem bin özlemle has toprağından 
kınar mı gurbeti saysam yıllara 
yanar mı hasreti döksem yollara 
çiçek çiçek sarılsam baharlara 
bir selam uçursam özlem dağından 
Kimim Ben 
Çocuk olur masal dinlerim kimi gün 
seyyah olup diyar diyar gezerim 
kendi aptallığıma gülerim kimi gün 
yüzme bilmediğim denizlerde yüzerim 
kimi gün Mecnun olur çöller aşarım 
her diyarda bir başka Leyla ararım 
kimi gün çocuk olur aklıma şaşarım 
kalbimi alıp avucuma beraber ağlarım 
kimi gün ceylan olur avcılardan kaçarım 
kahraman olur korku saçarım kimi gün 
kimi gün al al çiçek olur şiir açarım 
kuş olur daldan dala uçarım kimi gün 
kimi gün ferhat olup dağlar delerim 
koyun olur kuzuma melerim kimi gün 
kimi gün şair olur şiirler elerim 
kerem olup aslıya yanarım kimi gün 
Kusura bakmayın sizden değilim
Gülen bir gülü dermiyorsanız 
önüne bir ömür sermiyorsanız 
insanlığa değer vermiyorsanız 
kusura bakmayın sizden değilim 
Ön yargıyla insana bakıyorsanız 
Din adına insan yakıyorsanız 
dostluklarda çıkar arıyorsanız 
kusura bakmayın sizden değilim 
beraber gülüp beraber ağlasakta 
dünyaya aynı pencereden baksakta 
Aynı Allaha, kitaba inansakta 
kusura bakmayın sizden değilim
gülmeyen yüzüme bir kez gülüver 
İstersen narınla gel yandır beni 
bütün dertlerimden arındır beni 
gönlünün gülünde barındır beni 
gülmeyen yüzüme bir kez gülüver 
sensizlik zor gelir bana ölümden 
her gün bir sayfa alır ömrümden 
deli divaneye dönen gönlümden 
derdi kederimi artık biliver 
ben mahkumum kederlere hüzüne 
bin gam etsen hiç alınmam sözüne 
güller açar her bakınca yüzüne 
dinmeyen yaşımı gelde  siliver 
Nuri CAN Hasret Çiçeği 1977 Kitapçığından
Nuri CanKayıt Tarihi : 26.8.2013 11:23:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
1977 de (Hasret Çiçeği) isimli küçük bir kitapçıkta yer alan ilk gençlik şiirlerimi gözden geçirip yeniden Kitaplaştırdık. Mozan ve Eylem'in emekleriyle...
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!