Tarifsiz özlem kokusunu taşıyan
Gözle anlaşılan ahaliydi bu,
Eskiye dair sokaklara sinmiş
Hepsi geride kalmış,
Taşlı yollarda yürürken,
İçimden geçip gidenlerin çokluğu,
Çoktan unutulmuş yüzler,
Dolu dolu insanlar.
O evler, o sokak, o mahalle...
Hep seni aradığım,
Adını hatırlayamadığım,
O eski binanın altında,
Henüz salaş bile değilken,
Yoklukların tam ortasında,
Gaz lambasının altında,
Kucaklaşmışken yan yana,
Boğaz'ın bir yakasında,
Seyrek masalarda,
Duymaya doyamadığım,
İstanbul kokardı sözlerin,
Bakmaya doyamadığım,
Zeytin karası gözlerindi,
Burnumda tütüyor hala,
Kahvenin en demli yerinde,
Falla biten hoş sohbetin...
At muradıydı balık kısmet,
Bana bir yol görünüyordu,
Hep üç vakte kadar...
Umutlar tükendiğinde yeniden,
Bir doğruya açıldım,
Kollarımı, sırtımı dayadığım,
Dik yokuştan aşağıya,
Ayaklarım koşarken durmadan,
Bin kapıdan geçtikten sonra,
Kanatlandığımı sandığımda,
Gözlerimi iyice açtım,
Dar bir çarşıda karşımdaki,
Kalabalığa aldandığımı sanma,
Yokluğuna dayanamayıp,
Varlığına hasret kaldığım...
Yılmaz BEKTAŞ
Kpt Yılmaz BektaşKayıt Tarihi : 19.5.2023 12:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!