Hasret Çiçeği Kitap Dosyası

Nuri Can
407

ŞİİR


96

TAKİPÇİ

Hasret Çiçeği Kitap Dosyası

1977 de (Hasret Çiçeği) isimli küçük bir kitapçıkta yer alan ilk gençlik şiirlerimi gözden geçirip yeniden Kitaplaştırdık. Mozan ve Eylem'in emekleriyle...

Hasret Çiçeğim

Yağmurlar düşerken körpe bağına
süzülür damlalar gül yaprağına
takılıp gurbetin hüzün ağına
bir sen mi solarsın hasret çiçeğim

Sarıp dikenlere gönül acını
indirme başından ümit tacını
rüzgarda savrulan ipek saçını
bir sen mi yolarsın hasret çiçeğim

Estikçe başından gurbet yelleri
okşarsın hasretle açan gülleri
mutluluk içinde eski günleri
bir sen mi anarsın hasret çiçeğim

Dalıp anıların buruk seyrine
gözyaşı dökersin hasret nehrine
yediğin ekmeği gurbet zehrine
bir sen mi banarsın hasret çiçeğim

Denizler dalgalı alınlar sisli
yollar sıra sıra engel dizili
herkesin ateşi içinden gizli
bir sen mi yanarsın hasret çiçeğim

Seller feryad eder dağlar ses verir
bir ömre bir sevda sanma az gelir
şimdi her gönülde bir ah yükselir
bir sen mi ağlarsın hasret çiçeğim

Coşkun akan seldim duruldu kalbim
gurbet eller gezdim yoruldu kalbim
aşkın hançeriyle vuruldu kalbim
bir sen mi kanarsın hasret çiçeğim

Bir tek sen değilsin hasretlik çeken
gizli köşelerde boynunu büken
sılada sevdalar gül gül iken
bir sen mi solarsın hasret çiçeğim

Can Nuri’yim nice canlar canıyım
diyar diyar gezen garip arıyım
gurbetin hasretin en kör yanıyım
bir sen mi dolarsın hasret çiçeğim

Nuri CAN
www.nurican.com


Gittin Ya

Gittin aynalarda silindi yüzün
kalbimi ateşe yakışım ondan
içimde sızılar gözümde hüzün
böyle melûl-mahzun bakışım ondan

gittin ya yaprak döktü sevgi ağacı
inleyen dalında ince bir sancı
gittin ya her yer şimdi yabancı
kendimi dağlara vuruşum ondan

gittin boyun büktü güller gülşenler
gittin ya sarardı soldu bahçeler
uzak diyarlara göçtü serçeler
esen yele haber soruşum ondan

gittin ya tükendi mavi aydınlık
gittin ya şimdi her yer karanlık
mevsimler yüzüme gülmüyor artık
böyle garip garip susuşum ondan

kalmadı bir umut tükendi neşem
vakitsiz boynunu büktü menekşem
yüzünü görmeden ölmek endişem
böyle boynu bükük duruşum ondan

Destelenip gel kalbime

Çiçeklerden bir demet ol
destelenip gel kalbime
şarkılardan bir demet ol
bestelenip gel kalbime

sen kovan ol ben de balın
sen çiçek ol ben de dalın
sen sultan ol ben de kulun
sevdalanıp gel kalbime

gerçek aşkın derin dibi
ne kar dinler ne de tipi
uzaktan bir mektup gibi
postalanıp gel kalbime

sen ağaç ol ben de yaprak
sen tohum ol ben de toprak
uzaklardan ırmakırmak
duygulanıp gel kalbime

bu dünyada tekmiş gibi
dala tohum ekmiş gibi
kara sevda çekmiş gibi
hastalanıp gel kalbime

baharlardan sevincim ol
şiirlerden bir incim ol
her gönülde birincim ol
destelenip gel kalbime

dostluğuna el vereyim
yağmuruna sel vereyim
şiir isen dil vereyim
bestelenip gel kalbime

Sevgi Yağmurum Ol

Günüm güneşim ol ısınacağım
Ümit duvarım ol yaslanacağım
Sevgi yağmurum ol ıslanacağım
Gül kokun bir ömür tenimde kalsın

Sen uykuysan ben gördügün düş olam
Sen yuvaysan ben bir yavru kuş olam
Ağlar isen yanağında yaş olam
Gözlerin bir ömür gözümde kalsın

Sevgili ol ömrüme, düş kaçağım
Göğsüne başımı yaslayacağım
Kalbimin içinde saklayacağım
Özlemin bir ömür gönlümde kalsın

Bir dünya sun bana tutunacağım
Gönlümü sevginle avutacağım
Bütün ihanetleri unutacağım
Ellerin bir ömür elimde kalsın

Sevgi mırıldayan nehirler gibi
Derin uykularda şehirler gibi
İsminki dualar, şiirler gibi
Ölünceye kadar dilimde kalsın

Nuri CAN

Mehtabım Olsan

Karanlık gecede mehtabım olsan
Süzülsen o hayal sessizliğinle
Dilinde nağmeler elinde keman
Okşasan ruhumu güzel sesinle

Özge canım olsan, gönül yoldaşım
Bir ömür dizinde dinlense başım
Akarsa uğruna aksın gözyaşım
Yakarsa ateşler yaksın elinle

Bir daha sönmesin içimde közün
Bir daha çalmasın kapımı hüzün
Çiçekler açtırsa gülünce yüzün
Dağılsa efkarım gül nefesinle

Kimse okşamasın al yanağını
Öpmesin başkası gül dudağını
Bana bağışlasan gönül bağını
Sevgiden bir yuva kursak seninle

IŞIL IŞIL

Kapama gözlerini gök kararmasın
bir ömür yüzüme bak ışıl ışıl
sevda çöllerinde aşk pımarımsın
ak benim gönlüme ak ışı ışıl

akarsa uğruna aksın göz yaşım
ağrırsa uğrunda ağrısın başım
bitmez hasretimsin, kavım, ataşım
sarıl bedenime yak ışıl ışıl

şu gönül hanemde ak meleğimsin
yalancı dünyada tek dileğimsin
nazlı kardelenim, kelebeğimsin
çıkıp yücelerden bak ışıl ışıl

Sen ol bu dünyada güneşim ayım

Dönderme yüzünü kurban olaym
Sen ol bu dünyada güneşim ayım
Yalnız ben seveyim, ben okşayayım
Gezmesin bir başka el saçlarında

Kalbimin içidir en güzel yerin
Tutmasın bir başka eli ellerin
Gözlerin gözümde bak derin derin
Kaybolup gideyim bakışlarında

Yüce dağ başına yağan karlarca
Seyrine dalayım senin yıllarca
Gönül ırmağında coşan sularca
Bin huzur bulayım akışlarında

Süsenim sümbülüm reyhancasına
Kekliğim maralım ceylancasına
Tamburum cümbüşüm kemancasına
Şarkılar derleyim ağaçlarında

Tanrıya dilenen dilekler gibi
Cennette dolanan melekler gibi
Sevda dağındaki çiçekler gibi
Bir ömür kalayım yamaçlarında


Darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim

Aşk yolunda cefa verip yorsan da
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim
binbir okla yüreğimden vursan da
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim

Giderken son kez dönüp baksan da öyle
içimi ateş - alev yaksan da öyle
önümde sel gibi aksan da öyle
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim

Gönlüme kış düşse mevsim baharken
çöle dönse bahçem yağmur yağarken
ecel gelse de daha vakit varken
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim

Seni özlemekten kahrolsam bile
yollara bakmaktan usansam bile
başımı taşlara vursam da bile
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim

Ülkeden ülkeye kovsanda sürgün
yağmurla gözyaşım aksada her gün
kalpte mekan tutsa çile-i vurgun
gücenmem, darılmam, küsmem sevdiğim

Sen bir güneş olsan aşkım kar olsa
aksa damla damla kalbime dolsa
sevda sana göre yalanda olsa
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim

Güneş gökyüzünde insede yere
sürünsemde ardında hep yara - bere
gecelerim dönse de kahr-ı mahşere
gücenmem, darılmam, küsmem sevdiğim

Can Nuri'yim bin dert versende bana
darılmam sevdiğim, gücenmem sana
aşk ile tutuşsamda ben yana yana
darılmam, gücenmem, küsmem sevdiğim


Bir Ömür Seninle

Bir ömür seninle başbaşa kalsak
Hayatı beraber koşsak ne olur
Bütün yıldızları bir bir dolaşsak
Zamanı beraber aşsak ne olur

Şarkılar söylesek aşkın dilinden
Nağmeler dinlesek seher yelinden
Bahar yağmuruyla duygu selinden
Gönül ırmağına taşsak ne olur

Dudaktan dudağa bir şiir gibi
Gönülden gönüle bir nehir gibi
Yıldızlara hasret bir şehir gibi
Derin uykulara dalsak ne olur

Kuşlar gibi geçip tüm hudutlardan
Selamlar iletsek ak bulutlardan
Kovup elemleri şen duygulardan
Sonsuz mutlulukla coşsak ne olur


Bir Sen Değişmedin Şu Yüreğimde

Yıllar gelip geçti zaman değişti
Bir sen değişmedin şu yüreğimde
Dağlara kar düştü duman değişti
Bir sen değişmedin sevdiğim bende

Ovalar nehirler düzler değişti
Baharlar, rüzgarlar güzler değişti
İnsanlar, nesiller, yüzler değişti
Bir sen değişmedin şu yüreğimde

Sen hala içimde incecik sancı
Biricik sevdiğim başımın tacı
Sevenler eskidi herkes yabancı
Bir sen eskimedin şu yüreğimde

Mevsimler,takvimler, yıllar eskidi
Resimler, kavimler, kullar eskidi
Gelenler, gidenler, yollar eskidi
Bir sen eskimedin sevdiğim bende

Şaşsa da yollarım kesilsede hız
Gözlerin gönlümde sönmeyen yıldız
Hala yavuklumsun o nazenin kız
Bir sen değişmedin şu yüreğimde

Kurallar, töreler, bazlar değişti
Sevdalar, sevgiler, hazlar değişti
Kadınlar, gelinler, kızlar değişti
Bir sen değişmedin şu yeryüzünde

Eserken başımda kavak yelleri
Bağlanmıştı gönlüm öyle serseri
Sen hala sevecen, nazlı, cilveli
Hiç mi değişmedin sevdiğim bende

Bakışlar, işmarlar, gözler değişti
Şarkılar, duygular, sözler değişti
Saçlara ak düştü, yüzler değişti
Bir sen değişmedin sevdiğim bende

Şehirler, sokaklar, evler değişti
Bahçeler, tarlalar, köyler değişti
Ağalar, köleler, beyler değişti
Bir sen değişmedin şu yeryüzünde

Can Nuri'yim yıllar ne çabuk geçti
Avurtlarım çöktü şeklim değişti
Doldu vadem ölüm çağım erişti
Bir sen değişmedin durursun öyle

İşit beni, Dinle beni, Bul beni...

Ey uğruna bunca kahır çektiğim
yollarına gözyaşımı ektiğim
sanadır bu çağrım sana sevdiğim
işit beni, dinle beni, bil beni...

sil şu gözlerimin akan yaşını
duy şu yüreğimin haykırışını
dinle de gönlümün yalvarışını
bir cevap ver, işit beni, bil beni

yok mudur kalbinde bir dirhem vefa
bitmiyor yıllardır çektiğim cefa
bu kaçıncı çağrı, kaçıncı defa
bir cevap ver, işit beni, bil beni

ey benim ömrümün sevda gerçeği
ey benim gönlümün hasret çiçeği
şaşırdım yönümü, gündüz, geceyi
ara beni, bir sor beni, bil beni...

Üşüdüğün yerde güneş olayım
sevdanla tutuşan ateş olayım
gidersen yanında bir eş olayım
anla beni, dinle beni, duy beni...
uy beni de kömür gözlüm uy beni

savurdun yellere hayallerimi
soldurdun bağımda al güllerimi
Can Nuri sormadın şu hallerimi
ara beni, bir sor beni, bul beni...

Merhaba can dostum sen sefa geldin
Çağlari’ye
Şu acı günüme geldin yetiştin
merhaba can dostum sen sefa geldin
vur ki, hançerini deşilsin yaram
dermansız derdime bin deva geldin

Dostluk hasretidir dostluğun kârı
kalplere mühürdür dost yadigarı
Hep dosta çağıldar gönül pınarı
bu dost hanesine gül vefa geldin

Yalan değil hasretinle solduğum
gelenden geçenden haber sorduğum
gözünün yaşına kurban olduğum
gönül mihrabıma pir sefa geldin

Dost odurki her şeyi yüze söylesin
dostunun uğruna canını versin
iki eli kanda da olsa gelsin
fakir hanemize dost sefa geldin

Kar yağsa dağlara çekilse duman
hasretin yolunda geçse de zaman
dostluk can içredir, can içinde can
gönül kapımıza hak sefa geldin

Ben bir Can Nuri’yim candan ikrarım
dostuma hasrettir figanım – zarım
sevgiyle örülü gönül duvarım
mertlik kalesine bin sefa geldin

Nuri CAN

Kördüğüm

gözlerin ufkumda bir nur inanki
en umutsuz karanlık gecelerde
seninle kördüğüm gibiyim sanki
çözülmek bilmeyen bilmecelerde

sen bir leyla isen bende mecnunum
bir sana yangınım bir sana vurgunum
sensiz yaşayamam anlıyor musun
hava gibi su gibi sana mecburum

sensin içli sevdam nazlı çiçeğim
benim tatlı hülyam haklı gerçeğim
bu can bu bedende var oldukça
seni ölümüm gibi bekleyeceğim


Bir Alevsin Avuçlarımda

Çicek çiçek açıp ağaçlarımda
Yaprak yaprak dalda solan sevdiğim
Damla damla akıp göz uclarımda
Derya derya kalbe dolan sevdiğim

Bazen bir alevsin avuçlarımda
Bazen bir menekşe yamaçlarımda
Bazen bir rüzgarsın kır saçlarımda
Tutam tatam başım yolan sevdiğim

Bir zaman ömrümüz yazdı, bahardı
Ne bülbül ah eder ne gül ağlardı
Dört mevsim kalplerde bir aşk yanardı
Şimdi bir külleri kalan sevdiğim

Kalmadı içimde sevgiye bir yer
İşkenceye döndü saatler, günler
Yüreğim bir mezar sığmaz ölüler
Sonsuz acılara salan sevdiğim

Benimdir bu çile, bu ayrılıklar
Dinmeyen gözyaşı, bu hıçkırıklar
İçimde bin özlem, bin kahır var
Anladım bu dünya yalan sevdiğim

Damla Damla Yanağına Çiz Beni

Sen uykuysan, ben gördüğün düş olam
Sen yuvaysan, ben bir yavru kuş olam
Ağlar isen gözlerinde yaş olam
Damla damla yanağına çiz beni

Sen sevda ol, ben uğrunda can veren
Sen gülnişah, ben eteğe yüz süren
Sen avcı ol, ben yaralı bir ceren
Sıra sıra kurşunlara diz beni

Sen güneş ol, ben günyüzü görmeyen
Sen neşe ol, ben ömrünce gülmeyen
Sen tabip ol, ben derdinden inleyen
İlmek İlmek acılardan süz beni

Sen leyla ol, ben yağmursuz çöl olam
sen yangın ol, ben savrulan kül olam
sen bahçevan, ben bahçende gül olam
arı gibi daldan dala gez beni

Ben bir etek, sen kocaman bir dağ ol
ben bir çalı, sen alımlı bir bağ ol
ben Can Nuri, sen canımda bir can ol
isterisen toprak toprak ez beni

Ümitlerim Yeşil Yeşil Sevdiğim

Bir zaman günlerim yazdı bahardı
Değişti mevsimler hazanlar sardı
Umduğum dağlara dolu kar yağdı
Gediklerim yeşil yeşil sevdiğim

Kolları kesilmiş ırmağım şimdi
Yağmura susamış toprağım şimdi
Dalında kurumuş yaprağım şimdi
Ümitlerim yeşil yeşil sevdiğim

Geçip gitti ömür hicranla, gamla
Bazen nehir gibi, bazen bir damla
Aldıklarım kuru bir daldı amma
Verdiklerim yeşil yeşil sevdiğim

Bülbülü terkeden güllere döndüm
Bulanıp akmayan göllere döndüm
Kırkına varmadan kellere döndüm
Hayallerim yeşil yeşil sevdiğim

Gül olaydım o kınalı elinde

Yar senin elinden mendil olaydım
sürmeli gözüne süreydin beni
hayal bahçesinde bir gül olaydım
her bahar rüzgara vereydin beni

bir şarkı olaydım gönül dilinde
bir nağme olaydım sazın telinde
gül olaydım o kınalı elinde
her seher koklayıp öpeydin beni

sabır kapısında taşa döneydim
dolanıp dolanıp başa döneydim
gözünde süzülen yaşa döneydim
her gece yastıkta sileydin beni

yüce dağ başında pınar olaydım
nazlı nazlı yar kalbine dolaydım
gül olup uğruna her gün solaydım
her gelip geçende göreydin beni

Can Nuri yoluna dağlar deleydim
canından can dostu beni bileydin
ellerim elinde düşüp öleydim
kalbinin içine gömeydin beni

Bahar sensin, Bahçe sensin, Gül sensin

Bahar sensin, bahçe sensin, gül sensin
şiir sensin, mısra sensin, dil sensin
ateş sensin, duman sensin, kül sensin
hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin

baharda tomurcuk nazlı çiçeksin
ömrümü önüne serdiğim renksin
uğruna canımı verdiğim cenksin
hangi yana vursam, kime gitsem sensin

Arım sensin, çecim sensin, balım sen
bahar sensin, çiçek sensin, dalım sen
ipek sensin, şalım sensin, alım sen
hangi yöne gitsem, kimi sevsem sensin

Gül gülşenler seninse, sen de benim
dünya alem seninse, sen de benim
aşk-ı nağme seninse, sen de benim
hangi yana vursam, kimi sevsem sensin

Canımda özüm, özümde can sensin
ruhumta gözüm, gözde nihan sensin
vatan-ı tacım, tacı cihan sensin
hangi yana vursam, kime gitsem sensin

Göster cemâlini ey mihribanım
hilâl kaşlım, aybakışlım, can yanım
usul boylum, gül gamzelim, fidanım
hangi yana vursam, kime gitsem sensin

sevincim, neşem sensin, hevesim sen
sensin kalbimin sesi, nefesim sen
aynalarda baktığım her resim sen
hangi yana vursam, kime gitsem sensin

yalancı dünyada baş tacım sensin
sevincim, huzurum, tek acım sensin
düşmüşüm derdine, ilacım sensin
hangi yana vursam, kime dönsem sensin

Ömrüm sende, gönlüm sende, gözüm sen
şarkım sende, sazım sende, sözüm sen
nazım sende, yazım sende, özüm sen
hangi yöne dönsem, kime gitsem sensin

Bülbül-ü bi-zarım, figanım sensin
derdine düşmüşüm dermanım sensin
bir mahkümüm idam fermanım sensin
hangi yana vursam, kimi sevsem sensin


Geldi hazân, yine hüzün, yine gam

Cümbüş kırık, neyzen suskun, ney suskun
geldi hazân, yine hüzün, yine gam
şarkı suskun, meyhan suskun, mey suskun
geldi hazân, yine hüzün, yine gam

hicran dilsiz, yaş gözsüz, mevsimler güz
şair suskun, şiir suskun, tar sözsüz
yine boyun büktü akşamlar öksüz
gazeller savrulur nereye baksam

Dünyayı sevene dar eylemişler
sevdayı göğsüme nar eylemişler
bülbülü bir güle zar eylemişler
elde hazân, gülde hüzün, dalda gam

Rüzgar hicran inler gönül secdede
nağmeler aşkı kanar her hecede
ay küser bir efkâr basar gecede
bir ince sızıdır iner her akşam

Felek ki, demirden örmüş ağını
ceylanlar aşk için yakmış dağını
gazeller savurmuş gönül bağını
elde hazân, gülde hüzün, dalda gam

Bak yine çöktü efkar her yer karardı
bahçe gazel döktü yaprak sarardı
her sokak başını bir elem sardı
geldi hazân, yine hüzün,yine gam

Tipi bize, boran bize, kar bize
feryat bize, figan bize, zar bize
hicran bize, fizan bize, har bize
geldi hazân, yine hüzün, yine gam

Geldi hazan, yine gam, bana düştü
yine figan, yine zar cana düştü
vurdu her birimiz bir yana düştü
geldi hazan, yine hasret, yine gam


Munzur dağı çiçek açmış gülümser

"Munzur Dağı Silelenmiş Garinen
Aram Açık Ela Gözlü Yarınan
Eller Düğün Bayram Eder Yarınan
Benim Günüm Geçer Ah-U Zar’ınan"
Türkü

Munzur dağı çiçek açmış gülümser
eser ılgıt ılgıt yel bayram eder
bahar gelmiş karlar erir yol sesler
çoşar deli deli sel bayram eder

nazlı menekşeler titrer rüzgarda
arzu halim kaldı o güzel yarda
ne bilsin bu başım elemde, darda
vurur tezeneler tel bayram eder

sormayın kalbime kalbim ne diyor
düşmüş ataşlara feryat ediyor
sevdiğim kız ele gelin gidiyor
çalınır davullar el bayram eder

nergizler uyanmış keklikler seker
yardan ayrılması ölümden beter
hasret bahçesinde bülbüller öter
dalmış hayaline gül bayram eder

ne bir gül kokladım ne bir gül derdim
ne de bu dünyada murada erdim
en güzel gülümü ellere verdim
el oğlu sarılmış kol bayram eder

herkes yüreğine bir güzel seçti
benim yüreğime ateşler düştü
munzur çiçek çiçek bahar erişti
yapraklar oynaşır dal bayram eder

sevinçli yaylaya göçüp konanlar
halaylar çekiyor kızlar oğlanlar
sarılmış sazına aşık olanlar
dağlar türkü türkü dil bayram eder

Sensin benim al ipeğim, nakışım

Aşkın çılgınıym deli divane
yürek yangınıyım gönül virane
kırılan dallara rüzgar bahane
başka güz görmedim bilmedi telim

sazlarda inleyen tellere yazdım
türküler söyleyen dillere yazdım
saçını okşayan ellere yazdım
başka bir çiçeğe sürmedim elim

sensin sevgi bohçam al güllü bağım
bahçemin bülbülü dumanlı dağım
ruhuma can katıp akan ırmağım
başka bir kulvara akmadı selim

bahar yeşerse de al bahçelerde
mehtap ışısa da zor gecelerde
şiirler dillense ol lehçelerde
başka söz demedi bilmedi dilim

sensin benim al ipeğim, nakışım
yarınlara bin umutla bakışım
aşk içindir şu gönlümü yakışım
başka iz sürmedim ermedi elim


Sevda Gazeli (Türküce)
1892-1937 Cavad Ahunzade’leme

“Benim sevdiğim kız dünya güzeli
ona bu dünyada eş yaranmamış
duydumki, gönlünü felek bozalı
sırmalı telleri hiç taranmamış”

Dağları kar olmuş güzelim leylim
bağları har olmuş güzelim leylim
feryadı zar olmuş güzelim leylim
duyam dedim duyamadım ah

“Kırık dala konmuş dün yavru bir kuş
ondan haber vardı gözüm yaşardı
gel zavallı kalbim sorma ne olmuş
sorma ki, sevdiğin kimlere vardı”

Dilleri lal idi güzelim leylim
yanağı al idi güzelim leylim
dudağı bal idi güzelim leylim
tadam dedim tadamadım ah

Ağlamayı bilmiş gülmez sevdiğim
akar gözyaşları silmez sevdiğim
ona yandığımı bilmez sevdiğim
varam dedim varamadım ah

Kaderi taş olmuş güzelim leylim
çıbanı baş olmuş güzelim leylim
gözleri yaş dolmuş güzelim leylim
silem dedim silemedim ah

bir halden bilmeze varmış diyorlar
sahipsiz kimsesiz kalmış diyorlar
yarasına diken sarmış diyorlar
aram dedim aramadım ah

Dağlar geçit vermez dumandan, kardan
bir umut kalmadı yazdan, bahardan
ayrı düştüm ceylan gözlü o yardan
saram dedim varamadım ah


Kalbimde hasretin hıçkırıkları

Yıllarca anlatsam sana sevgimi
kalemler tüketsem bitirememki
çıkarmak istesem kalbimdekini
hasret ırmağına götürememki

sensin bu gönlümün gülü, dikeni
sensin bu ömrümün sevda yelkeni
aşkın hançeriyle vursanda beni
gözlerim görmeden ben ölememki

gönlümde acının cam kırıkları
gözümde hasretin hıçkırıkları
kalbine saklarsan ayrılıkları
senin sevdiğini ben bilememki

duy artık gönlümün haykırışını
şu seven kalbimin yalvarışını
kırma gönlümdeki sabır taşını
ölünceye kadar bekleyememki

Can Nuri ömrümce seni aradım
kanadıkça kalbim hasretle sardım
hep isyan ettim böyle, hep ağladım
gözyaşım silmezsen ben gülememki


Sularda hülyalı bakışın kalmış

El ele gezdiğimiz dar sokaklar
Bir içli sevdanın sırrını saklar
Uzanır ellerin usulca okşar
Sevgimi incinen nazlı yerinde

Sen gittin ardında bir sızın kalmış
Şu deli gönlümde gül nazın kalmış
Başımda dolaşan aşk türküleri
Duvarda üç telli bir sazın kalmış

Geçip gider günler hicranla gamla
Bazen nehir gibi, bazen bir damla
Kahrolmakta varmış, bir gün acınla
Ömrümün karanlık gecelerinde

Duvarda incecik nakışın kalmış
Sularda hülyalı bakışın kalmış
Sevda bir çiçekmiş gönül bağında
Koparıp göğsüme takışın kalmış

Baktığın her dalda bir izin durur
Her köşe başında bir gizin durur
Süsenin sünbülün nergizin durur
Gönlümün har düşmüş bahçelerinde

Has bahçede karanfilsin destesin
Gül kokardı buram buram nefesin
Şimdi hangi diyar, acep nerdesin
Arar mısın sende beni düşlerinde?

baktığın her yerde bir izin kalmış
dokunduğun yerde bir gizin kalmış
Süsenin, sünbülün, nergizin kalmış
Gönlümün har düşmüş bahçelerinde


Dokunki Yansın Yüreğin

Ey sevdiğim bir çiçeğe
Dokunki yansın yüreğin
Aşka yanmış bir yüreğe
Sokulki yansın yüreğin

Usul usul ince ince
Yapraklara kar duşünce
Aç kolların bütün gece
Sarılki yansın yüreğin

Mor dağları aşa aşa
Ay doğunca baştan başa
Yanakta bir damla yaşa
Dokunki yansın yüreğin

İster sümbül boyun eğsin
İster dallar yere değsin
Seviyorsan nerden bilsin
Sokulki yansın yüreğin

Sabah seher yellerince
Coşan bahar sellerince
Sazın sarı tellerince
Dokunki yansın yüreğin

Can düşerken al toprağa
Hayat gelir bin yaprağa
Aşka susuz bir dudağa
Dokunki yansın yüreğin

Aşk denilen bir ummana
Düşer isen yana yana
Nuri Can gibi bir cana
Sokulki yansın yüreğin


Canına Can Verirdim

Sen bir nazlı gül olaydın
dalına yaprak olurdum
canına can verirdim
acına toprak olurdum

sen bir türkü olaydın
kıskanırdım rüzgarlardan
kalbime koyardım sesini
yalnızca ben duyardım

tual olaydın fırçalarıma
sevginin rengine boyardım
ne okşardım saçını
ne öpmeye kıyardım

sen de sevseydin beni
canına can verirdim
kanına kan verirdim
sende sevseydin beni

yoluna toprak olurdum
dalına yaprak olurdum
pervane olurdum ışığına
etrafında döner dururdum

sende sevseydin beni
uğruna yol olurdum
kapına kul olurdum
sende sevseydin beni

bir damla yaş olaydın
başına bulut olurdum
düştüğün denizlerden
her damlanı bulurdum

karaları al yapardım
acıları bal yapardım
tanrıya inanmasaydım
bir tek sana tapardım

sende sevseydin beni
ateşleri kül ederdim
sevdaları gül ederdim
sende sevseydin beni

yağmur olur yağardım
bulut olur ağardım
yaş olurdum gözünde
ağladıkça, ağlardım

sen de sevseydin beni
canına can verirdim
kanına kan verirdim
sende sevseydin beni

Bu Rüya Hiç Bitmesin

Bitmesin bu hayal
bitmesin hülya
gitme hep yanımda kal
bir ömür sürsün rüya
Sensin sevincim neşem
sensin derdim kederim
lale sümbül menekşem
yazgım bahtım kaderim

Batmasın gün,solmsın gül
umutlar yitmesin
isterimki hep sürsün
bu rüya hiç bitmesin

Seninle döner dünyam
sensin sıcak güneşim
seninle dolu hülyam
sensin yegane eşim

Esmesin yel, akmasın sel
bulutlar inmesin
isterimki hep sürsün
bu sevda hiç bitmesin

Gözümün bebeğisin
canımın taa içisin
Tanrım bana yaratmış
yalnız benim içinsin

Batmasın gün, solmasın gül
bülbüller ötmesin
İsterimki hep sürsün
bu şarkı hiç bitmesin

Sevenler Ah Çeker Neylersin Ceylan

Sen dalları kırılmış boynu bükük karanfil
unutulmuş bir türküsün dağ başlarında

çıkıp yücelerde gezersin ceylan
kalbinde sızılar sezersin ceylan
ben seni severim canımdan öte
sen yüce dağları seversin ceylan

yüce dağbaşları duman kar olur
sevenin gönlünde sevda zar olur
sanmaki bir ömür hep bahar olur
yücelerden bakıp seyran eylersin

aşk ile gönlünü eylersin ceylan
rüzgara şarkılar söylersin ceylan
yalancı dünyanın kanunu böyle
sevenler ah çeker neylersin ceylan

yolunun üstüne tuzak kurulur
sevgiye vurulan bir gün vurulur
sanmaki uzaklar hep seni korur
dağlara şarkılar söylersin ceylan

sen gönül türküsü, dağlar maralı
dolaşıp dururuz bahtı karalı
vurmuş felek bizi canevimizden
gezeriz dağları yaslı yaralı

çıkıp yücelerden Can' a el eyle
gülmeyen bahtına türküler söyle
yalancı dünyanın kanunu böyle
sevenler ah çeker neylersin ceylan

Türkü Türkü sazlarla Gel

Yanakların nar alında
Bir çiçeksın sen dalında
Nazlı nazlı gel salında
Yollar sana selam dursun

Bahar ile yazlarla gel
İşvelerle nazlarla gel
Türkü türkü sazlarla gel
Teller sana selam dursun

Gelki bahar güzel görsün
Saçlarına güller örsün
Hak aşkıyla semah dönsün
Kullar sana selam dursun

Gökte uçan kuşlarla gel
Dağlarla gel, taşlarla gel
Yağmur olup yaşlarla gel
Seller sana selam dursun

Ay geçerken pencereden
Yıldız olup gecelerden
Uğul uğul yücelerden
Yeller sana selam dursun

Canlar ile cem olurken
Hemi yazıp hem okurken
Muhabetle dem olurken
diller sana selam dursun

ÇIçek çiçek deste deste
Beyit beyit beste beste
Hüda için her nefeste
Pirler sana selam dursun


Kalbimin içinden gül verdim sana

hayatın içinden el verdim sana
elimi tutacak ellerin nerde
kalbimin içinden gül verdim sana
gülümü derecek ellerin nerde

senin için dikenleri gül ettim
senin için acıları tül ettim
senin için ateşleri kül ettim
alıp savuracak yellerin nerde

ben senin uğruna hapisler yattım
ben senin uğruna acılar tattım
ben senin uğruna dünyayı sattım
halimi soracak dillerin nerde

uğruna sümbüller, güller büyüttüm
aşk için umutlar, düşler büyüttüm
besteler, şiirler, sözler büyüttüm
sazımı çalacak tellerin nerde

tut elimi kaldır düştüğüm yerden.
kurtar beni bu amansız dertten
ne yapsam gitmiyor hayalin serden
sevgiyle bakacak gözlerin nerde?


Figandayım, firgattayım, zardayım

Turna idim uçamadım gölümden
mecnun idim kaçamadım çölümden
bülbül idim uzak düştüm gülümden
figandayım, firgattayım, zardayım

aşkın narı tutuşunca gönlümde
eğildi dağ gibi başım önümde
pervaneler gibi yanıp döndümde
yamandayım, amandayım, zordayım

sabır kar etmedi gözyaşlarıma
yaz ayı yel vurdu yamaçlarıma
güz ayı kar yağdı gür saçlarıma
tufandayım, borandayım, kardayım

amanımda be hey dağlar amanı
dağılmaz başımın gamlı dumanı
ecel peşimizde gitme zamanı
hicrandayım, dumandayım, gamdayım

üç günlük dünyada barınamadım
kime ne ettiysem yaranamadım
cehennem narından korunamadım
fermandayım, ataştayım, nardayım

bahar gelmez artık gönül gülüme
boyun eğdim ihanete, zulüme
selam saldım gelsin çirkin ölüme
virandayım, zindandayım, dardayım

Gözümün yaşıyla ellere verdim

Kopardım meyvemi bağlara verdim
uçurdum hasreti dağlara verdim.
yare bağladığım şu seven kalbi
dağlayıp göğsümden ahlara verdim

aşkın ateşiyle yaktım gönlümü
göklere savurdum sönen külümü
elimde büyüyen nazlı gülümü
gözümün yaşıyla ellere verdim

bir ömür üstüme kara bağladım
aşkın hançeriyle döşüm dağladım
bir yar için gece gündüz ağladım
aktıkça gözyaşım sellere verdim

gidip geldim ölüm - yaşam arası
silinmedi ak alnımın karası
kanadıkça şu gönlümün yarası
ılgıt ılgıt esen yellere verdim

mevsimler sarardı, rüzgârlar üzgün
kederler üşüştü, sevinçler sürgün
şu yalan dünyada gülmedim bir gün
yazıp efkarımı tellere verdim

ya bu dünya yalan, ya da bu hayat
uçamaz hiç bir kuş kırıksa kanat
bir ömür boşa gelip geçti heyhat
bir aşk ki, dilden dillere verdim

ömrümce bir seni sevdim bilesin

Başka söz demedim bilmedi dilim
başka el tutmadım ermedi elim
başka saz vurmadım çalmadı telim
ömrümce bir seni sevdim bilesin

ey sevdalı bohçam, al güllü bağım
ey gönül bülbülüm, dumanlı dağım
ruhuma can katıp akan ırmağım
Kalbimi bir sana serdim bilesin

sen yoksan sevdiğim, gönül divane
sen yoksan bu elde hanem virane
sen yoksun sümbülden, gülden bana ne
hasretinden çile derdim bilesin

bahar yeşil yeşil al bahçelerde
mehtap ışıl ışıl bak gecelerde
sular pırıl pırıl akar derede
gönlümü bir sana verdim bilesin

sen ki, aşkın, ateşin, hasretin adı
şu garip gönlümün bitmez feryadı
çeker mi bu aşkı bir kuş kanadı?
kalbimi bir sana gerdim bilesin

sazında inleyen tele yaz beni
türkünü söyleyen dile yaz beni
saçını okşayan ele yaz beni
ömrümce bir seni sevdim bilesin

hep seni bekledim gelirsin diye
gelip gözyaşımı silersin diye
bir gün sevdiğimi bilirsin diye
bir ömür seni bekledim bilesin

Can Nuri sevdikçe sen uzak durdun
şu seven yüreğe hep tuzak kurdun
en son kurşununla kalbimden vurdun
dünyada yenilmez devdim bilesin


Sevinçler ellere, küs bana kaldı

ömür gelip geçti gülmedim bir an
dört mevsim ağlayan göz bana kaldı
yan ey deli gönül sen derdine yan
türküler yellere söz sana kaldı

kimi bağ fizanda kimi bağ bigah
güle har düştü bülbüle gamı ah
eyvah yaralı gülüm eyvah eyvah
baharlar ellere, güz sana kaldı

hayatki bir türkü bir serin nefes
hep gülüp oynadı deminde herkes
gülmedi kör talih gülmedi bir kez
bayramı ellere yas bana kaldı

bir garibim böyle, bir bahtı kara
durmadan kanadı içimde yara
dört mevsim hasret bıraktı bahara
güneşi ellere sis bana kaldı

ne dalda çiçek ne çiçekte arım var
ne yazda yağmur, ne kışta karım var
ah çeken bülbülüm ahu zarım var
sevinçler ellere, küs bana kaldı

üç günlük dünyada barınamadım
ne yaptım kimseye yaranamadım
cehennem narından korunamadım
ateşi yellere kül bana kaldı

Seni sevdiğimi biliver yeter.

Hasretin çölünde açınca kuyu
vurunca yüreğe hasretin suyu
biz ayrı kalsakta bir ömür boyu
senede bir selam salıver yeter

yağmura hasret susuz çöller gibi
baharı süsleyen al güller gibi
aşk ile inleyen bülbüller gibi
bir gece dalıma konuver yeter

ayrılıklar yüreğini yakarsa
gözlerinde damla damla akarsa
aramızda bütün bağlar koparsa
vuslat hasretiyle sarıver yeter

gönül pazarında satsan da beni
dalgın denizlere katsan da beni
dipsiz uçuruma atsan da beni
çıkıp semalara bakıver yeter

boşada gitse verdiğim emekler
sevenler usanmaz bir ömür bekler
kavrulup yansada bütün çiçekler
pınar ol bahçeme akıver yeter

sensin sevdiceğim, biricik eşim
mutluluk payım, ayım, güneşim
yırtılıp solduysa verdiğim resim
cismimi duvara asıver yeter

perişan halimi hiç sormasan da
kanayan yaramı hiç sarmasan da
ömrümce beklesem hiç varmasan da
gölgemi koluna takıver yeter

döndersen yüzümü bir kez bahara
durmadan kanasın bendeki yara
ah etmem çeksende gönlümü dara
bir gece koynuna alıver yeter

şu yalan dünyada bir gün gülmedim
bin ok vurdu felek yine ölmedim
kastı neydi şu kaderin bilmedim
çaresizim, gözyaşımı sil yeter

bin dilek dilesem sayamam sana
bir ömür seyretsem doyamam sana
gözünde yaş olsa kıyamam sana
seni sevdiğimi biliver yeter

Gözlerin

Deniz esrarında huzur mu bulur
Mavi mavi bakıp gider gözlerin
Kadeh kadeh dudaklara sunulur
Derya derya akıp gider gözlerin

Hasret yağmuruyla yaşlar inerken
Duygu denizinde tufan dinerken
Yüreklerde tüm arzular sönerken
Alev alev yakıp gider gözlerin

Yapraklar gibisin güller gibisin
Sazlarda inleyen telden hislisin
Yıldız yıldız bulutlarda gizlisin
Şimşek şimşek çakıp gider gözlerin

Bitmez bir hayalsin, sonsuz bir hülya
Mehtaplı gecede en güzel rüya
Seninle sabah olur, döner dünya
Duygu duygu akıp gider gözlerin

Baharda başkasın, yazda bir başka
Servgide başkasın, hazda bir başka
Çalımda başkasın, nazda bir başka
Sevda sevda yakıp gider gözlerin


Tomucuk tomurcuk sevdiğim sensin

Tomucuk tomurcuk sevdiğim sensin
canımı uğruna verdiğim sensin
aşk ile bezenmiş halılar gibi
bir ömrü önüne serdiğim sensin

sensin benim al ipeğim, nakışım
derya derya gönüllere akışım
pembe sevinçlerde bir deli sevda
yarınlara bin umutla bakışım

baharda çiçeğim çiçekte arımsın
yazda yağmurum kışta karımsın
huzursun rengarenk gönül bahçemde
ağaçta yaprağım güzde sarımsın

sensin sevgi bohçam, al güllü bağım
bahçemin bülbülü, dumanlı dağım
dört mevsim çoşup yeşil çaylarda
ruhuma can katıp akan ırmağım

Ömrümü ömrüne kattığım sensin
ne yesem, ne içsem tattığım sensin
soğuk odalarda seni düşleyip
her gece sarılıp yattığım sensin

Kimbilir şimdi nerede hangi diyarda?

Kimbilir şimdi nerede hangi diyarda?
kaç ceylan yaralı gezer dağlarda
kaç balık çırpınır şimdi ağlarda
gözyaşları sel misali silen yok

Kimbilir şimdi nerede hangi diyarda?
kaç kız düşlerini örer rüzgarda
kalbinde incecik bir kor yanarda
dudağında bin gül kanar bilen yok

Kimbilir şimdi nerede hangi seherde?
kaç çiçek ürperir hoyrat ellerde
kaç şair düşünür yüreği kederde
her kirpiğinde bir göz ağlar silen yok

Kimbilir şimdi nerede hangi şehirde?
kaç dalgın bakış birikir bir nehirde
kaç yürek incinir yalnız bir şiirde
her mısra bin özlem saçar bilen yok

Bağışla ey kalbim bağışla beni

unuturum dedim unutamadım
kanlı gözyaşımı kurutamadım
verdiğim son sözü tutamadım
bağışla ey kalbim bağışla beni

bir ömür boş yere bekledim durdum
her güne bir azap ekledim durdum
sırtıma bin kahır yükledim durdm
bağışla ey kalbim bağışla beni

yürek yanışımı söndüremedim
ağlayan yüzümü güldüremedim
gözyaşım sel oldu dindiremedim
bağışla ey gönül bağışla beni

Elvan elvan seni sordum

Sen gidince ele güne
mecnun oldum döne döne
bıkıp usanmadan yine
kuldan kula seni sordum

Irmakların akışında
kekliklerin sakışında
çiçeklerin nakışında
elvan elvan seni sordum

Yar bağımı verdin yele
yaprağım döndü gazele
gözüm yaşı döndü sele
her damlada seni sordum

bir huzurla gülemedim
gözyaşımı silemedim
senden gayrı dilemedim
her duada seni sordum

Şiir şiir dize dize
bu bağrımı eze eze
Can aşığım geze geze
her adımda seni sordum

Hiç dinmedi yaşım benim

Ta doğduğum günden beri
hiç dinmedi yaşım benim
yedi başlı belalardan
kurtulmadı başım benim

oy yaradan oy yaradan
dertli doğdum ben anamdan
bin ok ile vurdu felek
kan damlıyor her yaramdan

ekinimi biçemedim
göçer oldum göçemedim
önüm arkam seçemedim
derin geçti kışım benim

oy yaradan oy yaradan
dertli doğdum ben anamdan
bin ok ile vurdu felek
kan damlıyor her yaramdan

boynu bükük ince daldım
karlar yağdı yara aldım
kara bahtım yere çaldım
zehir zıkkım aşım benim

oy yaradan oy yaradan
dertli doğdum ben anamdan
bin ok ile vurdu felek
kan damlıyor her yaramdan

Can Nuri geçen yıllara
yol oldu zalim kullara
sonu gelmez acılara
mezar oldu döşüm benim


Gidiyorum gözün aydın

Gidiyorum gözün aydın
artık arama arama
kaş üstüne düşen zülfün
istersen artık tarama
bekleme benden haberi
ölüm olsa dönmem geri
derman diye onca zehri
döktün yarama yarama

ayır artık yollarını
buzlara sar kollarını
aşkın kanlı oklarını
vurdun yarama yarama

gidiyorum gözün aydın
artık arama arama
derman diye onca zehri
sürdün yarama yarama

Baharlar tükendi yazlara kaldık

Geçip gitti üstümüzde mevsimler
baharlar tükendi yazlara kaldık
soldu anılarda kalan resimler
sevgiler islendi nazlara kaldık

çöllere düşmüşüz bir aşk yüzünden
kavrulup pişmişiz bir aşk yüzünden
zehirler içmişiz bir aşk yüzünden
figan-ı feryad avazlara kaldık

gidenler bir haber salmıyor artık
dostluğa bir selam almıyor artık
tezeneler kırıldı çalmıyor artık
türküler tükendi sazlara kaldık

her gün bin kahır her dakka bir çile
bin eza yüklendik biz bile bile
bağlandık aşklara kördüğüm ile
pınarı kurumuş hazlara kaldık


Bir tek senin olaydım

Seni sorup duraydım
kalbim seni andıkça
şu göğsüme vuraydım
hasretinle yandıkça

bir tek senin olaydım
kollarıma dolaydım
sende huzur bulaydım
gözlerine bakınca

sana gönül vereydim
muradıma ereydim
bir tek seni seveydim
dünya dönüp durdukça

gözünde yaş olaydım
yar kalbine dolaydım
baş ucunda duraydım
sen uykuya yatınca

al bir çiçek olaydım
yollarına duraydım
ceylanlara soraydım
dağlara gün atınca

mavi bir kuş olaydım
dallarına konaydım
yolculara soraydım
sen gurbete çıkınca

Şarkılarda dilin eyle

Nakışlarda elin eyle
kemanlarda telin eyle
şarkılarda dilin eyle
sevdalara söyle beni

Dostluklara el verelim
yağmurlara sel verelim
sevdalara dil verelim
Sevenlere anlat beni

Bülbül isen gülün eyle
gülşene bülbülün eyle
Mecnun isen çölün eyle
Leyla'ya kul eyle beni

At kalbimi alevlere
savur külümü yellere
yolcu et gurbet ellere
keman cümbüş neyle beni

Dost bağının sözü eyle
aşkın yakan közü eyle
körün gören gözü eyle
gönüllere söyle beni

Aşk bağında irem olam
hasretinden verem olam
Aslı isen Kerem olam
narına kül eyle beni

Soğuklarda yazın eyle
dostluklarda hazın eyle
bülbülsen avazın eyle
kızıl güllere sat beni

Dost dillerin balı olam
al güllerin dalı olam
bir sana sevdalı kalam
al gönlüne kat beni

istersen al sulara sal
istersen hep yanımda kal
istersen gel canımı al
al yeniden yarat beni


Sen gelmezsen ben ölürüm bilesin

bir zaman benim de gonca güllerim vardı
her sabah bahçemde burcu burcu kokardı
yel esti üstüne hepsi soldu sarardı
sen gelmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin

hep seni bekledim bir gün gelirsin diye
ömrümce seni sevdigimi bilirsin diye
yaşlı gözlerimi gelir silersin diye
sen silmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin

her gün içimde ateşle seni beklerken
durmadan yol alır hasrete bir garip tren
Kerem gibi Aslı'ya yanıp tutuşurken
sen bilmezsen ben ölürüm,ölürüm bilesin

ben güle hasret kalan bülbülün ahıyım
aşka hasret çeken kalplerin günahıyım
bütün kaleleri yıkan aşkların şahıyım
sen sevmezsen ben ölürüm, ölürüm bilesin

Figandayım, firgattayım, zardayım

Turna idim uçamadım gölümden
mecnun idim kaçamadım çölümden
bülbül idim uzak düştüm gülümden
figandayım, firgattayım, zardayım

aşkın narı tutuşunca gönlümde
eğildi dağ gibi başım önümde
pervaneler gibi yanıp döndümde
yamandayım, amandayım, zordayım

sabır kar etmedi gözyaşlarıma
yaz ayı yel vurdu yamaçlarıma
güz ayı kar yağdı gür saçlarıma
tufandayım, borandayım, kardayım

amanımda be hey dağlar amanı
dağılmaz başımın gamlı dumanı
ecel peşimizde gitme zamanı
hicrandayım, dumandayım, gamdayım

üç günlük dünyada barınamadım
kime ne ettiysem yaranamadım
cehennem narından korunamadım
fermandayım, ataştayım, nardayım

bahar gelmez artık gönül gülüme
boyun eğdim ihanete, zulüme
selam saldım gelsin çirkin ölüme
virandayım, zindandayım, dardayım

Yadeller sararsa ölürüm gülüm

İndirme başından hayatın tacını
bir sende ararım bu can ilacını
gözümden sakındığım ipek saçını
yadeller tararsa ölürüm bilesin

Ver artık elime gönlünün elini
sensin hayatımın biricik gelini
dokunmaya kıyamadığım belini
yadeller sararsa ölürüm bilesin

bir zamanlar bana canımdan yakınken
ha kavuştuk ha kavuşacağız derken
bakmaya doymadığım yüzünü benden
yadeller sorarsa ölürüm bilesin

senden öğrenmiştim, sevip sevilmeyi
sen öğretmiştin ağlayıp gülmeyi
sendin hayatımın ezeli gerçeği
kalbimde büyüttüğüm nazlı çiçeği
yadeller yolarsa ölürüm bilesin

Yadeller sararsa ölürüm gülüm

İndirme başından hayat tacını
bir sende ararım can ilacını
gözden sakındığım ipek saçını
yadeller tararsa ölürüm gülüm

Ver artık elime gönül elini
sen ol hayatımın nazlı gelini
kıyamadığım o ince belini
yadeller sararsa ölürüm gülüm

bir zamanlar öz canımdan yakınken
ha kavuştuk kavuşacağız derken
doymadığım o gül yüzünü benden
yadeller sorarsa ölürüm gülüm

sen öğretmiştin sevip sevilmeyi
sen öğretmiştin hayata gülmeyi
kalpte büyüttüğüm nazlı çiçeği
yadeller yolarsa ölürüm gülüm


Sen çiçeksen dalın olam
Sen çiçeksen dal olayım
mavi yeşil al olayım
sen kovansam bal olayım
damla damla gel süz beni

sen şahinsen ben serçeyim
zehir isen gel içeyim
sen arıysan ben çiçeğim
daldan dala gel gez beni

sen denizsen ben ırmağım
sen ağaçsan ben yaprağım
sen tohumsan ben toprağım
nadas nadas gel diz beni

sen yolcuysan yolun olam
diyar diyar gel gez beni
sen sultansan kulun olam
kölemdir de gel ez beni


Aramıza dağlar girdi ne deyim

upuzun yollarda gelmek isterdim
saçını koklayıp öpmek isterdim
seni ömür boyu sevmek isterdim
aramıza gurbet girdi neyleyim

seni nasıl özlemişim bir bilsen
ne olur habersiz bir çıkıp gelsen
gelsen gözümdeki yaşları silsen
aramıza dağlar girdi ne deyim

elini elimde tutmak isterdim
kalbini kalbime katmak isterdim
bir ömür dizinde yatmak isterdim
aramıza hasret girdi ne deyim

hangi seller aldı seni, hangi yeller
soldu hasretinden güller, sünbüller
gözlerimde yağmur yağmur şiirler
aramıza ahlar girdi ne deyim

mecnun leylasına yanar çölünden
ceylan suyun arar hasret gölünden
seven ayrı düşer gönül gülünden
aramıza dağlar girdi ne deyim

ah çekip ağlarken dalında bir gül
kendi feryadına sarılır bülbül
sana kavuşmaktı en büyük ödül
aramıza hasret girdi neyleyim

Affetmem Seni

ey vefasız hiç bir sebep yokken ayrıldın
bir çift söz etmedin neden, niçin darıldın
bırakıp gittin beni yadellere sarıldın
bir gün pişman olup dönsende
bin özür dilesende afetmem seni

şu küçücük dünyamda yegane sen vardın
büyüttüğüm gül dalını kalbimde kırdın
açtığın yarayı ne bağladın ne de sardın
bir gün dönüp gelsende
bin özür dilesende afetmem seni

bırak yüzüne bakmaya bir yüzüm olsun
aşkımızı bitirecek son sözüm olsun
varsın hayatım hep üzgün hep hüzün dolsun
bir gün dönüp gelsen de
bin özür dilesen de afetmem seni

kirletme aşkımızı bırak temiz kalsın
varsın bu yürek yokluğunla hep ağlasın
seni gerçek seveni gün gelir anlarsın
bir gün dönüp gelsen de
bin özür dilesen de afetmem seni

büyüttüğüm gül dalı kalbimde kırıldı
gönlümün dostkuşu gülmelere darıldı
yüreğim her ihanetten bir yara aldı
bir gün pişman olup dönsende
bin özür dilesende afetmem seni

Al yeniden yarat beni

Soğuklarda yazın eyle
dostluklarda hazın eyle
bülbülsen avazın eyle
kızıl güllere sat beni

Dostluklara el vereyim
yağmurlara sel vereyim
sevenlere dil vereyim
sevdalara anlat beni

Dost dillerin balı olam
al güllerin dalı olam
bir sende sevda bulam
al gönlüne kat beni

İstersen al sulara sal
istersen hep yanımda kal
istersen gel canımı al
al yeniden yarat beni


Çatladı son sabır taşım

Yar sevdalı yanağında
yağmur yağmur aktı yaşım
ben seni sevdim seveli
belalara kaldı başım

zincir oldun ellerimde
yangın oldun yüreğimde
acı oldun ekmeğimde
zehir zıkkım oldu aşım

hazanlara döndü bağım
boranlara döndü dağım
günden güne azdı ağrım
çile oldu can yoldaşım

usul usul ince ince
yapraklara kar inince
seni düşündüm her gece
çatladı son sabır taşım

Yağmur olup düşsem bir gül dalına

yağmur olup düşsem bir gül dalına
süzülsem damla damla yaprağından
turna olup uçsam canım vatana
öpsem bin özlemle has toprağından

kınar mı gurbeti saysam yıllara
yanar mı hasreti döksem yollara
çiçek çiçek sarılsam baharlara
bir selam uçursam özlem dağından

Kimim Ben
Çocuk olur masal dinlerim kimi gün
seyyah olup diyar diyar gezerim
kendi aptallığıma gülerim kimi gün
yüzme bilmediğim denizlerde yüzerim

kimi gün Mecnun olur çöller aşarım
her diyarda bir başka Leyla ararım
kimi gün çocuk olur aklıma şaşarım
kalbimi alıp avucuma beraber ağlarım

kimi gün ceylan olur avcılardan kaçarım
kahraman olur korku saçarım kimi gün
kimi gün al al çiçek olur şiir açarım
kuş olur daldan dala uçarım kimi gün

kimi gün ferhat olup dağlar delerim
koyun olur kuzuma melerim kimi gün
kimi gün şair olur şiirler elerim
kerem olup aslıya yanarım kimi gün

Kusura bakmayın sizden değilim

Gülen bir gülü dermiyorsanız
önüne bir ömür sermiyorsanız
insanlığa değer vermiyorsanız
kusura bakmayın sizden değilim

Ön yargıyla insana bakıyorsanız
Din adına insan yakıyorsanız
dostluklarda çıkar arıyorsanız
kusura bakmayın sizden değilim

beraber gülüp beraber ağlasakta
dünyaya aynı pencereden baksakta
Aynı Allaha, kitaba inansakta
kusura bakmayın sizden değilim


gülmeyen yüzüme bir kez gülüver

İstersen narınla gel yandır beni
bütün dertlerimden arındır beni
gönlünün gülünde barındır beni
gülmeyen yüzüme bir kez gülüver

sensizlik zor gelir bana ölümden
her gün bir sayfa alır ömrümden
deli divaneye dönen gönlümden
derdi kederimi artık biliver

ben mahkumum kederlere hüzüne
bin gam etsen hiç alınmam sözüne
güller açar her bakınca yüzüne
dinmeyen yaşımı gelde siliver

Nuri CAN Hasret Çiçeği 1977 Kitapçığından

Nuri Can
Kayıt Tarihi : 26.8.2013 11:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


1977 de (Hasret Çiçeği) isimli küçük bir kitapçıkta yer alan ilk gençlik şiirlerimi gözden geçirip yeniden Kitaplaştırdık. Mozan ve Eylem'in emekleriyle...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Nuri Can